Halil BERKTAY
[4.6.2019] “Barış İçin Akademisyenler” (ya da 1128’ler) dilekçesi hakkında yazdığım iki yazıdan sonra, bir de şunu düşündüm: Bir bakıma bu hukuk faciası, binlerce yıllık bir inanışın tekrar satha çıkması. Ruhumuzdaki şeytanı taşlama, ya da içimize girmiş cinleri kovalama -- kovalayamazsak da o bedeni yokedip işi kökünden halletme çabaları, çok eskilere uzanıyor.
Tarih öncesinden başlayarak hemen bütün ilkel kültürlerde, hâkim inanç sisteminin meşru veya resmî (sayılan) uygulayıcıları (klan veya kabile sihirbaz hekimleri, şamanlar, utacılar, rahip veya papazlar) dışındaki kişilerin, tamamen kendi kişisel çıkarları doğrultusunda başkalarına özel büyüler uygulayabileceği korkusu, çok yaygın bir popüler katman oluşturmakta. Bu yolla, örneğin tarladaki ekinleri mahvedebilecekleri, geceleri göğe yükselip uçabilecekleri, şimşek ve yıldırımlara hükmedebilecekleri, yağmur yağdırabilecekleri ya da yağdırtmayabilecekleri, kadın ve erkekleri birbirlerine âşık edebilecekleri veya eşleri birbirinden soğutup evlilikleri çökertebilecekleri, Latincede incubus denen erkek cinlerin kadınları veya succubus denen dişi cinlerin erkekleri baştan çıkarabileceği varsayılıyor. Bazı varyantlarda, bu tür özel büyücülük işleriyle uğraştığı düşünülenlerin toplumdan (klan ve kabilelerinden) sürülüp atıldıktan sonra doğada başıboş gezen “kirli” ruhlara ya da dinî anlamda “murdar” (temizlenmemiş, arındırılmamış) bir kavme (örneğin troll denen orman cücelerine) dönüştüğü anlatılarına da rastlanıyor.
Küçük bir not: Germen-İskandinav mitolojisindeki bu troll’leri, günümüzde trol denen bazı medyacı ve köşe yazarlarıyla karıştırmamanızı rica ederim; orijinalleri, modern cyber-mutant’larının yanında çok halim selim kalıyor.
Daha ciddî ve önemli bir not: Her halükârda, bu tür bütün faaliyetler İngilizcede witchcraft (cadılık) sözcüğüyle karşılanıyor; yapanlara da witch (cadı) deniyor. Kökeni Eski İngilizce kadar gerilere gidiyor. Burada bir erkek-dişi ayırımı mevcut. 5.-10. yüzyılların Anglo-Saksoncasında wicca erkek, wicce dişi cadıları ifade ediyor. 1066’daki Norman istilâsı sonrasında Orta Fransızca’nın yoğun etkisi altında kalan Orta İngilizce’deki wicchesözcüğü ise artık nötr; ister erkek ister dişi bütün cadılar için kullanılıyor. Lâkin iş burada kalmıyor. Günümüzün Standart İngilizce’sine geçişte, witch veya cadı tamamen dişileşiyor. Erkek cadılar hem çok önemsizleşiyor, hem de wizard veya warlock gibi daha sınırlı, witch/cadı kadar popülerleşmeyen adlarla anılmaya başlıyor. Sonuçta, cadılık hemen tamamen kadınlara mahsus bir mahiyet kazanıyor. Patriyarkinin gözünde kadınların bölücü, ayartıcı, yoldan çıkarıcı, erkek kardeşliğini bozucu, fitne ve nifak kaynağı potansiyelini yansıtıyor.
Yeniçağın veya Erken Modernitenin büyük cadı avları, tam da bu anlam kaymasıyla elele gidiyor. İlginçtir, İlkçağda var da, özellikle Ortaçağ boyunca gerek dinî, gerekse din dışı (seküler) makamlar özel büyücülük veya cadılık iddialarını o kadar da ciddiye almayabiliyor. Çoktanrılı Roma’da bu korku hayli derin. Öyle ya; ortalıkta bu kadar çeşitli ilâh ve ilâheler varsa, bir bakıma herşey mümkün demektir. İÖ. 1. yüzyılda askerî diktatör Sulla, ardından ilk imparator Augustus, İS 1. yüzyıl ortalarında Tiberius Claudius, büyü kitapları ile büyü yapmaya yarayabilecek maddelerin bulundurulmasını yasaklayan kanunlar çıkarıyor. Tacitus bu ve benzeri yasaklara tâbi pratiklerden “bâtıl inançlar” (superstitio) diye söz ediyor. Şarap tanrısı Baküs (Eski Yunan’da Dionysos) adına düzenlenen Bacchanalia şenliklerini hedef alan yasak ve baskılar, İÖ 186-180 arasında belki 5000 idamla sonuçlanıyor.
