Yıldıray OĞUR
Bir işe başlarken Allah’tan işlerini kolaylaştırması için okunan popüler bir dua olan “Rabbi Yessir”in (Allahım kolaylaştır) bazı bölgelerde “yüzdeki nur” anlamında kullanıldığını, 2021 yılında Meral Akşener’in Karar TV’de Elif Çakır ve Taha Akyol’a verdiği röportajda fark etmiştik.
Akşener, “kim cumhurbaşkanı olacak”, “kazanacak aday” tartışmaları sürerken; dindar olduğunu söylediği ablasının İmamoğlu'nun yüzünde “Rabbi Yessir” gördüğünü söylemişti.
Akşener, daha sonra iki yıl boyunca Cumhurbaşkanlığı adaylığı için çoğu kez ad vermeden, ima ederek, “kazanacak aday” diyerek İmamoğlu ve Yavaş’ı işaret etti.
İmamoğlu’na açılan davadan sonra Saraçhane’ye gitti, makamında ona sarıldı, Kılıçdaroğlu Almanya’dayken onla mitinge çıktı, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına direndi, nihayet seçime birkaç ay kala bu yüzden masadan kalktığında da İmamoğlu ve Yavaş’ı partilerine isyan edip, Samsun’a çıkmaya çağıracak kadar ileri gitti.
Her ne kadar şimdi İmamoğlu ve Yavaş’ı aday olmayı kabul etmedikleri için cesur olmamakla suçlasa da masaya dönüş şartı olarak bu iki ismin Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olmasını sağladı, bunu yapmakla övündü, seçim kampanyası boyunca da bu iki isimle meydanlara çıktı.
Dışarıdan bakanlar için İYİ Parti-İmamoğlu ilişkileri, İmamoğlu-CHP ilişkisinden iyi görünüyordu.
İmamoğlu’nun da Kılıçdaroğlu’na ve CHP’lilere karşı Akşener’e ve İYİ Partililere daha yakın hissettiği açıktı.
Seçimden sonra da bu yakınlık sürdü.
İmamoğlu’na yakın medyada seçim yenilgisinin faturası Kılıçdaroğlu, CHP ve tüm altılı masa aktörlerine çıkarılırken, Sinan Oğan’ın yüzde 7’lik oyu gibi seçim sonucunu doğrudan etkilemiş bir vaka varken ve Oğan’a kayan tepki oyları İYİ Parti’den gitmişken, İYİ Parti ve Akşener eleştirilerden muaf tutuldu, hatta Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkması takdir edildi.
İYİ Parti de seçimlerden önce “Hangi CHP’li aday olmalı” tartışmalarında girdiği CHP içi kavgada, seçimlerden sonraki “CHP’nin başkanı kim olmalı” mücadelesinde de taraf odu.
Kılıçdaroğlu aleyhine açıktan konuşamayan CHP’liler yerine İYİ Partililer, onlara yakın gazeteci ve akademisyenler Kılıçdaroğlu eleştirilerinde başı çekti, onlar adına konuştu.
Hatta daha yakın zamana kadar İYİ Parti, CHP ile ittifak kurup kurmayacağına CHP Kongresi’nde Kılıçdaroğlu’nun kazanıp kazanmayacağına göre karar vereceğini bile açıkladı.
Peki ne oldu da şimdi Akşener, İmamoğlu’nu partisinin içişlerine karışmak, operasyon çekmekle suçladı ve bunu savaş ilanı olarak gördüğünü açıkladı?
İmamoğlu’nun yüzündeki “Rabbi Yessir” mi kayboldu?
Akşener ve İYİ Partililer somut olaylarla operasyondan kasıtlarını açıklıyor.
Ama esas meselenin üzerinden atlıyorlar.
Çünkü mesele kişisel değil, yapısal görünüyor.
O yapısal sorun da bu iki parti arasında birbirine operasyonu, içişlerine karışmayı mümkün kılan yakınlaşma ve mesafesizlik.
Akşener’in CHP’li iki büyükşehir belediye başkanını, CHP’nin liderine isyana çağırmasının üzerinden daha bir yıl bile geçmemişken şimdi CHP’yi kendi içişlerine karışmakla suçlaması “karma” değilse de talihin bir ironisiydi.
İYİ Parti, CHP içindeki adaylık tartışmaların, CHP içindeki liderlik tartışmaların doğrudan bir parçasıydı. Neredeyse CHP içinde bir hizbe dönüşmüştü.
