Murat BELGE
Geçen gün, tarihin "tarihe karışıp" gitmesine izin vermediğimizi yazıyordum. Evet, "Şu olay şöyle oldu; sonuçları da şunlardır," deyip kapatamıyoruz hiçbir konuyu. Çünkü her zaman "Hayır, öyle olmadı" diyen birileri var. Her olgunun en az iki hikâyesi var. Ayrıca, bütün bu olaylarda "gizli" kapaklı" sınıfına giren bir şeylerin varlığını seziyoruz ve gerçekten olup olmadığını hiç öğrenemiyoruz. Bu da, tarihî olaylara bir dizi komplo gözüyle bakmak şeklinde tecelli eden ulusal geleneğimizi besliyor. Örneğin, bugüne kadar fazla etkisi kalmamış bir hikâye kabul ettiğimiz Mahmud Şevket Paşa olayı; paşaya yapılan suikast. İttihatçılar bundan haberdar mıydı? Haberdardılar ve "Paşa da artık can sıkıcı olmaya başlamıştı" diye düşünüyorlardı - "Muhalifler suikastı yapsın, sonra tepelerine bineriz" diye düşünenleri de olmuş muydu?
Mahmud Şevket Paşa kendisi bugün olanları öyle ya da böyle etkilemiyor. Ama temmuzdaki darbe girişimi üstüne spekülasyonları düşününce, Şevket Paşa hemen güncel bir konu haline geliyor. Bütün bu olaylarda "iktidar/muhalefet" diye keskin, ateşli bir ayrım var. Ama biraz daha dikkatli bakınca, iktidarla muhalefet arasında çok sayıda ortaklık da görüyoruz.
Çanakkale'de önemli bir savaş oldu, değil mi? 1915'te oldu ve bitti. Bitti mi? O savaş bitmiş olabilir ama o savaş üstüne savaş bitmedi; bitecek gibi de görünmüyor. Bir arkadaşım yeni gitti, geldi. Dinlediği efsaneleri anlatıyor.
Her olgunun en az iki hikâyesi var, demiştim. Evet, en az! Bir ana hikâyenin çeşitli "yan-kolları" da oluyor. Örneğin, her şey gibi bunu da "İslâm'ın zaferi" olarak sunmak isteyenler, gökyüzünden çıkıp gelen aksakallı, nur yüzlü şehitlerden söz ediyorlarmış. Atatürk'ü sevmeyenlerin anlattığı bir hikâyeye göre de Mustafa Kemal o savaşta ölmüş, bir İngiliz subayı onun yerine geçip bildiğimiz "devrimleri" yapmış. Herhalde başka türlü "Mustafa Kemal iyi adamdı" diyemeyecek biri bunu icat etti.
Hikâyelerin zırvalığına bakıp önemsemeyebilirsiniz; ama bir toplumda böyle hikâyelere inanmaya teşne yüzlerce, binlerce insan varsa sorun da ciddi sorun demektir.
Bu toplumda neredeyse "ezelî" diyeceğimiz cepheleşmede böyle hikâyeler anlatanlar, öbür kampın gözünde zaten böyle batıl inançlar, hurafeler yaşadıkları için "zararlı" kimseler. Peki, bilmem nerede güneş batarken Mustafa Kemal'in profili çıkıyor diye o yere gidip tören yapanlara ne diyeceğiz? Onlar da akılcılığın temsilcileri, öyle mi?
Başladığımız konudan uzaklaşmayalım: Bu "akılcı" kesim topluma gerçeğe uygun bir "Çanakkale hikâyesi" anlattı mı?
Sonuç olarak, gerçeklik değil, "gerçeklik" diye sunulan "kurmaca"lar (fiction) söz konusu. O "kurmacalar" içinde "efsane" dozu değişebilir. İki topak cephe var. İkisi de "Benim hikâyem doğru. Herkes bunu kabul edecek" iddiasıyla savaşa giriyor. Bunun yolu, eğitim sisteminin "ideolojik aygıtlar" denetlemesinden geçiyor. Eğitim sistemini denetlemek de, son analizde, "devletin baskı aygıtları"nı denetlemesinin sonucu. Bu, iktidarın nihâi kertesi. Onu ele geçirince, senin "tarih hikâye"n de iktidara geliyor. Orada kimin oturduğuna göre, ya Türkler "Etrüsk" kılığına girip Roma İmparatorluğu'nu kuruyorlar ya da Müslüman denizci kılığında gidip Amerika'yı keşfediyorlar.
Bu dünyada demokrasiyi iktidarlardan çok muhalefetler kurar. "Eşyanın tabiatı" öyle çalışır. Bizim burada, böyle bir misyonu üstlenmiş bir muhalefet de yok. Dediğim bu "efsaneler" dışında, daha somut siyasî konularda da, belirleyici olacak noktalarda iktidar-muhalefet ortaklığı görüyoruz. İşte HDP olayı. Bugün HDP'lilerin hapiste olması ve bu partiye her türlü saldırının devam etmesi CHP sayesinde mümkün oldu. Çünkü gökten inen aksakallılar falan, orada çatallaşan hikâyeler Kürtlere ve genel olarak milliyetçiliğe gelindiğinde benzeşmeye başlıyor. "Tek yol"a iniyor.
Erdoğan Amerika'ya gitti ve umduğunu bulamadan döndü. Bir muhalefet partisinin böyle bir durumdan sonuna kadar yararlanmak istemesi normaldir. CHP de bunu yapmaya girişti. Ama nasıl? Erdoğan'ın hegemonik rüyalarını eleştirecek yerde, kendisi hemen hegemonikleşmeye yatkın bir perspektiften, Türkiye adına bağırıp çağırmadığı için. "Dış politika" dendiğinde, "dünyada Türkiye'nin yeri" dendiğinde, "Kürtler" dendiğinde CHP, "Ben de aynı ipin cambazıyım" diyor ve Erdoğan'ı orada geçmeye çalışıyor.
Birkaç yıldan beri ortaya çok berbat bir performans koyan AKP'ye ve onun önderine "karşı" olmak kolay. "Karşı olmak" kolay da "ne için?" Bunu sorunca işler karışıyor.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025