Necati KUR
Bursa Eğitim Enstitüsü hareketli günler yaşıyordu.1968 kuşağının büyük kentlerdeki yoğun eylemleri kadar olmasa da, ufak tefek kavga-döğüşler oluyordu. Ama ortalık sürekli gergindi. Solcu ve sağcı gruplar arasında sayısal bir denge vardı. İki taraf da dengeyi kendi lehine çevirip okula egemen olmak istiyordu.
Bu arada bildiri dağıtmaktan tutuklanan arkadaşlar tahliye olup okula dönmüşlerdi. Arkadaşlarımızı coşkuyla karşılayıp, şölene biraz da gövde gösterisine dönüştürdük. Bu arada yumruklu, taşlı, sopalı kavgalar da yaşandı. Kantin işgalleri eksik olmuyordu.
Bu moralle tamamen ağırlığımızı koymak için, okulu işgal kararı aldık. Bir hafta sonu idi, okulu işgal ettik. Sağcı grupları okuldan ve yatakhanelerden çıkardık. Okula polis ve jandarma geldi. Yatakhanenin bir bölümüne onlar bir bölümüne biz geçtik. Yemekhaneye jandarma gözetiminde gidiyorduk. Polis; M. Çakır, Sabahattin, ben ve bir kaç arkadaşı alarak ifade için Emniyet’e götürmek istedi. Buna izin vermeyeceğimizi söyledik. Okul Müdürü devreye girdi. Kesin pazarlıklar sonucu sadece nöbetçi mahkemeye çıkıp, okula geri getirildik. Askeri darbe günleri yaşıyorduk. İki gün sonra okulun süresiz kapatıldığı duyuruldu. Okul boşaltıldı. Herkes memleketlerine dağıldı.
Döndüğümüzde ortalık temkinli ve sakindi. Haziran, genel sınav ayı idi. O nedenle mayıs, yoğun ders çalışma günleri olarak geçerdi. Birçok insanın öğretmen olup meleğe atanacak olması sükûnetin önemli nedeni idi.19 Mayıs nedeniyle okullar tatil... O gün biraz ders çalıştık. Öğleden sonra sekiz-on arkadaş yemekhanenin önünde biraz futbol oynayalım dedik. Bir müddet sonra sağcı öğrenciler yandan yandan oyun alanımıza girmeye başladılar. Ufak tefek hır gür çıksa da araya girenler oldu. Biz de ayrılmak zorunda kaldık. Ama ağırıma gitmişti. Yatakhaneye çıktım, Mehmet’in kaldığı odaya girdim. Baktım M.H. Sabahattin ve bir kaç arkadaş yataklar üzerine oturmuş sohbet ediyorlardı. “Oo ağalar, keyfiniz yerinde” diye serzenişte bulundum. Faşistler rövanşı almak istiyor, siz keyif yapın dedim. Mehmet, “Seni arıyoruz, konuşmamız lazım, neredesin?” diye sordu. “Üstümü değişeceğim, terliyim” dedim, ayrıldım.
Top oynadığımız arkadaşlarla konuşup Bursa'ya gitme kararı verdik. O zamanlar Altıparmak Caddesi’ne inerken Arap Şükrü Sokağı, bilinen bir yerdi.. Orada salaş, ucuz meyhaneler vardı. Gider ucuz açık şarap içerdik. Oraya gittik. Biraz da geç kaldık. Yatakhaneye giriş, gece 12’den sonra zorlaşıyordu. Kapıda bekçi Kadir Amca’yı ikna edip zor da olsa girdik. Baktım Uşak'lı Nejdet Çavuş bekliyor. Beni kenara çekip “Yahu neredesin, millet bütün gecedir seni bekliyor” dedi. “On ikiyi geçince gittiler. Yarın sabah saat 07’de Meskenler’de bekleyecekler” dedi. Ben gittim yattım. Sabah ayni odada kaldığım Ödemiş Lisesi’nden de arkadaşım Sezai Kıran ders çalışmak için erken kalkmış, telaşla “Kalk, her tarafı polis sardı” diye uyandırdı. Baktım yapacak bir şey yok. “12 Mart’ın faşist Balyoz Harekâtı tepemize vurdu” diye aklımdan geçti bir anda. Zaten giyinmem için dolapların oraya gitmem gerekir. Tam yatağın üzerine oturdum. Okul Müdürü Mazhar Kükey ve Bursa Emniyet Md. Şükrü Balcı girdiler. Başucumda Atatürk’ün Bursa Nutku vardı. Önce onu söküp aldılar. Sonra giyinmem için iki polis geldi. Dolabımı didik didik aradılar. Ş. Balcı’nın olduğu odaya götürdüler. Daha içeri girer girmez “Nerde lan M.H.” diye yakama yapışıp silkelemeğe başladı. Bir-iki tekme yumruk küfür, hakaret... Sonra “Emniyet’te hesabını görürüm” deyip çıktı. Benle birlikte ona yakın arkadaşı da alıp Emniyet’e götürdüler. Demek ki daha o zaman öğrenmemişlerdi. Gözlerimiz ve ellerimiz bağlı değildi. Bizi bir odaya aldılar. Daha sonra karşı odaya 5-6 kişi daha getirdiler. Kapılar açık olduğu için birbirimizi görebiliyorduk. Daha önceden tanıştığımız Saygı Yağmurdereli, Mehmet Gülersoy (Proleter Mehmet) ve ODTÜ’lü Namık isminde bir arkadaş ile işaretleşerek anlaşmaya çalıştık. Ama bir müddet sonra ifade ve işkence fasılları başladı. Bizzat işkenceyi Ş.Balcı yapıyordu. “M.H. nerede?” diye sorup durdu. Bu hep aklıma takıldı. “Niye Çakır veya Sabahattin değil, M.H.?” diye.
Sonra tutukluluk halimiz bitti okula döndük. M.H. tutuklanmamış, o da okula döndü. Bu konuyu daha sonra Mehmet ve Sabahattin ile konuştuk. Bir tarihte dönemin Cumhurbaşkanına suç teşkil eden bir telgraf çektiğini ve bunun polisin eline geçip şantaj olarak kullanmış, ondan bazı bilgiler almış olabileceğini değerlendirdik. Bu arada işgal sürecinde Okul Disiplin Kurulu, 25 gün okuldan uzaklaştırma cezası verdi. 5 dersin sınavına giremedim. Zaten toplam 6 ders vardı. Eylül sınavlarında hepsini verip bir üst sınıfa geçtim.
19 Mayıs günü ufak bir tartışma, benim okula geç dönmem, kısa süreli tutuklanmama neden oldu. Mehmet ve Sabahattin de kaçmasa veya kaçmaya teşvik edilmese onlar da bir yıl kaybetmeyeceklerdi. Ancak her mücadelenin bir bedeli vardır. Bedel ödeyerek elde edilen her şey değerlidir. Bunlar dürüst, namuslu, mağdur insanların geleceğe bırakacağı onurlarıdır.
.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2024
24.01.2024
24.12.2023
4.09.2021
6.03.2021
15.01.2021
31.10.2017
10.04.2015
1.02.2015
13.03.2015