Murat Sevinç
Süleyman Demirel cumhurbaşkanıyken bir tavukçuluk işletmesinin açılışını yapmıştı. Akşam haberlerinde seyrettiğimi hatırlıyorum. Önce devasa bir tavuk heykeli önündeki kırmızı kurdeleyi kesti, ardından kürsüye çıktı. Başladı tavukçuluk üzerine konuşmaya. Tavuğun yararlarını anlatıyor. Bir yerde hızını alamadı ve şöyle bir şeyler söyledi (mealen): “Tavuk petrolden bile önemlidir; çünkü petrol yenmez ama tavuk yenir!” (milli irade alkışladı!) Çaresizliktendi sanırım. Düşünsenize, tavukla ilgili nasıl uzun, etkileyici ve derli toplu bir konuşma yapabilirsiniz ki?!
O gün bugündür işittiğim en ilginç ve hoş ifadelerden birini, bu kez TBMM başkanı ve belediye başkanı adayı Binali Yıldırım dile getirdi. Bana kalırsa, yine çaresizlikten. Anayasa’nın açık hükmünü yerine getir(e)miyorsunuz ve buna gerekçe arıyorsunuz. Bir şey söylemek zorundasınız. “Onlar da istifa etsin, hep birlikte edelim,” gibi anlamlandırılması pek mümkün olmayan cümlelerin sonunda; “Seçim bir siyasi faaliyet değildir,” deyiveriyorsunuz. Dünya üzerinde ilk kez böyle bir şey söyleyen siyasetçi oluyor ve tarihe geçiyorsunuz; az buz iş değil. Ola ki yandaş üniversite personelinden birileri bu cümleyi doğrulamaya çalışan bir makale yazarsa, tüm siyaset bilimi literatürünü alt üst edeceği kesin!
Peki, iktidar mensupları bizlere bu vecizeleri armağan ederken muhalefet temsilcileri ne yapıyor?
Durumun anayasaya aykırılığını dile getirip buna mukabil ‘üzerine gitmeyeceklerini‘ ilan ediyorlar. Kılıçdaroğlu, “Seçimi bunun üzerinden götürmeyiz,” derken; İmamoğlu, “Sayın Meclis başkanının takdiridir,” buyuruyor.
Öncelikle: Anayasa’nın 94’üncü maddesinin açık hükmüne karşınbu yapılan, ‘anayasaya aykırılık’ değil, ‘anayasayı yok saymaktır.’ Aykırılık olağandır ve giderilmesi mümkündür. Yok saymak, başka bir düzey, eşik. Ortada yorumlanması gereken bir ‘ilke’ değil, son derece açık bir ‘norm’ var.
Muhalefetin, ‘idare edişinin’ muhtemel nedenleri:
İlk neden, bizleri iyice çıldırtmak için neler yapabileceklerini düşünüp sonunda bu tavırda karar kılmaları olabilir. Seçimi bunun üzerinden götürmeyiz, öyle mi? Hangi seçimi? En büyük rakibinizin anayasayı yok sayarak aday olduğu seçimi mi? Ne diyeceksiniz insanlara? “Boş verin anayasayı, biz size kanalizasyon anlatalım” mı? Peki siz o Adalet Yürüyüşü’nü neden yaptınız? Anayasayı ‘birlikte yok saymak’ için mi? ‘Hak, hukuk, adalet’ yerine, ‘kanalizasyon, kaldırım, asfalt,’ sloganı atılsaydı keşke! Ya, İmamoğlu?! Meclis başkanının takdiriymiş! Bak sen. Anayasa sizi ilgilendirmiyor öyle mi? Güzel kardeşim, anayasayı yok saymanın takdiri mi olur!
İkinci neden, belki yine hınzır bir ‘taktikle’ karşı karşıya oluşumuzdur! 2011’de tutuklu vekiller serbest bırakılmadığı sürece ‘Meclis’e girmeyeceğiz’ dedikten sonra, ‘tıpış tıpış’girmeleri gibi. Ya da anayasaya aykırı olduğunu kabul ederek dokunulmazlıkların kaldırılmasını öngören anayasa değişikliğine‘evet’ oyu vermek gibi. O dönemde, tanıdığım bir CHP’liye bu saçmalığın gerekçesini sorduğumda, “Bu sayede AKP’nin elindeki dokunulmazlık silahının alınacağı ve iktidarın‘şaşırtılarak’ boşa düşürüleceği düşünülüyor,” demişti. Vay vay vay… Nasıl taktik ama! Milletvekilleri, sayelerinde cezaevine girdi. Neden? Çünkü taktik uyguladılar. Büyük resmi gördüler!
Üçüncü neden, bir yanda herhangi bir gerilime neden olmayıp diğer yandan ‘mağdur’ görünmeyi istemeleri olabilir. Malumunuz, muhalefetin temel ilkesi ‘AKP seçmenini ürkütmemek’ ve ‘yönetenlerin eline koz vermemek.’ Çok mülayim göründüklerinde, misal, Eyüp’te yaşayan ve on altı yıl boyunca AKP’yi desteklemiş esnafın “Öyle yumuşak, öyle uzlaşmacılar ki, hadi CHP adayına oy verelim,” diyeceğini düşünüyorlar!
