Taha Akyol
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen Cuma günü Putin’le telefonda görüştü. Beştepe’nin açıklamasına göre, Erdoğan Putin’e “İdlib’deki ateşkes ihlalleri ve saldırıların büyük bir insani krize yol açtığını, çözüm çabalarına zarar verdiğini ve Türkiye’nin güvenliği için ciddi bir tehdide dönüştüğünü” söyledi.
Erdoğan’ın vurguladığı sorun, Esat güçlerinin saldırılarının yol açacağı ağır sorunlardı.
Beştepe’nin açıklamasında Putin’in Erdoğan’a ne dediği belirtilmiyordu, demek ki Putin umulan yaklaşımı göstermemişti.
Kremlin’in açıklamasında ise, “Liderler (İdlib’de) terör tehdidinin yok edilmesi adına ortaya konulan ortak çabaların aktif hale getirilmesi ve Soçi mutabakatının yerine getirilmesi hususunda anlaştılar” deniliyordu. Kremlin, görüşmeyi Erdoğan’ın istediğini de açıklamaya eklemeyi ihmal etmemişti.
Kremlin’in bu açıklaması, Erdoğan’ın söylediklerinin neredeyse tam zıddıdır: Erdoğan Esat güçlerinin saldırılarından yakınmıştır. Kremlin ise sadece “terör tehdidinin yok edilmesi”nden bahsederek bu saldırıları desteklemektedir.
Açıklamaların ardından, Erdoğan’ın Salı günü Moskova’ya gideceği açıklandı; telefonla çözülemedi, yüz yüze görüşecekler.
RUSYA İYİ NİYETLİ DAVRANMIYOR
İdlib’den Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgelerine bir milyon gibi tahmin edilen bir göç dalgası, şu sıralarda Fırat’ın doğusuyla meşgul bulunan Türkiye için fevkalade tehlikeli olur.
7 Eylül 2018 günlü Soçi Mutabakatı’nda, Rusya böyle bir göçü önlemeyi taahhüt etmişti. Türkiye ve Rusya İdlib’deki “terörist ve radikal unsurların çatışmasızlık bölgesinin dışına çıkarmayı” birlikte taahhüt etmişler, bu amaçla Türkiye 12 gözlem üssü kurmuştu.
Bu unsurları çıkarmak ancak Türkiye ve Rusya’nın birlikte askeri harekatlarıyla mümkün olabilir. Rusya ise “terör grupları” bahanesiyle Esat güçlerinin saldırısını destekliyor, Türkiye’nin kaygılarını önemsemiyor.
Hatta uzman gazeteci arkadaşımız Murat Yetkin’in kendi blogunda yazdığına göre, İdlib’deki 9 numaralı Türk gözlem üssüne “kuvvet intikali” yapan Türk askeri konvoyundaki sivil aracı vuran, SU-22 tipi bir Rus savaş uçağıydı. (@ReportYetkin)
Rusya’nın bu tavrından cesaret alan Suriye Devlet Başkanı Esat’ın danışmanı Buseyna Şaban, dünkü açıklamasında Türk gözlem üslerinin teröristleri desteklediğini iddia ederek “İdlib’deki Türk gözlem noktalarını imha edebiliriz”diye konuştu!
TERÖR SUÇLAMASI
Sadece bu Şaban değil, Rus Dışişleri Sözcüsü Zaharof 15 Ağustos günlü, Dışişleri Bakanı Lavrov da 20 Ağustos günlü açıklamalarında Türkiye’yi Soçi mutabakatına uymayarak, HTŞ, Nusra gibi teröristleri desteklemekle suçlamaktan çekinmediler.
Uçak krizi sırasında Putin’in Ankara’yı “İslamcı teröristleri destekliyor” diye suçlayan konuşmalarını hiç akıldan çıkarmamak lazım.
Bu iftira, Türkiye’nin üzerinde siyasi baskıdır, Türkiye’nin sıkıntılarını arttırır. Erdoğan-Putin görüşmesinde bu mesele mutlaka, ama mutlaka açıklığa kavuşturulmalı, Putin bizzat açıklama yapmalıdır.
Salı günü Erdoğan-Putin görüşmesinin ne kadar önemli olduğu açık. Tabii kesin sonuç beklemek de kopuş beklemek de gerçekti olmaz ama Suriye’de Rusya ile de ciddi sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır.
TÜRKİYE NERELİ?
Türkiye Moskova’dan bakınca müttefik olarak görülmez; oranın müttefiki Esat’tır, stratejik hedefi Suriye’de hakimiyettir. Rusya, Türkiye’yi NATO‘dan ve AB’dan ne kadar uzaklaştırırsa o kadar kazançlı sayar kendini.
Fakat Batı’dan bakınca da Türkiye artık eskisi gibi ‘Batılı ülke’ veya eskisi yoğunluğunda ‘müttefik ülke’ görülmüyor.
Bu tablo Doğu Akdeniz’de de karşımıza çıkıyor
Bu tabloyu “Bizim eksenimiz Türkiye’dir” gibi hamasi sözlerle savunanlar var!
Ama tablo aynı zamanda yalnızlık tablosudur.
Bu tablonun oluşmasında küreselleşmenin ortaya çıkardığı sorunların, mesela Batı’da aşırı sağın yükselmesinin rolü var ama bizim hatalarımızın da rolü var.
Eğer “Coğrafya milletlerin kaderi” ise, bu coğrafya, sanayi devriminden bu yana daima Batı içinde müttefikler edinmeyi gerektirmiştir.
Keşke Batılı bir devletle sorunlarımızı görüşürken bizi destekleyen etki Batılı çevreler olsaydı…
Rusya ile konuşurken Batı’yla ilişkilerimizin elimizi güçlendirdiği bir durumda konuşsaydık, değil mi?
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları




































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025