Akın ÖZÇER
Bireylerin, ırk, renk, cinsiyet gibi doğuştan gelen özelliklerinden ve dinsel, düşünsel, cinsel ve benzeri tercihlerinden kaynaklanan tüm farklılıklarıyla eşit sayılmaları ve insan hak ve özgürlüklerinden eşit biçimde yararlanabilmeleri için hiçbir ayrıma tâbi tutulmamaları gerekiyor. O bakımdan ayrımcılık yasağı ve eşitlik, birbirini tamamlayan kavramlar olarak çağdaş hukukun temel ilkelerinden birini oluşturuyor ve bugün birçok ülke anayasasında birlikte veya ayrı, ayrı maddeler halinde yer alıyor. 82 Anayasası, “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10. maddesinin ilk fıkrasında bu iki kavramı birlikte değerlendiriyor: “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.”
Kabul etmek gerekir ki ayrımcılık, her şeyden önce, bireylerin farklılıklarına şu veya bu gerekçeyle karşı çıkılmasından kaynaklanan temel bir insan hak ve özgürlükleri sorunu. Giderilmesi için yasağın kapsadığı tüm farklılıkların açıkça anayasa maddelerine yazılması yararlı belki ama bazen yeterli de olmayabiliyor. Mesela 82 Anayasası’nın 10. maddesinde “dil” bireyler arasında ayırım yapılmaması gereken farklılıklar arasında sayıldığı halde, daha sonra 42. maddesinde “Türkçe dışındaki dillerde anadil eğitimi” bireysel bir hak olduğu halde yasaklanabiliyor. Böylece anadili Türkçe olmayan bir yurttaşa 10. Madde’ye karşın ayırım yapılmış oluyor. Bu da gösteriyor ki ayrımcılık yasağı ve eşitlik maddesini koyan anayasa yapıcının zihninde bu yasağın neyi kapsaması gerektiği hakkında insan hak ve özgürlükleri temelinde bir eşitlik kavramı yok.
Oysa Fransa’da Anayasa Konseyi’nin (Conseil Constitutionnel) bu konuda örnek sayılacak bir içtihadı var. Yeri geldiğinde yinelediğim bu içtihada göre, farklılıkları olan Fransız yurttaşlarının bu farklılıklarının kullanılmasına (din/ibadet) veya ifade edilmesine (dil/eğitim) engel olan yasalar Anayasa’nın “ayırım gözetilmeksizin eşitliği” maddesine aykırı. Aynı gerekçeden hareket edilirse, 82 Anayasası’nın 42. maddesinin, 10. Madde’deki ayırım yapılmaksızın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söylemek mümkün. Ne var ki bugün hâlâ anadilde eğitim hakkı bu ülkede siyasi gerekçelerle tartışılıyor; ayrıca askerin siyasete karışmasına vesile oluyor.
Ayrımcılık sadece Türkiye’ye ve demokrasi ve temel insan hak ve özgürlükleri alanındaki eksikliklerine özgü değil. BM çerçevesinde imzalanan sözleşmelerde yer alan hükümlere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AB Temel Haklar Şartı’nın ilgili maddelerine (14 ve 21) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına karşın ciddi bir küresel sorun olarak devam ediyor. Almanya ve Norveç başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde meydana gelen ırkçı saldırıların ve yükselen yabancı düşmanlığının ortaya koyduğu gibi, ayırımcılık sadece hukuki değil aynı zamanda toplumsal bir olgu niteliği de taşıyor. Bu nedenle sivil toplum kuruluşları ile işbirliği halinde sorunun toplumsal boyutuyla da mücadele etmek gerekiyor.
Bununla birlikte, ayrımcılık yasağıyla ilgili anayasa maddesinin kapsamını genişleterek işe koyulmakta yarar var. Yeni anayasada bu madde söz gelimi Lizbon Anlaşması ile bağlayıcı nitelik kazanan AB Temel Haklar Şartı’nın 21. maddesi örnek alınarak kaleme alınabilir. “Ayrımcılık yasağı” başlıklı söz konusu maddenin ilk fıkrası aynen şöyle diyor: “Cinsiyet, ırk, renk, etnik veya sosyal köken, kalıtımsal özellikler, dil, din veya inanç, siyasi veya başka herhangi bir görüş, bir ulusal azınlığın üyesi olma, hususiyet, doğum, maluliyet, yaş veya cinsel eğilim gibi herhangi bir nedenle ayrımcılık yapılması yasaktır.” Kuşkusuz bu tanımı toplumsal talepler doğrultusunda daha da genişletmek mümkün.
Cuma akşamı Yeni Anayasa Platformu’nu (YAP) temsilen katıldığım Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği’nin (SPoD) düzenlediği panelde bu yönde bir talep de gündeme geldi. LGBT (Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüel) topluluğu, çeşitli dernekleri aracılığıyla TBMM Başkanlığı’na ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na bildirmiş oldukları gibi, “ayrımcılık gözetilmeksizin eşitlik” ile ilgili maddeye “cinsel yönelim” ve “cinsel kimlik” ifadelerinin ayrı, ayrı yazılmasını talep ediyor. Çünkü cinsel yönelim veya eğilim kavramı, ayrımcılığa çok daha ağır biçimde maruz kalan cinsiyet veya cinsel kimlik değiştirmek isteyen bireyleri tam olarak koruma altına almıyor.
LGBT topluluğunun bir başka önemli talebi, yeni anayasada temel hak ve özgürlüklerle ilgili olarak evrensel standartların benimsenmesi ve hak ve özgürlüklerin “genel ahlâk”, “genel sağlık, milli güvenlik” veya “kamu düzeni” gibi muğlâk kavramlarla keyfî olarak sınırlanmaması. “Vicdani ret”, toplulukça yeni anayasada yer alması özellikle talep edilen ve mevcut aşağılayıcı uygulamalar nedeniyle kullanılmak istenen temel hakların başında geliyor.
Kabul etmek gerekir ki ayrımcılık yasağının LGBT bireyleri dâhil toplumun her kesimini kapsaması, güvencesi olduğu eşitlik ilkesinin hayata geçirilmesi bakımından önem taşıyor. Bu nedenle ilgili maddeyi, ayrımcılık yasağının kapsama alanını geniş tutarak yazmakta yarar var. Evet, yeni anayasanın kısa ve özlü olması önemli, ama kısaltmaları haklar değil sınırlamalar üzerinden yapmak koşuluyla...
Yazarlar
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025
18.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023