Murat Sevinç
Sade yurttaşın ‘mutlak butlan’ kavramı hakkında da yeteri kadar bilgi sahibi olmasının ardından, haziranda bir şeyler olabileceği, CHP kurultayının geçersiz sayılabileceği, kaybeden yönetimin yeniden parti yönetimine geçebileceği konuşulmaya başladı. İktidarın yapmak istediği, bir çocuğun kavrayabileceği ölçüde açık. Yurttaş olarak beni ilgilendiren, CHP’dekilerin derdi tasası.
Bir CHP’li çıkıp “Seni ne ilgilendiriyor parti içi tartışmalar?” sorusunu yöneltebilir kuşkusuz. Yanıtı pek karmaşık olmayan bir sorudur bu…
1961’den bugüne siyasi partiler, anayasalarda güvenceye alınan, ‘demokrasinin vazgeçilmez unsurları’ olduğu hükme bağlanmış, ayrı yasaları bulunan birer hukuksal kişiliktir. Partilerin gerek iç işleyişleri, gerekse genel siyasetleri yalnızca partileri değil, herkesi ilgilendirir, ilgilendirmesi gerekir. Partiler kamu kurumu değildir, buna mukabil kamusal bir iş görürler. İktidarı hedefledikleri için, iç işleriyle de kamunun ve kamuoyunun ilgi alanındadır. Bu bir.
İkincisi, eğer bir parti en az üç seçmenden birinin oyunu alıyorsa, ilk seçimde iktidar ya da birinci parti olma ihtimali varsa, herhangi bir etkinliği yalnızca parti üyelerinin değil her yurttaşın ilgi alanındadır. Belli bir oy oranına sahip partilerin aldığı ‘devlet yardımı’nın, bir başka söyleyişle ‘vergilerimiz’den partilere ayrılan payın nedeni de budur. Siyasi partiler düşünce kulübü, dernek değildir, hukuksal bakımdan da siyasi bakımdan da.
Üçüncüsü, hâlihazırdaki Türkiye koşullarında iktidar namzeti bir partinin her eylemi-söylemi ve iç işleri, yalnızca o partinin değil ülke demokrasisinin geleceği bakımından yaşamsal önemde kabul edilmelidir. ‘Biz’i yönetme iddiasında bulunan bir örgütlenmenin iç işi, salt bir ‘iç’ iş değildir.
İyi bir TV ve tartışma programı seyircisi değilim. Bağımsız internet medyasından haber alıyor, TV’yi açınca Halk TV’ye bakınıyor, eğer hafta sonu ise bizim Mülkiyeli Ozan Gündoğdu’nun haber bültenini seyrediyorum. Fakat internet haberleri sayesinde, kimi CHP’li siyasetçilerin yandaş kanallardaki konukluklarından haberdar oluyorum. Boyalı saçlı tekaüt erkek siyasetçiler, yeni CHP yönetimini kıyasıya eleştiriyor. Eleştirilerinin kamusal bir yarar amaçlamadığı ve dertlerinin ‘Neden biz değil de onlar’ olduğu açık.
Birkaç gündür, kamuoyunun tanıdığı kimi gazeteciler, önümüzdeki ay verilecek karar hakikaten ‘mutlak butlan’ niteliğinde olursa Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına geçme ihtimalinden, ötesi, bu ihtimalden yüksünmeyeceğinden söz ediyor ve Kılıçdaroğlu ve destekçilerinin tepkisini çekiyor.
