Kent konseyleri, İç işleri Bakanlığının izniyle, kent içinde yaşayan insanların yaşadıkları kentle ilgili duyarlılıklarını arttırmak için oluşturulan bir yapıdır.

Kuruluş amacını birinci maddesinde şöyle açıklamaktadır;

“Madde 1 - (1) Bu Yönetmeliğin amacı; kent yaşamında, kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım, yönetişim ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışan kent konseylerinin çalışma usul ve esaslarını düzenlemektir.”

Bu yönetmelik 2006 tarihinde çıkarılmasına rağmen, Akçakoca Kent Konseyinin kuruluşu Belediye Başkanımız Sayın Albayrak’a nasip olmuştur.

Türkiye’de 3246 belediyeden sadece 200 kentte kent konseyi kurulduğunu düşünürsek, Belediye Başkanımızın bu konudaki çabalarını takdir etmemek haksızlık olur. Bunun için Başkana teşekkür edip, kent konseyinin yoluna devam edebilmesi ve kentin tüm bileşenlerini temsil edebilmesi için yollarımızı ayırmamız gerekiyor. Tamamen Belediye tarafından yapılan maddi desteğe muhtaç olan bir kent konseyi için bunu söylemek çok zor. Ama asıl, tam da bu nedenle; maddi olarak belediyeye bağlı olduğu için, Başkan, kent konseyinin demokratik yapısını sorgulatan bir görüntü vermekten kaçınmalıdır.

Geçtiğimiz Nisan Ayından bu yana; kent konseyine katkı sunmaya çalışan, toplantılara katılan, toplantılardan şu veya bu nedenle ayrılan, kent konseyine küsen, yürütme kurulu tarafından küstürülen, uzaklaştırılan kentliler olarak

KENT KONSEYİNİN AMACININ NE OLDUĞUNU ARTIK BİLİYORUZ. Yani bugün, fark etmeden, başladığımız yerden bebek adımlarıyla da olsa, yol aldıysak, bunu kent konseyinin kuruluşuna emek verenlere borçluyuz. Bu sayede, kent konseyi kurulurken dahil edilemeyen kişi ve kurumlar, artık bu konuda az veya çok bilgi sahibi oldular. Ama şunları da unutmamalıyız; İlk genel kurulda seçime katılarak oy kullananlar ne mahallelerden seçilip geldiler, ne de kendi kurumlarını temsil ettiler. Bir çoğunun ise Genel kurulda oy kullanma dışında, kent konseyinin hiçbir çalışmasına katılmadığına tanık olduk. Bu nedenle; Bugün seçilmiş gibi görünen yürütme kurulunun, Akçakoca’nın ruhunu taşımaktan uzak olduğunu düşünüyorum.

Özetle;

1-   Akçakoca kent konseyi yürütme kurulu demokratik katılımla seçilmemiştir.

2-   Yürütme kurulu seçildikten sonra; çalışma guruplarıyla sağlıklı bir ilişki kuramamıştır. Müdahaleci ve karşılıklı etkileşimden, yönetişimden uzak bir tutum sergilemiştir.

Kent konseyi yürütme kurulu istifa etmeli ve kurulacak geçici bir komite kentin tüm bileşenlerini dahil edecek bir genel kurul için çalışmalarına başlamalıdır.

Evet,  dokuz ay gibi kısa bir zamanda Akçakoca Kent Konseyi önemli işler de başarmıştır. Bunların arasında Naylon Poşet kullanımına yönelik kampanyayı,

1-3 Temmuz Kültür ve Sanat Şenliğini, Özkök Kültür evi etkinliklerini sayabiliriz.

Ama bu çalışmalarda en önemli şey; birlikte iş yapma, paylaşma, yönetişim ilkesi göz ardı edilmiştir. Aslında kent konseyi, bugünkü haliyle, birkaç kişinin eseri olarak varlığını sürdürmektedir. Oysa kent konseylerinin en önemli amacı; kent insanını, birlikte kent için duyarlı davranmaya, sorumluluğa davet etmek olmalıdır.

Dokuz aydır kent konseyine emek vermiş insanları istifaya davet etmeden önce;

Kent Konseyi Yürütme Kuruluna, Kent Konseyi Başkanı Sayın Albayrak’a,

Kent konseyi kuruluşunda emek veren Enver Yapıcı’ya ve 2. Genel sekreter Handan Şengün’e bugüne kadar kent konseyine verdikleri hizmetten dolayı teşekkür ederim.  Siz elinizden geleni yaptınız. Ama artık kent konseyinin sizlerin

“oyun alanı” olmaktan çıkarılması gerekiyor. Artizanca her şeyi üstlenmeniz ortaya iş çıkartabilir ama kent insanını geliştirmez. O yüzden zaman zaman roller değişmelidir. Bir an önce genel kurul yapılarak; Demokratik olmayan Akçakoca Kent Konseyi Yönergesinin değiştirilmesi, yeni yönetimin seçilmesi, yürütmenin yetkilerinin sınırlandırılması, çalışma guruplarının tepesinde bir görüntü vermekten kaçınılması gerekiyor.

Akçakoca halkından beklenen şey de; yaşadığı kente sahip çıkarak, bu sürece katılmasıdır.

Nilüfer Kent Konseyi deneyimlerini dinleyen, oradaki belediyenin verdiği destekleri öğrenen Sayın Albayrak’ın da Kent konseyi başkanı olmasa da konseye destek vereceğine inanmak istiyorum. Biz faniler sabırsız olsak da, Zamanın sabrı, yapılmış olanı tarihe kaydedecektir.    

Nermin Alpay