Tarık Ziya Ekinci
Sevgili dostum Hasan Cemal 27 Aralık günkü yazısında Selahattin Demirtaş’ın önerilerini de anarak parlamenter demokrasiyi benimseyen partilerin bir araya gelmelerini ve tek adam rejimine karşı demokratik bir blok oluşturmalarını önermekte ve şunları söylemektedir: "Muhalefet partileri CHP... HDP… İyi Parti… Saadet Partisi… Gelecek Partisi... Ve Ali Babacan’ın kurulmakta olan partisi…
Hepsi Erdoğan’a karşı…
Hepsi parlamenter sistemden yana…
Hepsinin programında demokratik hukuk devleti, güçler ayrılığı yazıyor. Kâğıt üzerinde…"
Bu yaklaşım matematiksel olarak doğru görünmekle birlikte sosyolojik ve siyasal açıdan gerçekçi değil. Önümüzdeki Başkanlık ve milletvekili genel seçimlerine kadar Türkiye’de ne gibi değişikliklerin olacağını kestirmek olanaksız... Muhalefet partilerinin ortak bir başkan adayı belirlemeleri kolay olmayacak. İktidarın dışladığı HDP ile birlikte hareket edecekler mi? Aksi halde Cumhur İttifakı yenmek mümkün olur mu? Partilerin saflaşması daha çok iç politik gelişmelere ve iktidarın izleyeceği sertlik politikasına bağlı. İdeolojik yakınlıklar da saflaşmada önemli bir faktördür. Daha şimdiden kimi muhalefet partilerinin Erdoğan’a gülücükler gönderdikleri ve sempatik görünmeye çalıştıkları dikkatlerden kaçmıyor. Tüm bu bilinmezler karşısında, iktidara muhalif oldukları farz edilen partilerin şimdiden ortak bir program etrafında birleşerek bir demokrasi cephesi ya da bir demokrasi bloğu oluşturmalarını istemenin gerçekçi olduğunu söylemek kolay görünmüyor. Unutmamak gerekir ki, seçim kararını verecek olan iktidardır. Hangi şartlarda seçimlere gireceğimizi de Sayın Cumhurbaşkanı belirler… AKP’nin kimlerle nasıl bir seçim ittifakı kuracağına da Erdoğan karar verecek. Muhalefetteki siyasal partilerin de nasıl bir yol ve yöntem izleyecekleri bilinmiyor.
Büyük devletler arasındaki kutuplaşmada Türkiye’nin yeri, Suriye ve Libya savaşlarının iç politikamızdaki yankıları da bilinmezler arasında. En önemlisi iktidar bloğunu oluşturan partilerin (AKP ve MHP) 700 milyon kilometre kare vatan toprağı özlemini canlandıran hamaset üzerine kurdukları irredantist dış politika hayallerinin Türkiye için nasıl bir gelecek hazırlayacağı da meçhulümüzdür. Diğer yandan Türkiye’de seçimler yapılacak mı, yapılacaksa hukuka uygun olacak mı soruları en azından şimdilik yanıtsızdır. Seçim ittifaklarının yapılmasını da dolaylı olarak Erdoğan belirler. Çünkü muhalefet onun oluşturacağı ittifakın dışında kalan partilerden ibaret olacak. Anlaşırlarsa, iktidara karşı bir muhalefet cephesi kurabilirler. Kuşkusuz muhalefet partilerinin ortak bir program etrafında ittifak kurmaları beklenmemeli. Muhalefet ancak ortak bir aday üzerinde anlaşarak karşı bir ittifak kurabilir. Bu, bir demokrasi ittifakı değil, Erdoğan karşıtı bir ittifak olur. Seçilecek olan aday yine tek adam olacak. Çünkü parlamenter demokratik hukuk devletinin kurulması ancak Anayasa değişikliğiyle mümkündür. Bu da ancak muhalefetin yeni bir Anayasa yapma çoğunluğunu elde etmesi ve yapacakları anayasanın ilkeleri üzerinde anlaşmaları ile mümkündür. Bunun güçlüğünü hatta imkânsızlığını anlatmaya gerek yok. Bugünkü muhalefet partilerinin bir araya gelmeleri ve Cumhur İttifakı'na karşı güçlü bir Millet İttifakı kurmaları mümkün olsa dahi ortaya çıkacak sonuç sadece Erdoğan’ın iktidardan uzaklaştırılması ve yerine yeni bir tek adamın seçilmesi olacak. Muhalefetin ittifakı da bir demokrasi ittifakı değil, Erdoğan karşı kurulmuş bir ittifak olur. Muhalefetin seçeceği yeni başkanın (tek adam) toplumu özgürlükçü, çağdaş, kuvvetler ayrılığına ve hukukun üstünlüğüne bağlı ileri bir demokrasiye kavuşturacağının garantisi yoktur.
Unutmamak gerekir ki, her seçimde iktidar bloğuna karşı muhalefet de bir blok oluşturmaya zorunludur. Aksi halde seçim sistemimize göre yenilgi kaçınılmazdır. İktidar bloğunda yer bulamayan partilerin blok dışı kalmalarının riskli olduğu açıktır. Bu nedenle şimdiden bir muhalefet cephesi kurma girişimi hem gereksiz hem de sonuç alma ihtimali olmayan boş bir çabadır.
Bugünden başlayarak yapılması gereken acil görev "özgürlükçü, barışçı, insan haklarına saygılı, kuvvetler ayrılığına ve hukukun üstünlüğüne bağlı, eşit haklı vatandaşlık ilkesine sadık, farklı etnik ve inanç gruplarının dil, din, kültür ve anadilde eğitim haklarını garanti eden, yerel yönetimlere özerklik tanıyan, Avrupa Birliği perspektifine bağlı çağdaş bir parlamenter demokrasinin Türkiye’de de kurulmasını sağlayacak bir siyasal hareketi" başlatmaktır. Bu hareketin öngördüğü demokratik düzen şeffaf ve denetlenebilir olacak. Parlamento en üst organ olarak tanınacak ve parlamenterler oy kullanmada özgür olacak. Ekonomik programın sanayileşme ağırlıklı ve kalkınmacı olması, gelir dağılımının dengeli ve geri kalmış bölgelerin kalkınmasına öncelik tanıyan bir nitelikte olması gözetilecek.
Önerilen 'Demokrasi Hareketi' mevcut partilerden biri ya da bir kaçının birliği değildir. Türkiye Demokrasi Hareketi özellikleri yukarıda belirtilen ileri bir demokrasinin Türkiye’de de kurulup işlerlik kazanmasını benimseyin, vatandaşların tümünün nesne değil özne olarak oluşumuna katılmalarını sağlayacak azim ve kararlılığına sahip bireylerin ya da birey gruplarının oluşturacağı bir SİYASAL HAREKETTİR. Bu hareket İktidara değil, ileri bir demokrasinin tanınıp benimsenmesine öncelik tanır. Toplumun ileri bir demokrasiyi özümseyerek benimsemesi doğal olarak hareketin iktidara gelmesini de sağlar. Bu nedenlerle ben öncelikli olarak muhalefet partilerinin ittifakını değil, demokratların ittifakını yani demokrasi hareketi için ortak bir mücadele öneriyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.01.2021
2.09.2020
8.07.2020
18.06.2020
1.05.2020
3.01.2020
2.02.2019
25.09.2019
2.05.2019
3.02.2019