Buradaki temel mesele, Kılıçdaroğlu’nun konuya ilişkin derli toplu, ne dediği tam olarak belli bir açıklama yapmaması. Eğer Meral Akşener gibi bir yol seçseydi, anlaşılabilirdi. Ancak 2023 seçimi sonrasında pek çok konuda açıklama yapmayı sürdürürken bu konuda sessiz kalması, zaman zaman çıkardığı sesin ise pek anlaşılamaması haklı kuşkular uyandırıyor ve bunu gidermenin yolu belli. Konuşmak. Açık konuşmak. Kayyım ‘atanma’ ihtimalini külliyen reddetmek ve daha da önemlisi partinin yeni ‘yönetim’ine omuz vermek…
Bu yazı kaleme alınırken Kemal Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından hayli öfkeli bir açıklama yaptı. Yayınladığı metinde 20 Kasım 2023 tarihinde kaydettiği kısa videoya atıf yapıyor ve gerekeni o gün dile getirdiğini belirtiyor. Ancak söz konusu açıklamanın bugünün gündemiyle doğrudan bir ilgisi olmadığı gibi, Kılıçdaroğu affetsin, sert ifadeleri ‘çok yazan, sorunun çevresinde dolaşan, ancak beklenen yanıtı vermeyen’ öğrenci sınav kâğıdına benzemiş. Oysa endişeli/tepkili insanlar, örneğin Hikmet Çetin’inki gibi bir tutum beklentisi içinde; kısa, açık, dolambaçsız ve yönetimine destek çıkan.
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve çalışma arkadaşları tutuklu. Genel başkanı, yönetimi ve örgütleri marttan bugüne takdiri hak eden olağanüstü bir çaba sergiliyor. CHP bir süredir ‘seçmeninin partisi’ olmaktan çıktı ve toplumsal muhalefeti toparlayan bir siyasal örgütlenmeye dönüştü, dönüşüyor. Milyonlarca insanın katıldığı mitinglerdeki herkes CHP’li değil.
Dolayısıyla CHP’nin başına gelenler, getirilmeye çalışılanlar ve söylemi, bu kez, belki de daha önce olmadığı ölçüde herkesi ilgilendiriyor. İmamoğlu’na yönelik iltifat da artık yalnızca İmamoğlu sempatizanlarının tutumuyla sınırlı ele alınamaz. Kaygı, demokratik bir seçim görecek miyiz görmeyecek miyiz kaygısı. Kılıçdaroğluculuk, Özelcilik, İmamoğluculuktan ziyade ülkenin, yurttaşın, çoluk çocuğumuzun, Cumhuriyet’in geleceğinden söz ediyoruz. Taraftarlıktan değil.
Gelişmeler karşısında ola ki ellerini ovuşturan, bugüne dek hangi yaralı parmağa işediği meçhul, devrinin çoktan geçtiğini idrak etmekte zorlanan ve ‘işbirlikçilik’ten medet uman boyalı saçlı erkek siyaset esnafı varsa bunları göz önünde bulundurmak zorunda. Onların hafızasındaki ülkede yaşamadığımız gibi, seçmen de ‘bıraktıkları’ seçmen değil. Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nun üç-beş ay önceki siyasetçiler olmayışı gibi.
Yorgun, yoksullaşmış, canı burnunda milyonlarca yurttaşa, ‘Canım ne yapalım yani, partiyi başsız mı bırakalım, ne yazık ki böyle bir karar çıktı‘ cinliğini kabul ettirmenin ‘artık’ mümkün olmadığını fark etmeliler. ‘Üç gün tepki olur, sonra herkes alışır‘ zırvasını hazmedecek durumda değil canından bezmiş halk kesimleri. Herkes, kurultay hakkındaki olası olumsuz bir kararın başat nedeninin, ‘suskunluk’ ya da ‘karnından konuşma’ olacağını anlayabilecek akla fikre sahip.
CHP’nin yeni yönetimine muhalif olup da kendisini ve partisini bu duruma düşürmeyi göze alacak ölçüde bayağı bir CHP’li siyasetçi olmadığını umuyor, ummak istiyorum. Yaşamda bir ‘dip’ olmadığını düşünmekle birlikte, ‘şaşkınlık’ ve ‘ölçü’ duygularını bütünüyle kaybetmemek için çaba harcayan bir yurttaş sıfatıyla.
Kitap önerisi: Philipp Sarasin’in ‘1977 – Bugünün Kısa Bir Tarihi’ kitabını, özellikle tarih seven okura hararetle öneririm. (Çeviren Tanıl Bora, İletişim, 2025).
Yazı önerisi: Yıldırım Türker’in ‘Osman Kavala’nın Hükmü’ başlıklı yazısı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
18.05.2025
10.05.2025
1.05.2025
22.04.2025
24.03.2025
20.03.2025
18.02.2025
13.02.2025
10.02.2025