Ümit KARDAŞ
Osmanlı bürokrasisi özellikle son dönemlerde devleti içine düştüğü zor durumdan kurtarmak için önemli roller üstlenmiş, bu durum bürokratik idare geleneğinin doğmasına yol açmıştır. Tanzimat ile başlayıp Cumhuriyet’le devam eden süreçte devleti ve toplumu, topluma rağmen dönüştürme çabaları asker-sivil bürokrasiyi devleti sahiplenme noktasına götürmüştür. (Turgut Göksu, “Türkiye’de Yönetim Anlayışı ve Polis Davranışı”, Türkiye’de Devlet, Toplum ve Polis)
“Toplumu dönüştürme projesi”, bir anlamda “toplumu adam etme” projesidir. Polis de toplumu “adam edilmesi gerekenler” olarak görmektedir. Kamu yönetiminin polisin davranışlarını etkilemesi kaçınılmazdır. Ancak polis davranışı üzerinde bunun yanı sıra birçok faktör etkili olmaktadır. Kamu yönetiminin katı bir üniter devlet anlayışına dayanması, merkeziyetçi bir örgütlenme, idari yargı gibi yargılama sistemine sahip olma, “geleneksel” ve “hukuki- rasyonel”özelliklerini birarada bulundurma, gizlilik esasına göre örgütlenme, sosyal köken itibarıyla orta sınıfa ait olma, sert davranma gereğine inanma gibi... (Göksu, a.g.y)
Merkeziyetçi yönetim polisin amirlerine dolayısıyla devlete karşı sorumlu olması sonucunu doğurmaktadır. Oysa asıl olan polisin güvenlik hizmeti sunduğu halka karşı sorumlu olmasıdır. Anglo-Sakson geleneğine sahip ABD, İngiltere gibi ülkelerdeki halkın polisin üst düzey yöneticilerini seçmesi uygulaması önemli bir örnektir.
“Bekçileri kim bekleyecek” sorusu ilk kez milattan 150 yıl sonra yaşamış şair Juvenal tarafından sorulmuştur. İktidarın bozucu, gücün yozlaştırıcı etkisi tarihsel olarak yaşanan bir gerçektir. Bu nedenle asker ve polis gibi silahlı kuvvetlerin sahip oldukları gücün denetlenmemesi durumunda bu gücün siyasi alanı ve tüm toplumu etkilemeye uzanacağı açıktır. Önemi ve rolü ne olursa olsun hiçbir hizmet alanı sivil demokratik denetim dışında tutulamaz.
Polisin fiziksel modernizasyonu yanında zihinsel modernizasyona tabi tutulmaması durumunda hizmetin kalitesinde olumlu bir değişme olmayacaktır. Bu nedenle kurum içi şeffaflaşma ve hesap verilebilir olma hususları çok önemlidir. Türkiye’de öncelikle asker, jandarma ve sahil güvenlik gibi kolluk görevi yapan askerî güçlerin polislik hizmet alanından çıkartılması ve bundan sonra tek bir polis teşkilatının hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına dayalı, toplumun rızası ve uzlaşma bağlamında hareket eden bir yapıya dönüştürülmesi gerekmektedir. Ayrıca yerel idarelere polislik hizmeti sunma yetkisi verilmelidir. Polis teşkilatı ulusal ve yerel düzeyde sivil katılım ve denetime açık bir yapılanmaya kavuşturulmalıdır. İç güvenlikteki tek başlılık sağlandıktan sonra polis mensuplarının eğitiminde sivil ve demokratik değerler öncelik almalıdır.
Toplumun rızasını sağlayamayan, korku unsuru olup korku yayan, katılımı ve denetimi reddeden, toplumu huzursuz ve tedirgin kılan güvenlik önlemlerini uygulayan bir güvenlik teşkilatı toplumun huzur ve güvenini sağlayamayacağı gibi, toplumsal dayanışma ve barış içinde yaşamayı engeller ve hatta şiddetin üreyip, genişlemesine neden olur. İnsan hak ve özgürlüklerinin kullanılmasında güvence olması gereken polisin demokratik toplum düzeninin sürdürülmesine ve hukukun üstünlüğüne dayalı uygulamalarla barışın sağlanmasına katkıda bulunması önemlidir. Bunun için de bireylerin ve toplumun polisin ürettiği tüm hizmetlere katılması, bu hizmetleri etkilemesi, denetlemesi ve yönlendirmesi gerekmektedir.
www.umitkardas.com
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025