Sezin ÖNEY
Türkiye’de 9. Yargı Paketi’nde yer alacağı yönünde haberler çıkan, “etki ajanı” düzenlemesi ile ilgili ilk ipuçları ortaya çıkmaya başladı. ANKA Haber Ajansı’ndan Esra Tokat’ın haberine göre:
“5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 339’uncu maddesinden sonra gelmek üzere eklenmesi önerilen taslakta yer alan 22’nci madde kamuoyunda ‘etki ajanlığı’ olarak tartışılıyor. Bazı hukukçularda bu düzenlemeyi ‘yeni tip casusluk’ suçu diye nitelendiriyor. Buna göre, devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda Türk vatandaşları veya kurum ve kuruluşları ya da Türkiye’de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranlar hapis cezası ile cezalandırılacak.”
Tokat’ın haberinde düzenlemenin gerekçesi şöyle aktarılmış:
“Maddeyle, Devletin iç veya dış siyasal yararına yönelik olarak gerçekleştirilen bazı faaliyetlerin cezalandırılması kabul edilmektedir. Bu kapsamda iktisadi, mali, askeri, milli savunma, kamu sağlığı, kamu güvenliği, kamu düzeni, teknolojik, kültürel, ulaştırma, haberleşme, siber alan, kritik altyapılar ve enerji gibi diğer yararlar da Devletin iç veya dış siyasal yararları kavramı içinde kabul edilecektir. Dolayısıyla bu gibi yararlar aleyhine gerçekleştirilen faaliyetler de suçun konusunu oluşturabilecektir.”
Tasarının, nasıl şekilleneceğini ve TBMM Genel Kurulu’na hangi halde geleceğini henüz bilemiyoruz. Ancak, ANKA’nın haberleştirdiği hali ile oldukça muğlak gözüküyor. “Devletin iç ve dış siyasal yararları aleyhine” gibi bir tanım yaptığınızda, bunun içine her şeyi koymak mümkün.
Bu yasama yılının sonuna kadar, yani en geç Temmuz sonuna kadar Meclis’ten geçirilmesi beklenen 9. Yargı Paketi ile ilgili tartışmalar yoğunlaştıkça, iktidarın “dünya genelinde de bu tür yasaların var olduğunu” iddia etmesi muhtemel. Evet; son 15 yılda farklı ülkelerde karşımıza artan sıklıkla “yabancı ajan” yasaları çıkmaya başladı. Çin, Hindistan, Kamboçya, Avustralya ve Uganda gibi birbirlerinden çok farklı “yabancı ajan” kanunları çıkaran onlarca ülke var. Üstüne üstlük Avrupa Birliği de, yakında “Üçüncü Ülkeler Adına Çıkarların Temsil Edilmesine İlişkin Şeffaflık Direktifi” adlı bir düzenlemeyi onaylamaya hazırlanıyor. Büyük ihtimalle, Türkiye’de de 9. Yargı Paketi’ndeki “etki ajanı” düzenlemesine yönelik eleştiriler, “Avrupa Birliği de yapıyor” diye savuşturulmaya çalışılacak.
AB’nin ve ABD’nin “Yabancı Ajan” Yasaları
Avrupa Birliği Komisyonu, Aralık 2023’te gündeme getirdiği “Üçüncü Ülkeler Adına Çıkarların Temsil Edilmesine İlişkin Şeffaflık Direktifi” önerisi, sivil toplum tarafından sertçe eleştirildi. Tüm tartışmalara ve AB’nin kendi sivil toplum örgütlerinin muhalefetine rağmen Direktif, AB Komisyonu’ndaki prosedürleri geçti; şimdi AB Parlamentosu’nun önüne gelecek.
