Melih ALTINOK
Dün de can umurlarında değildi medyanın immortallarının.
1996’daki açlık grevlerinde “devletlerinin” yanında saf tuttular. 2000’lerin başındakinde de.
O günlerde, ölüm orucu yapan solcular için “Sahte oruç, kanlı iftar” manşetleri atıyorlardı.
Polis, dışarıda, Küçük Armutlu’da destek grevi yapanların evlerine daha rahat operasyon yapabilsin diye “krokiler” bile yayımlıyorlardı.
Bu yüzden eylemcilere müdahale etmek için Ankara’dan yola çıkan “Özel Birlikler” yanlarına kalkan bile almadılar. Hürriyetler, Milliyetler, Vatanlar yeter de artardı nasılsa.
Cezaevlerinde eylem yapan onlarca insanı yaktılar, yananların üzerine gazlı battaniyeler attılar, kollarını kopardılar.
“Hayata Dönüş Katliamı”nın yollarını kötü niyet taşlarıyla yapan medya, sonrasına da alkış tuttu.
Ölenleri, sakat kalanları, hafızasını kaybedip aramızda hayalet gibi gezenleri, hayatı kayanları “itinayla” görmedi.
Plazalarının kapıları, acılı ailelerin sesleri, dertleri, adalet talepleri karşısında duvardı.
Perihan Mağden ve Yıldırım Türker dışında köşesinde “F” diyebilen kimse yoktu.
Aradan yıllar geçti.
Bugün yine cezaevlerinde açlık grevleri var; aralarında o yılları hatırlamayan çocuklar da.
İlginçtir medyamız bugün eylemlerle pek bir “ilgili”. Medya mahallelerinde “hevallik” yapıyorlar. Sağa sola vicdan dersi vermeye kalkıyorlar.
Merkez medyanın bir genel yayın yönetmenin çok çok ötesindeki Ertuğrul Özkök’ü ve amiral gemisinin bugünlerde devrimcilerimizin gönlünü fetheden “değişimi” bu konuda ibretlik bir örnek.
Özkök, geçtiğimiz günlerdeki bir yazısında Grup Yorum üyesi Seçkin Aydoğan’ın cezaevinde uğradığı saldırıya nasıl da üzüldüğünü anlatıyordu.
Bununla da yetinmeyip, “Başka grupların salonları bile doldurmadığı günlerde statlarda 20-25 bin kişiyi doldurmasını” takdir ettiği Yorum’un bir şarkısının sözlerini de mırıldanıyordu.
Tabii gazetenin, Yorum’un rock starlar ve “darbükatör baryamların” da iştirak ettiği Bağımsız Türkiye konserlerinin sayfa manşeti olduğu haberlerinin eşliğinde...
Peki, ne olmuştu da merkez medya dün terörist dediği Grup Yorum’u falan “keşfetmişti”?
Daha önce, girişte bahsettiğim yıllardaki ölüm oruççularının grubu Yorum’un bir şarkısına yine köşesinde yer verip şu satırları yazan Özkök’ten başkası mıydı acaba?
“Kulağıma ulumalar gelmeye başlıyor... 70’li yılların sloganlara programlanmış tımbırtıları etrafı kaplıyor. Kavga, devrim, halk savaşı, işçi sınıfı kelimelerini yan yana sıralayınca müzik yaptığını zanneden zombiler mezarlarından fırlıyorlar.”
Hakikaten ne olmuştu?
Dün “Sahte oruç, kanlı iftar” manşetleri atıp bu insanları hedef gösterirken, bugünkü orucu“devrimci vecibelere” uygun sayacak bir noktaya nasıl geldi merkez medya?
2000’lerin başında tatile gönderdikleri vicdanlarını şimdi niye konuşturuyorlar?
Hatalarını mı anladılar, sizce?
Nutuk’ta Che’nin adına mı rastladılar yoksa?
Lafı dolandırmadan söyleyeyim.
Çünkü 2000’lerdeki eylemcilerin derdi müesses nizamlaydı ve iktidarda da “makul” bir hükümet vardı.
Bu yüzden eylemcilerin müzik gruplarına bile öfke kusuyorlardı.
Dün Ergenekon devletini eylemcilerin canını almaya kışkırtıyorlardı. Zira “cinnet Cumhuriyetlerinin” bekasına saldırı sözkonusuydu.
Bugün ise, o gün durdukları yerin simetrisinden, yıprananın şimdiki siyasal iktidar olacağını bildikleri için eylemcileri yüreklendiriyorlar.
Çünkü eskiden terörist dediklerine şimdi çok ihtiyaçları var. DHKP-C, PKK fark etmez, artık, Allah ne verdiyse.
Ne yazık ki insan canının araçsallaştırdığı bu pragmatist bakış açısı etkili de oluyor.
Bu manipülasyon, bu “gazlama” ve “kirli destek” şu an koğuşunda bedenini ölümcül bir oruca yatırmış tutuklu ve hükümleri ölüme sürüklüyor.
1996’da da, 2000’de de derdim devletin bekası ya da prestiji olmadığı için tavrımı eylemcilerden yana koydum.
Ama ortadaki can kendiminki olmadığı için elimden gelen çabayı eylemcilerin ölüm azmini arttırmak için göstermedim. Diyalog başlasın, cana zarar gelmeden bu iş bitsin diye naçizane uğraştım.
Bugünkü tavrım da aynı. Üstelik şimdi o günlerden farklı olarak eylemcilerle görüşen bir Adalet bakanı, komisyonu cezaevine giden bir Meclis var.
Evet, okuyorlar mı bilmiyorum ama bu satırları koğuşunda hâlsiz yatan eylemciler için yazıyorum.
Bedenini ölüme yatıracak, sakat kalmayı göze alacak kadar radikal bir insanın, yaşamı ideolojilerin önüne koyan ve “kavgayı ayırmaya” çırpınan birini “karşısında” algılayacağını tahmin edebiliyorum.
Fakat ısrarcıyım.
Beden sizin, karar da. Ama ne olur şimdi sırtınızı tapışlayanların, eyleminize methiyeler düzenlerin dertlerinin canlarınız olmayabileceğini de en azından düşünün.
Buna karşın “prestijli” olmasa da pasifizm çağrıları yapanların dertlerinin günlerinin canlarınız olabileceği ihtimalini de...
Canınız sağ olsun, yeter.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019