Ahmet TAKAN
Karadeniz’e dikkat!.. Ege ve Doğu Akdeniz’de kayıplarımız artarken Karadeniz’i görmezden gelip gözlerden uzak tutamayız. Türkiye’nin çevre denizlerindeki hak ve menfaatlerinin korunması ve kullanılmasının öneminin anlatılmak istendiği “Mavi Vatan” tanımlaması neredeyse sadece Doğu Akdeniz’de sondaj ile sınırlandırıldı, hatta Libya ile imzalanan deniz yan sınırı anlaşmasına indirgendi.
ABD, gözümüze soka soka Karadeniz’e yerleşiyor. Bu konuda ABD cephesinde yıllardır o kadar çok çalışma var ki sadece geçen 2 haftada hepsi ayrı analiz gerektiren 5’ten fazla rapor (CEPA, CIMEC, Heritage Foundation, Procedings, DefenseOne vs.) yayımlandı. Amerikan karar vericiler bunların en uygulanabilir olanlarını birer birer hayata geçiriyorlar. ABD, Karadeniz’de ne dümenler mi çeviriyor?.. Sorularıma, stratejist, emekli Deniz Kurmay Albay Cahit Armağan Dilek cevap verdi. “Her ne kadar Karadeniz’de MEB anlaşmaları yapılmış olsa da 2000’li yıllarla birlikte Karadeniz’in de barış ve huzurdan uzaklaştırılıp askeri çatışma alanına dönüştürülmeye çalışıldığını görüyoruz. Kim tarafından? ABD” diyen Dilek, şöyle konuştu;
“Dünyada ABD’nin daimi olarak bulunmadığı serbestçe giremediği tek deniz Karadeniz’di. Bir bahane lazımdı. Nitekim Karadeniz’de, onların deyimle ‘Geniş Karadeniz’ (Wider Blacksea) alanında barışın bozulduğu, uluslararası suçların, göç ve terörist geçişlerin geçiş alanı olduğu vs. söylemlerini sıklaştırdı.
ABD, Karadeniz’e girişte en önemli aracının NATO olduğunu gördü. NATO füze kalkanı projesi kapsamında Türkiye’ye radar sistemleri konuşlandırılırken Romanya’ya da füze bataryaları konuşlandırıldı. Böylece NATO fiilen Karadeniz’e müdahil edildi.”
Cahit Armağan Dilek, ABD’nin Karadeniz’deki sinsi oyunlarını net bir şekilde ortaya koydu;
“Karadeniz’de daha fazla ve daimi ABD/NATO varlığının ana engeli Montrö Boğazlar sözleşmesi. İşte ABD’nin bütün planı Montrö’yü aşacak çözümler bulmak, Montrö’yü etkisizleştirmek. Diğer bir engel de Dz.K.K.lığı özelinde TSK’nın duruşu(ydu).
Gürcistan savaşı, Kırım’ın ilhakı, Ukrayna’nın doğusundaki çatışmalar ABD’nin bahaneleri oldu. Romanya ve Bulgaristan’ı NATO’ya aldıran ABD, Gürcistan’ı aday ülke konumuna getirdi. Ukrayna’yı da NATO’ya üye yapmaya çalışıyor.
ABD/NATO Karadeniz’de varlığını artırmaya çalışırken Türkiye’nin Rusya ile artan ilişkileri ve Montrö’nün bağlayıcılığı nedeniyle ABD’nin taleplerini karşılamayacağını düşünüyor. Karadeniz’e yerleşme stratejisinin ağırlık merkezini Romanya üzerine kurmuş durumda.
Çok kritik ve Türkiye’nin egemenliğini hiçe sayacak, Karadeniz’deki Mavi Vatan’ı ortadan kaldıracak öneriler var ve bunların bir kısmı maalesef uygulamaya sokuldu bile. Saymakla bitmez ama çok çok kritik olanlar şunlar:
— Dedik ya, bu operasyon için Romanya ağırlık merkezi. Maalesef Türkiye’nin de onay verdiği kararlarla Romanya’da NATO üssünün büyütülmesi, daha fazla kara ve hava birliği konuşlanması. Romanya, Bulgaristan, Gürcistan ve Ukrayna’ya ya füze sistemleri yerleştirilmesi.