İttifak halindeki muhalefet partilerinin her adımlarını muhafazakâr seçmeni düşünerek attıklarını ve sağcı seçmene yaranma uğruna anayasayı rahatlıkla görmezden geldiklerini, yok sayabildikleri gerçeğini kabul etmek gerekiyor. CHP (ve müttefikleri) siyasetini, Erdoğan ve AKP seçmeni belirliyor. İktidarın çizdiği sınırlar içinde, onların istedikleri ve izin verdikleri ölçüde davranıyorlar. Fark ediyorsunuzdur, muhalefet öylesine ürkek ve çaresiz görünüyor ki, ‘Cumhurbaşkanı’Erdoğan ‘başbakan’ Erdoğan döneminde yapılanlara muhalefet edip ‘kapitalizmi’ eleştirmeye başladı!
Muhalefet partileri ve muhalif yurttaş, çok partili yaşamın belli açılardan belki de en zorlu dönemini yaşarken, bir muhalefet partisi elbette diğer seçmen gruplarından oy almak ister. Ancak sorun, bu amaca kendi belirlediği siyaset ile değil, ‘taklit ederek’varmaya çalışması. Ve tabii bu yolda, kendi seçmenine, ‘nasıl olsa her durumda sandığa gidecek kelle’ muamelesi yapmaları. Siyaseti, bir şeyleri dönüştürmek için değil, ‘ilk seçimi kazanmak için’ yapıyor olmaları.
Bu yüzden her seçimden sonra gönül rahatlığıyla “Önümüzdeki seçimlere bakacağız,” cümlesini kurabiliyorlar. Baktıkları, bakıp da gördükleri başka bir şey olmadığından. 24 Haziran akşamı yaşanan skandalın ardından seçmenlerinin ne kesif bir bıkkınlık ve hayal kırıklığı yaşadığını dahi anlamak istemiyorlar.
Şu sorulabilir: “Aman canım, Yıldırım istifa etmese ve bu görmezden gelinse ne olur ki?”
Aslına bakılırsa pratikte hiçbir şey değişmez. Eşitlik filan diyoruz da, Binali Yıldırım istifa etmiş olsa da seçimin eşit koşullarda sürdürüleceğini düşünecek kadar enayi değilim, değiliz. Anayasa uzun süredir zaten ‘askıda.’
Gel gör ki, mesele bu değil. ‘Anayasayı yok sayma eşiğinin’ de aşılmış olması. Ve bunu, iktidar ile muhalefetin el ele gerçekleştirmesi. Muhalefetin, en temel en basit ilkeyi dahi görmezden gelerek anayasanın çöpe atılmasına ortak olması. Ezcümle, çok sembolik bir ‘hareketsizlikten’ söz ediyorum.
Anayasal ilkeler, en açık normlar uygulanmadığı ve artık yok sayılabildiği için;
birileri iddianamesi dahi olmadan aylarca cezaevinde tutulabiliyor, birileri sorgusuz sualsiz işinden atılabiliyor, birileri yaptığı haberden hapis cezası alabiliyor, birileri elinde silah okul koridorlarında elini kolunu sallayarak gezebiliyor, birileri paçavralarca hedef gösterilebiliyor, birileri akademisyen kanında banyo yapmak isteyebiliyor, birileri Gezi eylemlerine katılanların kafasını koparmaktan söz edebiliyor, birileri her gün hakarete uğrayıp yanıt dahi veremiyor, birileri bütün ihaleleri alabiliyor… Ve hiç kuşkunuz olmasın bu yüzdendir ki, bir haftadır oyuncu Deniz Çakır böylesine olmadık gerekçelerle linç edilebiliyor!
İktidar ve muhalefet, birlikte, bizlere yurttaş muamelesi yapmıyor. Yurttaş filan değiliz biz. Dört beş yılda bir oy veren ve yalnızca birer sayıdan ibaret ‘kelleyiz,’ hepsi bu.
Muhterem muhalif okur,
bir kez daha hatırlatmak isterim Mümtaz Soysal’ın bilgece sözlerini: “Anayasaları yaşatan, içlerindeki sözcükleri değil dışarılarındaki hayattır.”
Bir toplum anayasaya sahip çıkarsa o ülkenin anayasası vardır, çıkmazsa yoktur. Kendi düşen ağlamaz, bu kadar basit.
Yok eğer hâlâ, “Canım seçim sürecinde normaldir böyle şeyler, görmezden gelinse ne olur sanki?” diye soran bir muhalif olursa…
Affetsin, benim vereceğim yanıt, ‘elinin körü’ olur ancak!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
18.05.2025
10.05.2025
1.05.2025
22.04.2025
24.03.2025
20.03.2025
18.02.2025
13.02.2025
10.02.2025