Serdar KAYA
PKK konusunda yıllardır tekrarlanagelen bazı şeyler var. Bunlar arasında ilk akla gelenler, PKK’nın (1) silahlı bir sol örgüt olarak kurulduğu, ancak zaman içinde söyleminde değişiklikler yaptığı, (2) örgüt içi demokrasisinin olmadığı, hatta kendi içindeki muhalifleri dahi acımasızca öldürdüğü, (3) Kürt halkı tarafından desteklenmediği, dolayısıyla da Kürt halkını temsil edemeyeceği, (4) Kürt halkına kötü davrandığı, (5) uyuşturucu kaçakçılığı yaparak finansman sağladığı, (6) yurtdışından yardım gördüğü, ve (7) önünde siyaset imkânı varken şiddeti tercih ettiği.
Bu ifadelerin her birinin PKK ile ilgili farklı bir gerçeği (ya da en azından ilgili gerçeğin bir kısmını) yansıttığı doğru. Ancak, bu gibi gerçeklerden hareketle Kürt sorunu çerçevesinde PKK aleyhine güçlü argümanlar üretebilmek pek mümkün değil. Bu durumun daha iyi anlaşılabilmesi adına bu noktada şöyle bir soru sormak mümkün: PKK hakkındaki bu iddialar doğru olmasaydı, PKK konusundaki tavrımız nasıl değişecekti?
Bir başka PKK
Başka bir PKK düşünelim... Bu PKK, ideolojik nedenlerle bölgedeki diğer Kürt oluşumları ve geleneksel kurumları yok etmek değil, sadece Kürtlerin haklarını savunmak için kurulmuş olan bir PKK olsun. Yani Kürt halkının tamamını kucaklasın. Şiddeti ise, sadece meşru müdafaa ve kendi kaderini tayin hakkı adına kullansın ve sivillere zarar vermemek için azami gayret göstersin. Dahası, mensuplarının haklarına son derece saygılı olsun, hiçbir dış yardımı kabul etmesin, kaçakçılık gibi “kötü işler” yapmasın ve bölgede çok daha geniş bir halk desteğine sahip olsun.
Böyle bir Erdemli PKK’nın, mevcut PKK’ya nazaran çok daha az meşruiyet sorunu yaşayacağı açıktır. Peki, bu Erdemli PKK gerçekten varolsaydı, Kürt olmayanlarca desteklenir miydi? Bir başka deyişle, bugün Kürt sorunundan bahsederken, (sözgelimi) “PKK, Kürt halkını temsil etmiyor” diyerek demokrasi eksenli bir temsil sorununa dikkat çekenler, doğuda daha geniş bir halk desteğine sahip olan (mesela, ilişkili olduğu partinin bölgede yüzde 50 değil de yüzde 90’lar seviyesinde oy aldığı) bir Erdemli PKK’yı destekleyecekler miydi? Ya da, “PKK, Kürtlere de kötü davranıyor” diyerek her şeyi bir terör ve güvenlik sorununa indirgeyenler, sadece Kürtler adına meşru müdafaada bulunan (mesela, hiç sivil öldürmeyen, ama Kürt köylülerine zorla bok yediren bir jandarma komutanını yakalayıp kurşuna dizen —ya da en azından misliyle mukabele edip YouTube’da yayınlayan) bir PKK’yı destekleyecekler miydi?
Bu sorular, PKK’ya yönelik yaygın tavırları doğru bir şekilde anlamlandırabilme adına son derece önemli. Çünkü, demokrasi, insan hakları ve şiddet gibi kriterler doğrultusunda düşünen insanların bu türden sorulara verecekleri cevaplar, bu kriterleri sadece argümanlarını desteklediğinde hatırlayanların cevaplarından daha farklı olacaktır. Zira, ikinci gruptakilerin tavırları, daha ziyade, siyaseten muhalif oldukları bir örgüte karşı fazla düşünmeden argüman ürettikleri izlenimini uyandırıyor. Daha da kötüsü, bu kimseler, insan hakkı ihlallerini devlet gerçekleştirdiğinde, işlenen korkunç suçları dahi mazur görme eğiliminde oluyorlar.
Sonsöz
Terörist ve gerilla kavramlarını kâğıt üzerinde birbirlerinden ayırmak çok zor değildir. Ancak dünya üzerindeki gerçek vakalara bakıldığında, belirlenen kriterlere tam olarak oturan örneklere rastlamak zorlaşır. Çünkü, gerçek vakalar, tanımlardaki ideal tiplere benzemezler. Çoğu zaman, birden fazla kategorinin özelliğini aynı anda taşırlar. Bir insanın teröristinin diğerinin özgürlük savaşçısıolabilmesini kolaylaştıran da zaten budur.
Örneğin, PKK’ya karşı çıkma adına dile getirilen argümanlar, benzeri çoğu örgüt için de geçerlidir. Hatta, dünya üzerindeki benzeri örgütler arasında, (1) kurulduktan sonra amaçlarını hiç revize etmemiş olan, (2) tam demokratik bir yapıya sahip olan, (3) temsil etme iddiasında olduğu insanların tamamının desteğini alan, (4) başta temsil ettiği insanlar olmak üzere herkese adil davranan, (5) finansmanı tamamen legal olan, (6) yerli olmayan destekleri geri çeviren ve (7) şiddete çok sınırlı yer veren bir örneğe rastlamak neredeyse imkânsızdır.
Türk PKK’sı notu:
Kürtlerin PKK’sı böyle. Bir de Türklerin PKK’sı var. O da, Kürt kardeşi gibi üç harfli. Önümüzdeki pazar da, bu Türk PKK’sını anlatacağım. (Ama kimi kastettiğim konusunda yanılıyor olabilirsiniz.)
Afyon notu:
Polis karakollarının önünde (doğal olarak) polisler nöbet tutar. Peki, kışlalarda ve özellikle de jandarma karakollarında görev yapan muvazzaf askerî personel neden aynı görevi yerine getirmez? İşleri bu değil midir?
[email protected]
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2019
17.06.2018
6.04.2015
23.03.2015
16.03.2015
20.01.2015
15.01.2015
17.11.2014
1.10.2014
12.08.2014