–Karadeniz üzerinde NATO askeri uçuşların artırılması. Kuzey Avrupa’daki gibi Karadeniz’de de NATO uçuş görevi oluşturulması. Türkiye fiilen katılıyor. Geçen hafta MSB videolar bile yayımladı.
–2017’de 60, 2018’de 120, 2019’da 260 gün süreyle Karadeniz’de NATO bayraklı gemi bulunduruldu. Yeni hedef 360 gün mutlaka NATO bayraklı gemi bulundurulması.
–Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyesi (Türkiye de destek veriyor) yapılarak Karadeniz’in NATO-ABD gölü olması.
—Karadeniz’in hakimiyeti Türk Boğazları’ndan geçiyor. Montrö’nün sulandırılması, kısıtlamaların arkasından dolaşılması gerekiyor. Kanal İstanbul bu konuda iyi bir araç. Çünkü, Çanakkale ve İstanbul Boğazları’yla Marmara tek parça. Kanal yapılırsa bu sistem bozulur ve Karadeniz’e bölge dışı ülkelerin savaş gemileri bulundurması kısıtlaması aşılır.
—Türkiye’de hiç konuşulmayan Tuna Nehri’nden gelen gemiler de Montrö dışı. Bu nedenle Tuna üzerinden tonajı uygun askeri gemilerin Karadeniz’e çıkarılması üzerinde çalışılıyor. Küçük seyyar süratli silahlı botların (Basra’daki İran botları gibi) Romanya’da konuşlanması gerektiğinde denize indirilip kullanılması.
–Boğazlardaki Türk yönetiminin değiştirilmesi ve Montrö’yü delme bağlamında denizde seyir serbestisi kavramı bahanesiyle Marmara’da askeri gemilerle serbest seyirler yapılması. CIMEC’teki raporda yazar bunu yapabilmek için Türk Deniz Kuvvetleri’nin toptan imha edilmesi gerektiğini söyleyerek önerinin uygulanmasının imkansızlığını belirtmiş ama akıllarına geleni de deşifre etmiş olmasına dikkat.
–Karadeniz’e mayınlar döşenmesini de öneren Amerikan çalışmalarının esas amacı tabi ki Karadeniz coğrafyasında A2/AD bölgeleri oluşturarak Rusya’nın Karadeniz’deki varlığını hareket edemez hale getirmek, geriletmek, Geniş Karadeniz havzasında Rus etkisindeki ülkeleri ABD şemsiyesine almak var.
–Bundan daha önemlisi aslında Akdeniz’de artan Rus varlığıyla ilgili. ABD’ye göre, -ki doğru bir tespit-, Suriye-Libya üzerinden Akdeniz’de daimi varlık gösterir hale getirerek etki alanını Afrika’nın kuzeyine kadar yayıp Avrupa’yı güneyden kuşatmaya yönelen Rus stratejisinin ağırlık merkezi Karadeniz’i Rus gölüne çevirecek Karadeniz Donanması.
–İşte ABD’nin NATO manivelası üzerinden Karadeniz’e çıkarken ki büyük stratejisinin ana hedefi bu donanma.
ABD bu işe o kadar önem veriyor ki, 2015 yılındaki bir yazımda söylediğim gibi son çare ABD kendi savaş gemilerine Romen bayrağı çekerek Karadeniz’e çıkarırsa şaşırmamak lazım. 100 yıl önce Karadeniz’de benzer senaryo gerçekleşti. Olmaz demeyin. Su uyur düşman uyumaz.
ABD/NATO’nun Karadeniz’e gelip yerleşmesinin Suriye ve Irak kuzeyinde bulunmasından, oralarda yerel güçlerle ülkelerle ortaklıklar kurup faaliyetler bulundurmasından farkı yok. Orada da işgal burada da işgal. Oralara barış getiremeyip var olan barışı huzuru bozdu ülkeleri toplumları böldü çatıştırdı. Karadeniz’deki varlığı da bundan farklı olmayacak. Yani Karadeniz’deki ABD/NATO varlığı buradaki Mavi Vatan’ın ihlal ve işgal edilmesinden başka bir şey değil.
Karadeniz’de de sondaja başlayacağız ama o yetmez. Mavi vatanı korumak kollamak ABD/NATO’nun Karadeniz’deki işgale dönüşecek bu yayılmacılığını engellemekten geçiyor.”
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları





























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.01.2022
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021