AB yetkililerinin iddiası ise, kendi tasarılarının “yabancı ajan” yasaları ile hiçbir ilgisinin olmadığı. AB’nin meselesinin, üye ülkelerin seçimleri ve Avrupa Parlamentosu’nun üyeleri belirlenirken, aşırı sağ popülistler ve radikal partileri güçlendiren “dış kaynaklı lobilerin” faaliyetlerine yönelik şeffaflığı sağlamak olduğunu öne sürüyorlar. Bununla kastedilen de, özellikle Rusya’nın Avrupa siyasetini “içeriden” lobi faaliyetleri ile etkilemesini engellemek. Ukrayna Savaşı patlak verdiğinden beri, Avrupa Birliği’nde Rusya’nın siyasi müdahalesinin artacağı kaygısı da yükseliyor.
Avrupa Birliği’nin yasasının “ilham kaynağı” da, ABD’nin “yabancı etken” yasası The Foreign Agents Registration Act (Yabancı Ajanlar Kayıt Yasası-FARA), dış kaynaklı çıkarları temsil eden kişi ve kurumların, kayıt altına alınmasını öngörüyor. ABD’nin FARA’sı, Nazi propagandasına karşı 1938’de çıkarıldı. Bu yasa, hala yürürlükte; ancak, zaman içinde önemli değişikliklere uğradı. İçerdiği “propaganda” kavramı ortadan kalktı ve belirtilen amacı, ABD’deki yabancı etkisini tespit etmek ve ulusal güvenliğe yönelik tehditleri takip altında tutmak olarak çerçevelendi. FARA’da kastedilen “ajanlık”, istihbarat örgütlerine çalışmak değil; başka ülkeler ve yabancı tarafların çıkarları için çalışıyor olmak.
FARA, her ne kadar sivil toplum üzerinde baskıcı kısıtlamalar yaratmasa da birlikte istenildiği takdirde son derece geniş yorumlanabiliyor. FARA biriminin, uygulamayı şeffaflaştırmak için paylaştığı çok sayıda tavsiye niteliğinde görüş, kimin yabancı temsilci olarak kaydolması gerektiğini belirlemenin ne kadar zor olabileceğinin de göstergesiydi.
Türkiye ilişkilerinin giderek bozulmasından sonra 2019’da TRT’nin, ABD’de “yabancı ajan kuruluş” olarak kayda geçirilmesi istendi. ABD Adalet Bakanlığı, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’na (TRT) ilettiği bir mektupta, TRT’nin Türk hükümeti hesabına çalışan bir “haber servisi” gibi davrandığı ve “siyasi faaliyetler” içinde bulunduğu belirtilerek, “yabancı ajan” olarak kayıt yaptırması isteniyordu.
İronik biçimde, Türkiye’de de “etki ajanlığı” yasa tasarısını savunurken, FARA’ya da, AB’nin Direktifi’ne de atıf yapanlar da olacak. Zira, hem Rusya hem de son dönemde Gürcistan ve Kırgızistan, kendi “yabancı ajan” mevzuatlarını hazırlarken FARA’ya atıfta bulunmuşlardı. Tabii, 2012’den itibaren Rusya’nın kapsamı sürekli genişleyen yabancı ajan yasaları gündeme gelip, “ABD’de de var” diye FARA’ya atıfta bulunulduğunda da, Rusya’nın Batı ile arası bu kadar kötü değildi.
Gürcistan ise, Meclis Başkanı Şalva Papuashvili, “yabancı ajan yasalarının”, önerilen AB direktifinin tam bir kopyası olacağını duyurmuştu. Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadir Japarov ise, ABD Dışişleri Bakanlığının, ülkedeki yabancı ajan yasasının kabul edilmesine karşı eleştirilerine, FARA’ya atıfla; “Sizin olabiliyor da, bizim neden olamıyor” diyerek yanıt verdi.
Otoriter ülkelerdeki keyfi kullanım
Elbette, FARA ve AB’nin Direktif Taslağı ile Rusya, Gürcistan ve Kırgızistan’ın yasaları arasında önemli farklar var. Elbette bu, FARA ve AB Direktifi’nin kendisinin eleştirilecek yönleri olmadığı anlamına gelmiyor. Ama Rusya, Gürcistan ve Kırgızistan’daki yasa ve/veya tasarı örneklerinde, “yabancı ajan” addedilenlerin, yabancı bir hükümet, siyasi parti, işletme veya birey adına faaliyet yürütmesine gerek yok. “Yabancı ajan”, “etki ajanı” ve “yabancı çıkar temsilcisi” olarak damgalananların gerçekten bir dış bağının kanıtlanmasına bile gerek yok.
