Vahap COŞKUN
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, T24’ten İnan Ketenciler ile uzun bir mülakat yaptı. İki gün süren (17 ve 18 Kasım, 2017) mülakatta, gündemdeki konular hakkında Ağırdır’ın önemli tespitleri var. Memleketin derdiyle hemhal olan ve siyasetin izleyeceği seyir hakkında görüş oluşturmak isteyen herkese bu uzun mülakatı okumalarını tavsiye ederim.
Üzerinde durulabilecek birçok mesele var; ben bu yazıda Ağırdır’ın ülkedeki siyaset yapma biçimlerine dair –benim de iştirak ettiğim- genel görüşlerini aktarmak istiyorum. İki önemli tespiti var Ağırdır’ın bu konuda:
“Devletin omurgası kırılmış”
İlk olarak, bütün bir siyaseti cumhurbaşkanlığı seçimlerine hapsetmenin yanlış olduğunu belirtiyor. Ağırdır’a göre, salt Erdoğan’ın karşısına kim çıkıp çıkmayacağına, ikinci tura kimin kalıp kalmayacağına, alternatif adayın seçilip seçilemeyeceğine odaklanan bir siyasi kurgu büyük sorunlar taşıyor. Çünkü memleketin çok önemli iki problemi var: Biri, “devletin omurgası kırılmış” olmasıdır. Ülke bir darbe kalkışmasına maruz kaldı. 15 Temmuz’dan sonra içine girilen anafor, devlet kurumlarını sekteye uğrattı. Bir yandan FETÖ ve terörle mücadele, diğer taraftan OHAL ve merkezi idarenin keyfilikleri derken bürokrasi de aksamaya başladı. “Dolayısıyla devlet dediğimiz mekanizma aksıyor” ve toplum da bunu görüyor.
Diğer hayati sorun ise, yargının durumudur. Türkiye’de yargı her daima tartışma konusu oldu ve yargıya kuşkuyla bakıldı. Mevcut halde ise tartışmaların ve kuşkuların dozu çok yükseldi. Zira 15 Temmuz’un en fazla tesir ettiği kuvvetlerden biri yargıydı; yargı baştan aşağı bir operasyondan geçti, sarsılan yapıda dengeler de henüz yerini bulmadı. Toplumun ilgisine mazhar bazı davalardaki tutumu yargıya olan şüpheleri artırdı. İnsanların büyük bir kısmı için yargı bir soru işaretine dönüştü. Hal bu iken “yargıyı A’dan Z’ye kurgulamadan bu toplumda yeniden hukukun üstünlüğüne inancı yükseltmek mümkün değil.”
Böylesine toplumun yaşamını derinden ve menfi olarak etkileyen dertlerin olduğu bir ortamda, siyasi öyküyü tamamen Erdoğan’a kilitlemek doğru bir siyasete tekabül etmiyor. Çünkü Ağırdır’ın ifadesiyle “Sadece Erdoğan seçilsin ya da seçilmesin demek veya karşısına çıkacak adamın ‘Başkanlığı bozacağım, ben her şeyi eski sisteme geri çevireceğim’ demesi, bütün bu konuştuğumuz sorunların içinde çok anlamsız şeyler.”
Kutuplaşma siyaseti
İlkine bağlı olarak Ağırdır’ın dikkat çektiği ikinci husus ise, kutuplaşma ve korkuyla yürüyen bir siyasetin, muhalefetten ziyade iktidarın lehine neticeler üreteceğidir. Külliyen “Erdoğan ve karşıtları” temeline oturan bir siyasette bir taraf “ülke bölünüyor” diğer taraf ise “özgürlükler elden gidiyor” argümanına sarılır. İktidar, karşıtlarını bazen “mili ve yerli olmamakla” bazen “bölücülükle itham eder. Buna karılık muhalefet de iktidarı “otoriterlik” ve “diktatörlük” iddialarıyla vurmak ister.
Siyaset bu şekilde karşılıklı tabanlardaki korkuları kaşımaya sabitlendiğinde, bundan iktidarın istifade etmesi çok daha büyük bir ihtimaldir. Çünkü “Erdoğan’ın ya da hükümetin ya da AK Parti’nin korkutma kapasitesi daha büyüktür.”
İki sebepten ötürü: Bir kere, bir OHAL süreci devam ediyor; iktidarın elinde korkuyu hem üretip yayacak (medya) hem de uygulayıp kontrol edecek devasa bir ağ var. Muhalefetin bu sahada iktidarla boy ölçüşmesi söz konusu olamaz. Ve ikincisi, toplumun önemli bir kesiminin gerçekten güvenlik endişesini hissettiği vasat yaşanıyor. Suriye ve Irak’taki çöküş, ABD ve AB ile giderek tırmanan gerilim, Türkiye üzerinde oyunlar oynandığı duygusunu pekiştiriyor. Böyle bir vaziyette “diktatör” söyleminin “ülke “bölünüyor” söylemine nazaran, bilhassa iktidar tabanında, ikna ediciliği daha düşük ve alıcısı da çok daha az olur. Dolayısıyla “oyun korkutma üzerinden oynandığı sürece, iktidarın kazanma ihtimali yüksek olabilir.”
“Ortak yaşam projesi”
İktidar bunun farkında; tartışmanın aktörler üzerinden gitmesinin kendi faydasına olduğunu biliyor. Aktörleri gündemde tuttuğu ve muhalefeti marjinalleştirip savunma pozisyonunda tuttuğu oranda, işsizlik gibi, enflasyon gibi, bir arada yaşama iradesinin zayıflaması gibi gerçek sorunların konuşulmasının önüne geçiyor.
Elbette siyasette layıkıyla ele alınmıyor diye bu meseleler buhar olup uçmuyor. Hayatlarını doğrudan etkileyen bu sıkıntıları insanlar görüyorlar, siyasetten buna çare üretmesini bekliyorlar. Bundan ötürü siyasi tartışma bu zeminde yapılmalı. Siyaset, ekonomiden eğitime devletin yeniden inşasını ve yargının adalet üretir tarzda yapılandırılmasını öngören “ortak bir yaşam projesini” toplumun önüne sunmalı.
“Mesele kimin daha çok korkutacağı üzerine değil, mesele yarın sabah hepimizin uyanacağı ülkenin kaderi. Ortak kurallarının, hepimizin hukukun üstünlüğüne inancının tam olacağı yeni yargı sistemine ne olacağı.”
Muhalefet gerçek suallere insanların aklına yatan cevaplar vermeli. Topluma ayakları yer basan bir proje sunulmalı. Aktörleri değil fikirleri gündemleştirmeli. Aksi takdirde ne iktidarın tayin ettiği sahanın dışına çıkılabilir ne de siyasi bir kazanım elde edebilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları













































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.10.2025
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025