Derken Hıristiyanlık, ilk ağızda ve uzun süre önemli bir tutum değişikliğini beraberinde getiriyor. İnternetten derlediğim, herkese açık bilgilerden bazılarını aktarıyorum. Kalabalık cadı idamları İS 4. yüzyılda Hıristiyanlığın resmî din olmasıyla birlikte son buluyor. 306 yılının Elvira (şimdiki Grenada), 314 yılının Ankara, 692 yılının Konstantinopolis’te yapılan Kubbealtı (Trullo) sinodları (kilise konsilleri), “şeytana tapma” karşılığı sadece nisbeten hafif çile cezaları öngörmekte. Bu, Katolik Kilisesi’nin Hıristiyanlık öncesi inançlardan beslenen kitle fanatizmini önleme kaygısını yansıtıyor. Nitekim dört büyük Kilise Babası’ndan, 4. yüzyılın ikinci yarısı ile 5. yüzyıl başlarında Kuzey Afrika’nın Hippo (bugünkü Annaba) kentinde yaşayan Aziz Augustinus, cadılık-büyücülük diye bir şey olmadığı görüşünde. 643 tarihli bir Lombard yasası, kimsenin kadın hizmetçisini cadı diye öldürmeye kalkmaması gerektiğini, zira bunun “mümkün olmadığı”nı ve “Hıristiyan dimağlarca kabul edilemiyeceği”ni belirtiyor. 785’teki Paderborn Konsili, (Almanya’daki) Saksonların Hıristiyanlaştırılması açısından tâyin edici. Enteresandır, bu konsilde cadılığın varlığına (mümkün olduğuna) inanmak da, insanları cadı suçlamasıyla yargılamak da toptan yasaklanıyor. Hattâ herhangi bir kimseyi cadı diye yakanlar için idam cezası tesis ediliyor.
866’da Papa I. Nikola cadılık iddialarıyla açılan soruşturmalara işkence yasağı getiriyor. 900 dolaylarına izafe edilen Episkopal Ahkâm (Canon Episcopi), Augustinus’un öğretileri doğrultusunda, cadılık-büyücülük diye bir şeyin varlığını kabul etmeyi dahi doğru öğreti dışına itiyor. Macaristan kralı Kalman, 1100’de çıkardığı yasalarında “cadılar mevcut olmadığından” cadı avına çıkmayı yasaklıyor. 1020 dolaylarında Worms Piskoposu Burchard, sihirli iksirlerin kısırlaştırma veya çocuk düşürtme gücünü de, cadılara atfedilen bütün diğer marifetleri de toptan reddediyor. Papa VII. Greguar, 1080’de Danimarka kralı III. Harald’a yazdığı bir mektupta, fırtına veya çıkardıkları ya da mahsule zarar verdikleri gerekçesiyle cadıların yakılmamasını emrediyor. 1258’de Papa IV. Aleksandr, Kilisenin cadılık-büyücülük iddialarını soruşturmamasını buyuruyor. 14. yüzyılda İspanya’da vücut bulan ilk Katolik Engizisyonu dahi, (Albicilik veya Katharizm gibi) sapkınlıkla örtüştüğü düşünülen durumlar hariç, cadılık-büyücülük meselelerinden uzak durmayı tercih ediyor.
Buna karşılık Yeniçağın şafağında cadı avcılığının patlaması ve yaygınlaşması, Hıristiyan doktrininde önemli bir değişimle ilgili. En tepedeki başlık resmi, 1585’te İsviçre’nin Baden kentinde üç cadının diri diri yakılmasını gösteriyor. Bu, Ortaçağ değil artık. Erken Modernite ve belki Kilisenin alışılmış hegemonik gücünden değil, tersine, zayıflamasından kaynaklanan başka bir zulüm. Devam edeceğim.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları


















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024