Rusya’nın 2012 yılında yabancı ajanlar yasasını yürürlüğe koymasından bu yana, yetkililerin bir sivil toplum kuruluşunun yabancı ajan olup olmadığını belirlemek için “siyasi faaliyet”, “yabancı finansman” ve “yabancı nüfuz” gibi belirsiz hukuki kavramlar kullanılıyor. Bu muğlak hukuki kavramlar, yürütme makamlarının ve mahkemelerin kanunu istedikleri kadar geniş yorumlamalarına ve kimin yabancı ajan olup olmadığına keyfi olarak karar vermelerine olanak tanıyor. Rusya’da, “yabancı ajan” olarak etiketlenen kuruluşlar devlet okullarında eğitim faaliyetleri yürütemez, halka açık etkinlikler düzenleyemez, çocuklara yönelik materyal üretemez veya dağıtamaz. Yabancı ajan olarak belirlenen gruplar sıklıkla alenen damgalanıyor; evrak işlerine gömülüyor ve bürokratik tacize maruz kalıyorlar.
Üstelik, söz konusu yasaların kapsamı da genişledikçe genişliyor: Rusya’da 2017’de STK’lar dışında, medya kuruluşları ve 2019’da da, sosyal medya üzerinden yayın yapan ve görüş belirtenler “yabancı ajan” olarak etkiketlenme riski altına girdi. 2021’de askeri ve güvenlik güçleri ilintili her konuda görüş bildirenler etki ajanı kapsamına girme riskiyle karşı karşıya kaldı. 2022’den beriyse, Ukrayna Savaşı’nın başlamasıyla, çıkarılan sansür yasalarının da “yabancı ajan” düzenlemeleriyle birleşti. Savaş karşıtı, savaştaki başarıyı sorgulayan, muhalif veya bir şekilde Kremlin’e ters düşecek görüş bildiren herkes, yargı tehdidiyle karşı karşıya kalıyor.
“Yabancı ajan” yasalarının bu geniş ve keyfi sınıflandırması sadece Rusya’ya özgü değil. Bir rejim ne kadar otoriterse, bu yasaların sivil toplum üzerindeki olumsuz sonuçları da o kadar fazla oluyor. Dahası, devlet mensupları ve siyasetçilerin “yabancı ajan” olarak damgalananları “vatan hainliği” ile itham eden söylemleri, toplum genelinde STK’lara, insan hakları aktivistlerinin ve elbette, “yabancı ajan” olarak damgalanan sıradan vatandaşlara, “vebalı” muamelesi yapılmasına yol açıyor.
“Yabancı ajan” yasaları, uluslararası mahkemelerde de dava konusu oluyor. Haziran 2022’de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Rusya’nın yabancı ajan sayılan STK’lar açısından toplanma ve örgütlenme özgürlüğü hakkını ihlal ettiğine karar vermişti. Avrupa Adalet Divanı da, Macaristan’ın yabancı ajanlara ilişkin yasasının bireysel hak ve özgürlükleri haksız yere ihlal ettiğine ve Avrupa Birliği İnsan Hakları Şartı’na aykırı olduğuna karar hükmetti. Eğer yasalaşırsa, Türkiye’nin “etki ajanı” yasası da, muhakkak AİHM önünde Türkiye aleyhine yeni davaların yığılmasına neden olacak. Bunun ötesinde, “etki ajanlığı” düzenlemelerini, birbirleri aleyhine kullanmak isteyen bireyler, şirketler ve kurumlar da söz konusu olabilir. Türkiye’de daha önce de yargıda örneğini görmediğimiz durumlar da değil bunlar. Sonuçta, “etki ajanlığı” tasarısının yasalaşması, “Pandora’nın Kutusu”nun açılmasından farksız Türkiye için
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024