Sezin ÖNEY
Ege, şubat ayında baharı donanmış şimdi.
Çiçeklenmiş ağaçlar, yeşilin en canlısından fışkırmış çimenler.
Ve koskocaman bir gökkuşağı.
Dağların arasından geçerken, bir an yağmur çiseliyor. Ama hava günlük güneşlik.
İşte böyle bir günde... Babamı, baharın orta yerine koyduk.
85 yıllık ömrü boyunca, hep Türkiye’nin, demokratikleşme açısından daha iyiye gideceği zamanı bekledi durdu.
O zaman da, tam manasıyla gelemedi hiçbir zaman.
Baharlar, hep yalancı oldu.
Babamın iş hayatı, İskandinavya ile bağlantılıydı.
Umudu, Türkiye’deki insanların da, orada olduğu gibi yüksek bir yaşam seviyesine ve hak-özgürlüklere kavuşmasıydı.
“Debelenip duruyor” derdi Türkiye için...
Gerçekten de, ondan bize, bizden çocuklarımıza bu “Türkiye gerçeği”, “debelenme mirası” hiç değişmedi.
Babamın, neredeyse Cumhuriyet Tarihi ömrü, darbeler, yokluklar, eksiklikler, imrenmeler, kutuplaşmalar, çatışmalarla geçti gitti.
Otoritenin ceberutluğunu hep saçma bulduğu için, başkaldırmadan, sadece “takmayarak” kendi bildiğini okudu.
Annemle evlenecekleri günün arifesinde sıkıyönetim ilan edilmesi üzerine, Sıkıyönetim Komutanı’na gidip “Nikâhımı kıyacaksınız” diye tepinmesi örneğinde olduğu gibi...
Bugün düşünüyorum da, otoriteyi hiç mi hiç kafaya takmamayı, belki de babama bakarak öğrendim.
Hatta belki de siyaset ve gazeteciliğe olan merakım da, babamın bana hediyesi.
Dünyada ne olup bitiyor; hep eve gelen Newsweek, Time, Economist, Herald Tribune’dan takip edilirdi. “Ajans”tan haberler dinlenir, özellikle beklenirdi.
Gerginliğin ve gerilimin eksik olmadığı Türkiye siyasetine olan ilgisine rağmen, babamın bana öğrettiği başlıca şeylerden biri, sakinlikti.
Hep orta yolu bulmaya çalışan, ortamda bir huzursuzluk oldu mu, muhakkak onu gidermek için çabalayan biriydi.
Bugün de, geriye baktığımda, ben de kırmadığım değil kırdığım kalpler için üzülüyorum sadece.
Onun ömrü billâh göremediği ideal Türkiye’sine kavuşmak çok zor, çok imkânsız değildi.
Babamın gıptayla baktığı “İskandinav ideali”, insanların insan yerine konduğu bir toplum düzeni, bir devlet yapısıydı aslında...
Sade, sakin, eşit ve kıymetin kıymetini bilen...
Farklı coğrafyalarda hep aynı inanış vardır; gökkuşağının ardına geçebilenin, hayatta olmayacaklara sahip olacağı söylenir.
Türkiye, gökkuşağının ardına bir türlü geçip, işte bu “imkânsızı” başaramadı.
Değil imkânsız bir ideal gibi gözüken “İskandinavlaşma”yı başarmak, İrlandalıların inandığı gibi, ufak bir mucize olan “gökkuşağının arkasında bir küp altın” bulmayı da yapamadı Türkiye...
Ve “altınları” yanlış yerde, kutular içinde buldu.
Mitolojik olarak, gökkuşağı “cennetle dünya arasında” bir köprüdür.
Tanrıça Iris’in, kurduğu bir köprü.
İlahi olanla, dünyevi olan arasında kurulan bağ...
Deniz ve gökyüzünün tanrıçası Iris, rüzgârlarla dünyanın bir ucundan ötekine uçar gider.
Ve tabii, başka dünyalara da...
Babamdan şimdilik ayrılırken, mükemmel bir gökkuşağı belirdi yolda...
Belirmesiyle de, bizim için mucizesini yarattı.
Dünyalar arasında köprünün kurulduğu ve babamın güzel bir yola çıktığı mesajını vererek...
Can’dan gelen Can’a gitti.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024