Ali Saydam
Dün sabah, hasbelkader Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi olduğum Türkiye Yatırımcı İlişkileri Derneği TÜYİD'in YK toplantısındaydım. 24 Kasım günü sabahtan akşama kadar sürecek (Sabancı Center'da) Yatırımcı İlişkileri Zirvesi'nin çalışmalarına son bir kez baktık…
Girişin ilgilenen herkese serbest olduğu panellerden sonra akşamüstü kokteylle birlikte yılın ödülleri verilecek. Törende bir konuşma yapacak olan dernek başkanı Özge Bulut Maraşlı hanım yapılan özel araştırmanın sonuçlarını da açıklayacak…
Genel Sekreter Betül Kençebay hanımın özetlediği sonuçların üzerinden şöyle bir geçtik… Durum hiç de iç açıcı değildi. Bir iki örnek verelim:
Kapitalizmin en sofistike (karmaşık) çıktılarından biri olan finans kapital alanında Yatırımcı İlişkileri Yöneticisi olarak çalışanların%70'i 10 yıl ve üstü tecrübeli; kadın erkek oranı yarı yarıya; %62'si 2 kişi ve altı ekiplerle çalışıyor; %46'sının bütçesi 50.000TL ve altı (20-30 şirketin adam gibi bütçesi var gerisini 'dostlar alışverişte görsün'…); %50'si roadshow ve toplantılara katılmıyor (ne yurtiçi ne yurtdışı); %70'inin 'Debt IR' (borçlanma araçlarına yönelik yatırımcı ilişkileri) faaliyeti yok; %53'ünün IR dışı sorumluluğu var; %64'ü danışmanlık almıyor…
Herkesin morali biraz bozuldu… Her konuda gelişmiş ülkelerle aşık atmaya hazır olduğumuzu iddia ettiğimiz bir dönemde bu tabloyu sindirmek kolay değildi.
YK'daki arkadaşlara üzülmemelerini söylemeye çalıştım. Öyle ya, Alvinve Heidi Toffler çiftinin 3 Dalga teorisi Batı dünyası için gayet uygun ve geçerliyken bizde bu kuramın sonuçlarına bakıldığında ortaya tuhaf bir durum çıkıyordu. Batı bütün kültürü, değerleri ve süreçleriyle tarımtoplumunu yaşamış; onu tamamladıktan sonra sanayi toplumuna geçmiş ve nihayet bilgi toplumunu tüm öğeleriyle yaşamaya başlamıştı. Bizde ise 3 Dalga birden aynı anda yaşanıyordu.
Tarım toplumundan gelme bir patron üretimini sanayi toplumu gerekleriyle yürütürken, yönetimde görev verdiği gençler bilgi toplumunu yaşayabiliyorlardı.
“Bilişim hiçbir zaman insanların inisiyatifini elinden alamaz ve yaratıcı düşüncenin yerine geçemez. İnsanı sürekli tekrarlanan, ilkel düzeydeki düşünce yapısı gerektiren işlerden kurtaran bilgisayarlar, aslında insan aklının tamamının kullanılma fırsatlarını artırır.”
Bu sözler, IBM'in ikinci başkanı Thomas J. Watson Jr.'a ait. Bu tespiti ve ABD'de Jeopardy (Riziko) şampiyonlarını yenen (daha önce de Deep Blue halindeyken de Kasparov'u yenmişti) Watson adı verilmiş o ünlü sistemi kavrayanlar da bizim ülkemizde yaşamaktadırlar; iki kelimeyi bir araya getiremeyen, 'dediğim dedik, çaldığım düdük' diyen, bilmediğini bilmediği gibi kabullenmeyen, dünyayı da takip etme ihtiyacı duymayan iş adamlarımız da… Bu nedenle, düşünme ihtiyacı duymadan bünyesi refleks olarak reddettiği için “Bizim bize benzediğimiz” çıtasından 'bizi' değerlendirmeye mesafeli duran arkadaşlarımızın tersine, güzelim ülkemizi bütünselliği ve özgünlüğü içinde kavramak, sevmek, kabullenmek ve kuyruğu dik tutmak gerekir…
Yeni Anayasa ve Başkanlık meselesini de örneğin İskandinav ülkelerini değil, kendi gerçekliğimizi anlamaya çalışarak değerlendirmemiz yerinde olur. Yoksa biz TV'lerde uzun ve anlamsız tartışmalar arasında kaybolup giderken, millet kayıtsız şartsız hakimiyetini bir kez daha ele alacak ve geleceği belirleyecektir…
Kimsenin şüphesi olmasın…
Onur duyulacak bir kanal
Türkiye kamu yayıncılığı (devlet TV'si) tarihinde önemli bir sıçrama noktası olan ve bir süredir deneme yayın hayatını sürdüren TRT World,Salı akşamı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen büyük bir resmî lansman toplantısı ile tanıtıldı.
Türkiye'nin bütün medya kuruluşlarından, popüler sanat dünyasından yaklaşık 2.000 kişinin ve devlet protokolünün hazır bulunduğu toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan İngilizce yayın yapan kanalın temel politikasını bir cümlede özetledi:
“TRT World'den devletin resmi bülteni olmasını istemiyoruz. Milletimizin gerçeklerini, en iyi televizyonculuğu yaparak dünyaya anlatmasını bekliyoruz.”
Bu kanalın uluslararası alanda itibar ve inandırıcılık kazanması da ancak bu temel yayın ilkesine uymasıyla mümkündür. Yoksa hükümetlerin tabir-i amiyane ile 'borazanı' olarak konumlanmış (Sovyetler Birliği'nin Pravda'sı, Mısır'ın yarı resmi yayın organı El Ahram, Çin Halk Cumhuriyeti Komünist Partisi'nin propaganda aracı Renmin Ribaogibi) bir mecra olması ve hiçbir işe yaramaması işten bile değildir.
Dileyenler Digiturk 142'nci kanala bir göz atabilirler.
Karşılaşacakları ekran görüntüsü, yayının ritim hızı, haberlerin verilişindeki objektif tutum karşısında heyecan duymamak elde değildir.
Ülkemiz TV yayıncılığının medar-ı iftiharı olacak nitelikteki TRT World, Türkiye'nin yurt dışındaki algısının düzeltilmesine de ciddî katkı yapabilecek nitelikte tasarlanmış… Kamu diplomasisi alanında bulunmaz bir nimet olduğu da inşallah anlaşılacaktır…
Hayırlı olsun.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları






































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019