Ama haksızlık etmemek gerek, bunu CHP’ye operasyon çekmek için yapmadılar.
Doğal olarak bu tartışmaların bir parçası haline geldiler.
Çünkü sorun iki partinin birbirine fazla benzemesi, neredeyse aynı tabana konuşması, aynı oy havuzundan oy almaya çalışması.
İYİ Parti, MHP içinde AK Parti ile ittifaka karşı olan daha seküler, Atatürkçü, İslamcılık karşıtı MHP’liler tarafından kuruldu.
Partinin cansuyu bu fikir ve kadrolardı.
Daha sonraki muhafazakar, merkez sağ, liberal, Kürt transferler, Ömer’in Yolu gibi PR faaliyetleri o yüzden eklektik durdu.
Nihayet, parti seçim kaybedince de ittifaklardan çekilirken, kendi içindeki eklektik ittifaklardan da çekildi, Durmuş Yılmaz, Bahadır Erdem, Ahad Andican gibi merkez sağ, liberal çizgideki isimler, Salim Ensarioğlu gibi Kürt merkez sağdan transferler bir vesileyle partiden ayrıldı, parti içine doğru yani bu kuruluş özüne doğru kapandı.
Bu ideolojik büzüşme de dışarıdan partinin erimesi gibi görünüyor.
Aslında parti erimiyor, parti olarak özü olan ana farkın etrafında katılaşıyor.
Her ne kadar bu tekeden süt çıkarmak için 24 saat açık siyaset bilimciler tarihi yeniden yazmak gibi acul işlere girse de “Seküler Milliyetçilik”, aynı anda hem muhafazakarları hem de Kürtleri dışlayan, bu yüzden Türkiye’de merkez siyaset olamayacak bir fikirdi.
Zaten o yüzden de olmadı.
Doğal olarak de İYİ Partililer, büyük muhafazakar kitleler, Kürtlerle değil CHP’nin tabanıyla diyalog kurabildi. CHP’nin oy havuzuna gözünü dikti.
Bunun zorunlu ittifak halini gördük, şimdi de ihtilaf halini göreceğiz.
İttifak halindeyken bile kavga etmişlerdi, şimdi ihtilaf halinde olacakların da ilk işaretleri gelmeye başladı.
Şimdiden İYİ Partililer, İmamoğlu’na ve CHP’ye karşı, PKK-DEM kartını kullanacaklarının işaretlerini vermeye başladı.
Çünkü birbirine benzeyen İYİ Parti ve CHP arasında en temel fark Kürtler ve DEM Partisi ile ilişkiler. O yüzden Şeyh Said tartışması bir anda bir krize dönebiliyor. Şeyh Said’i asmış CHP, Kürtleri kaybetmemek için ılımlı davranırken, İYİ Partililer İstiklal Mahkemesi hakimleri gibi konuşabiliyor.
Çünkü İYİ Parti, ancak CHP’nin ana çizgiden sapma olan Kürt meselesindeki bu pozisyonunu CHP tabanına şikayet ederek oy devşirebilir.
Bunu da önümüzdeki seçimlerde bol bol yapacakları anlaşılıyor.
Muhtemelen yerel seçim kampanyasında AK Parti ve MHP’nin iki seçim kazandıkları bu konu üzerinde konuşmasına bile gerek kalmayacak.
Hatta İYİ Parti’nin milliyetçi harareti karşısında Kürtler için AK Parti ehveni şer bile görünebilir.
Yani özetle İYİ Parti’nin temel meselesi evet CHP ama CHP yüzünden oy kaybetmek ya da CHP’nin içişlerine karışması değil, CHP’ye benzemek.
Ve şimdi tümüyle seküler milliyetçi çizgideki kadroların etkisine giren bir İYİ Parti’nin elinde CHP’den daha CHP’lilik, CHP’den daha Atatürkçülük, gerçek Atatürk milliyetçiliği dışında elinde bir kart kalmadı.
CHP’den ittifaktan hızla kaçan İYİ Parti, hızla daha CHP’li bir İYİ Parti oluyor.
Fakat, bu tartışmada okları şimdi CHP’ye yakın medyanın yaptığı gibi sadece İYİ Parti’ye çevirmek haksızlık olur.
Meselenin bir de İmamoğlu tarafı var.
