Ural ATEŞER

AH ŞU ALMANLAR...
14.12.2015
1865

 Önce haberi okuyalım:

"ALMANYA’da bilim insanları potansiyel olarak sınırsız enerji kaynağı olarak görülen ve Güneş’teki sürecin bir benzerini yaratmak için atomları kaynaştırmayı öngören nükleer füzyon konusunda önemli bir aşamayı geride bıraktıklarını açıkladı. Alman araştırmacılar 9 yıl süren ve 1 milyar Euro tutan ‘Stellarator’ adını verdikleri proje ile deneysel bir muhafazanın içinde kısa süreyle süper ısıtılmış helyum plazması ürettiler. Helyum atomlarının mikrodalga lazeri kullanarak ısıtıldığı16 metre genişliğindeki muhafaza içinde yer alan ilk plazma 1.8 megavatlık lazer ışını ile 1 miligramlık helyum gazından üretildi. Plazmanın varlığı saniyenin onda biri süre boyunca sürdü ve sıcaklığı 1 milyar santigrat dereceye ulaştı. Enstitü, gelecek yıl plazmanın süresini uzatıp, bunu en iyi şekilde üretmenin yolunu arayacak. Helyum yerine esas amaç olan hidrojen gazının kullanılması da hedefleniyor."

Almanya'ya ilk gittiğim günlerde İspanya ile Hollanda arasında senelerce süren din savaşlarından sonra, 16.Yüzyıl'da barış belgesini imzaladıkları tarihi belediye binasının müze haline getirilmiş oturum salonunu gezmiştim... Oradan çıktıktan sonra da savaşta tamamen yıkılmasına rağmen, sonradan yeniden eski taşlarıyla yeniden inşa edilen Lamberti Kilisesi'nin önündeydik... Kilisenin çan kulesinin tepesinde, dört yanında dört adet içine ancak bir insanın sığabileceği büyüklükte demir kafesler gördüm... Bu kafeslerin bir çok Katolik kilisesinde olduğunu, sonradan kaldırıldığını öğrendim...

Bu kafesler ne işe yarıyormuş Hristiyanlığın o karanlık günlerinde, biliyor musunuz... Öncelikle kırmızı saçlı ve çilli kadınlar "şeytan" diye bu kafeslere konulup, çırıl çıplak ölünceye kadar kulenin tepesinde acı çeke çeke ölmeleri bekleniyormuş... Cesetler de taşlanıyormuş... Kadınların dışında, kilisenin aforoz ettiği insanları da aynı akıbet beklermiş o dönemlerde...

Buna benzer "müzeleri" İspanya'da da gördüm... engizisyon mahkemelerinin toplandığı ve mahkum edilen Hristiyanların işkenceyle öldürüldüğü mahzenler, turistler tarafından geziliyor orada da...

Lafı uzatmayalım... Bugün vahşet olaylarıyla, saçma sapan vaızlarıyla, birbirlerini boğazlamalarıyla anılan İslam dünyasından daha hafif vahşet yaşanmamış Hristiyan dünyasında... Bugün o dünya nasıl oldu da bilimde bu kadar ilerledi... Nasıl oldu da yüzbinlerce Müslümanın kendi dünyalarından kaçıp gitmek istedikleri dünya haline geldi... Bunlara kafa yormak gerekiyor, "Siyonistler İslam'ı bu hale getirdi" demeden önce...

Tarihi öğrenmeden, hep başkalarını suçlu göstermek bunu yapanları biraz olsun rahatlatabilir belki... Hristiyan dünyasının 1800 sene kadar süren vahşiliği nasıl oldu da aştığı konusunu öğrenmeden bugünü tanımlamaya çalışmak kimseye fayda getirmez... İslam dünyasının da 1800-2000 sene beklemesi gerekmiyor önünde böyle bir örnek varken...

Bunları düşünmek, bu konuda kafa yormak ise ne Batı ve Hristiyan hayranlığıdır, ne de İslam düşmanlığı... Sadece, tarihi öğrenmek ve vahşete nasıl son verilir sorusunun yanıtını aramaktır...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar