Ümit KIVANÇ
Kendimi başbakana göre hizaladım ve mahallede kimlerin hangi sebeple vatan haini olabileceklerini gözden geçirmeye giriştim. Bunlar kimse ortaya çıksın, hepimiz tedirgin yaşamayalım. Sonuçlar kendi imkânlarımla başa çıkabileceğimin çok ötesindeydi. Bu yüzden yakındaki emniyet amirliğinin yolunu tuttum.
Girişteki nöbetçi polise hangi taraftan olduğunu sordum. Gümüşhaneliyim, dedi. Sanırım apolitik bir memurdu. Odasına sızabildiğim ilk amire aynı soruyu sormaya kalkınca adam hemen üstümü arattı, palto düğmelerime tek tek baktılar. Elimdeki listeyi uzattım. "Ne bunlar?" diye sordu. Mahallede vatan haini olabilecek kimselerin listesi, dedim. Amir yüzüme uzun uzun baktı, kağıdı geri uzattı. "Basın bürosuna ver," dedi. "Onlar daha kolay yayarlar." Veremem, dedim. O bürodakilerin hangi tarafa çalıştığını bilmiyorum. Gürültüyle derin nefes aldı. "O zaman internete koy," dedi. "Bir örneğini de bana getir." Gidip evden halledeyim, diye düşündüm, "Öğleden sonra burada olur musunuz?" diye sordum. "Ne bileyim kardeşim!" diye bağırdı, masaya yumruk indirdi, vazo düşüp kırıldı.
Düpedüz pot kırmıştım. Hemen odadan dışarı fırladım. Üstelik yanlış yerdeydim. Alenen Paralel Devlet'in polisiydi bu amir. Paralel Devlet = PD. "Benim adım PD ama sen bana Police Department de." Bak sen! O kadar bağlantıyı kurabiliyoruz herhalde!
Hükümetin polislerini bulmalıydım. Fakat nasıl ayırt edecektim? Köşeye sinip, gelen geçen polislerin üstünü başını en ince ayrıntısına kadar incelemeye giriştim. İsveç ve Kanada rozetleri takmış birer amiri hemen eledim; belli ki dış güçlere hizmet ediyorlardı. Gömleklerinin altına "En büyük savcı bizim savcı" yazılı tişörtler giymiş olanları da ayıkladım. Geriye pek az memur kaldı. Bu kadar olamazlardı, birileri yüzde ellisini biryerlerde tutuyor olmalıydı. Acaba zor mu tutuyordu? Fakat burada daha uzun süre böyle etrafı inceleyemezdim. Birazdan başıma iş açılacaktı.
Doğrudan Adliye'ye gidip mahalledeki vatan hainleri soruşturmasını işinin ehline, vatana ihanet içerisinde olmayan bir savcıya emanet etmeye karar verdim. Adliye koridorunda aşağı yukarı yürüyerek gözüme savcı kestirmeye çalışıyordum. Birine az kaldı yanaşacaktım ki, kola parasını dolarla ödediğini görünce hemen uzaklaştım. Görünüş yanıltıyor işte. "Dolar da çok yükseldi," dedim, ters ters yüzüme baktılar. Burada da iş kolay olmayacaktı. Birkaçına yanaşıp, "Dubai'de de havalar bayağı sıcaktır şimdi" muhabbeti açmaya çalıştım, sonuç alamadım.
Nihayet, tersten giderek biryerlere varabileceğimi akıl ettim. Paralel devletten birilerini arayıp onların denetiminde olmayan savcılıkları öğrenebilirdim. Telefona çıkan şahıs, "Bi kere bizim paralel yapımız falan yok," dedi, içinde "gönül gözü", "kalp gözü" ve daha başka gözler geçen yedi yüz kadar cümle kurdu. "Ayrıca bir tek polis savcı tanıyorsak Allah çarpsın, bu dedikoduları yayanları da çarpsın!" diye gürledi. Yatıştırıcı olmaya çabalayarak, "Beddua etmeyin," dedim. "Her halta beddua demeyin!" diye çıkıştı. Öğleden sonra Uganda'da olması gerekiyormuş, telefonu aceleyle kapadı. Uganda da, hizmet etmek için biraz garip bir dış güç değil mi? Öyle ananaslar mananaslar? Yoksa bu Emniyet ve Adliye'deki temizlikler sırasında bazıları da Uganda'ya mı tayin ediliyordu? Entebbe Emniyet Amirliği, Kampala Başsavcılığı filan..?
Görülüyordu ki, vatan hainlerini tescil planımı uygulamak sandığım kadar kolay değildi. Bir günlük gecikmenin Türkiye'nin dünyadaki konumunu çok da sarsmayacağına güvenerek, eve gidip durumu gözden geçirmek istedim. Yürürken yanımdan bir TIR geçti. Hemen oracığa sinip iyice uzaklaşmasını bekledim. Birileri tepişirken ezilmek var. Baktım, TIR'ın peşinde kimse yok, duvar üstüne oturdum. Belki de gereksiz telaş ediyordum. Evet! Evet, kesinlikle gereksiz telaş içindeydim. Benim çıkardığım listedekileri vatan haini saymak için hükümetin bana ihtiyacı yoktu ki! Gezi isyanındaki meşhur "yüzde elli"den hareketle başladım hesaplamaya... ve üç aşağı beş yukarı mâkûl bir vatan hainleri yüzdesine ulaştım. Artık yapılabilecek tek şey kalmıştı: Kağıda kendi adımı eklemek. Zira bir de değil, birçok kritere uygun düşüyordum.
İlk psikiyatrist tabelasını gördüğüm binadan içeri daldım. Öğle üzeriydi, kimse zamanlamama takılamazdı. "Durumum acil," dedim. "Her an vergi cezası gelebilir, TÜSİAD'çılarla aynı listedeyim ve elbette onlar kadar param yok." Biraz daha anlattıktan sonra, adam beni âdetâ hiddetle susturdu: "Hiç ağzımı arama! İkisinden de değilim!" Arkama yaslandım. "Peki," dedim, "Fatih'in İstanbul'u aldığı yaşta mısın yoksa babanın öldüğü yaşta mı?" Cevap vermedi, kaş-gözle işaret etti: dışarı çıkalım.
Çıktık. Listeyi yırtıp attım. Köşede insanlar toplanmış, "Ah, Halk Bankası'na kıydılar, ahh!" diye ağlaşıyorlardı. Acılarını paylaşır gibi yaptık. Yanımıza yaklaşan bir beyefendi, onlara duyurmadan, "Hocaefendinin bu işlerle hiçbir alâkası katiyen yoktur," dedi. Ona da "biliyoruz" gibisinden kafa salladık, uzaklaştık. Hiçbir yere bir şey yazmadan, yüksek sesle tek kelime söylemeden, başka bir liste yapmaya girişmiştik. Bizim gibi birileri daha mutlaka olmalıydı.
http://riyatabirleri.blogspot.com.tr/2014/01/vatan-hainleri-listemin-kucuk-maceras.html
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024