Akşener’in ablasının iki yıl önce İmamoğlu’nun yüzünde gördüğü “Rabbi Yassir”e peki ne olmuş olabilir?
İmamoğlu’nun yüzünde “Rabbi Yassir” olup olmadığının Akşener’in ablası dışında bir görgü tanığı yok.
Ama bundan beş yıl önce İstanbul’da yaşayanların bile adını duymadığı, metrobüsün son duraklarından birinde bulunan bir banliyö belediye başkanı iken bir anda yıldızını parlatan, 2019’da bir kamerayla pazarları dolaşarak, büyük bir medya gücüne karşı yürüttüğü seçim kampanyasındaki güler yüzlü, rahat diyalog kuran, hoşgörülü, sade profiliydi.
Hatta bir esnafla kavga ederken ortaya çıkan hırçın Trabzonluluğu yerel seçimlerde en çok başını ağırtan görüntü olmuştu.
Fakat bugün İmamoğlu, bu profilin epey uzağında görünüyor.
Ama iktidarla verdiği mücadele yüzünden bu görüntüden uzaklaşmadı.
Tam tersine oradaki mücadelesi ilkesel, kamu için verilmiş bir mücadele olarak göründü.
Esas partisi ve ittifakı içindeki mücadelesi kişisel özelliklerini görünür kıldı.
Sırasıyla Kaftancıoğlu, Mansur Yavaş, Kılıçdaroğlu ile şimdi de Akşener ile içine girdiği ama hiç içindeymiş gibi davranmadığı güç mücadeleleri, kavgalar, polemikler siyasetin bir doğal sonucu gibi yaşanmadı.
Bu kavgalarda kullanılan yöntemler, tartışmalara içine sokulan medya gücü ve gizli-saklı yapılması; vefa, güven gibi duyguların etrafında ahlaki meselelere de dönüştü.
Üzerine artık Güldür Güldür Show’da herkesin anlayıp güldüğü espriler yapılan Cumhurbaşkanlığı adaylığı için gösterdiği hırs ve çaba, bunun için CHP’nin 25 yıl sonra aldığı İstanbul’u feda ediyor görünmesi, davetli olmadığı saraydaki baloya sihirli değneğiyle değerek onu hazırlamış Kılıçdaroğlu ile içine girdiği güç mücadelesi İmamoğlu’nun imajını dönüştürdü.
Aslında İmamoğlu, uzun yıllar sonra Türkiye’de siyaseti Erdoğan’dan sonra en profesyonel yapan isimlerden biri.
Etrafında çok güçlü bir danışmanlar ağı var, her adımı geniş bir danışmanlar çevresi tarafından tartışılıyor, metinleri yazılıyor, siyasetleri belirleniyor.
Kendisine yakın medyalar, gazeteciler, organik ve inorganik olarak ona destek veren geniş bir sosyal medya ağı var.
Karizması, siyasette tuttuğu yer ve ağırlık kendi tercihi değil, AK Parti ve Erdoğan’ı İstanbul’da iki kere yenmiş, anketlerde en popüler siyasetçilerden biri olarak çıkan bir siyasetçinin terazilerde ağır basması normal ama bu ağırlık önce CHP içinde şimdi de ittifak ortağı İYİ Parti’de güç dengelerini sarstı.
Kıyametin gelişini hızlandırmak isteyen Evanjelikler gibi, kariyerini hızlandırmaya çalışırken yaptığı siyasi hamleler İmamoğlu’nun “üzüldüğünü” söylediği ama içinde olmaktan beri durmadığı tartışmaların ortasına çekti.
Sadece kendisi değil, çevresi ve destekçileri de bu polemiklerin içinde, neredeyse herkesle kavgalara tutuştu.
Bu acelecilik beş yıl önce bir kamerayla pazarlarda dolaşarak elde edilmiş bir imaja da günün sonunda zarar verdi.
İmamoğlu, aşırı strateji, aşırı profesyonellik, aşırı kurumsallık, bir an önce menzile varmak için hızlandırılmış bir kariyerin mağduru gibi görünüyor.
Akşener’in ablasının yüzünde gördüğü “Rabbi Yessir’den savaş ilanına getiren de bu olabilir.
Akraba kavgaları her kavgadan sert olur. Fikren akraba olan İYİ Parti-CHP arasındaki de öyle olacak gibi görünüyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025