Alper GÖRMÜŞ
Mahiyeti belirsiz bir sıvının asidik mi yoksa bazik mi olduğunu açığa çıkaran turnusol kâğıdı, biliyorsunuz, metaforik çerçevede belirsizlik içeren durumları sarâhate kavuşturan ölçü anlamında kullanılır.
Benim de içinde bulunduğum Taraf yazarlarının gazeteden neden ayrıldıklarını açıklamak üzere kaleme aldıkları metnin kamuoyundaki algılanma biçimine baktığımda, derdimizi tam olarak anlatamadığımızı anlıyorum ve başlıkta zikrettiğim “turnusol sorusu”nu sormak gereğini duyuyorum... Soru şudur:
Taraf'taki yönetim değişikliği, patronajın editoryal sürece böylesine kaba bir müdahalesiyle değil de, doğal bir süreç sonunda gerçekleşseydi... Mesela Oral Çalışlar kişisel gerekçelerle istifa etseydi ve patron da yayın yönetmeni olarak Neşe Düzel'i atasaydı bizler yine istifa edecek miydik?
Bu sorunun cevabı benim için kesin olarak “hayır”dır... Bilgilerim ve sezgilerim, yeni yönetim altında Taraf'ın benim itiraz edeceğim bir gazete haline geleceğini bana gösterse de, bu, benim için gazeteyi terk etmeyi gerektirecek bir durum teşkil etmezdi.
O metni imzalayanların çok büyük bir bölümünün de (olasılıkla tamamının) böyle düşündüğünü biliyorum.
Yani istifaların asıl nedeni, gazetenin patronunun editoryal bağımsızlığı, olabilecek en hoyrat, en inceliksiz bir biçimde ayaklar altına almasıdır.
Bu yazıyı yazma ihtiyacını duyuyorum, çünkü çok sayıda okur, neden istifa ettiğimi anlayamadıklarını ilettiler bana... Okurlarım kusura bakmasın ama, ben de onları anlayamıyorum; o okurlar ki, Hasan Cemal patron tasarrufuyla gazeteden uzaklaştırıldığında Taraf'ta kaleme aldığım iki yazıyla ilgili olarak övücü mesajlar göndermişlerdi bana...
O yazılarda, gazetecilerin editoryal bağımsızlığı her şeyden önce kendi sermayelerine karşı savunmaları gerektiğini; bunu yapmadıkları sürece, siyasi iktidar baskısından yakınmalarının samimiyetinin kaçınılmaz olarak sorgulanacağını dile getirmemiş miydim?.. “Doğru, editoryal bağımsızlık bir haktır ama, malum, hak verilmez alınır” diyerek Milliyet'teki meslektaşlarımızı tepki vermeye davet etmemiş miydim?
Peki, bunları yazmış bir gazeteci olarak, Hasan Cemal-Milliyet hadisesinin bir benzeriyle kendi gazetemde karşılaştığımda tepkisiz kalabilir miydim?
Kendim de içinde olduğum için, istifa eden Taraf yazarlarının davranışını övmekte zorlanıyorum, fakat her zaman saygıyla andığım Haydarpaşa Lisesi'nin 1960'lardaki müdürü Halil Tekinalp'in uyarısına sığınarak bunu yapacağım...
“Övgüyü hak ettiğinizin apaçık olduğu durumlarda tevazu göstermeyin” derdi Halil Bey, “çünkü bu tavrınız, daha gürültülü bir övgü talep ettiğiniz biçiminde yorumlanabilir...”
Halil Bey'e, bu uyarısıyla bana şunu söyleme cesareti verdiği için teşekkür ediyorum:
Taraf yazarlarının tepkisi, Türk basınında daha önce örneğine rastlanmamış, benzersiz ve tarihsel önemde bir tepkidir.
Son olarak, istifalarımızla ilgili olarak eksik ya da manipülatif değerlendirmelere kapı aralamada bizim “esas mesele”yi yeterince vurgulayamayan iletişim stratejimizin payının olduğunu da belirtmek istiyorum.
Şöyle ki...
İstifa açıklamasından birkaç gün önce, daha fazla sayıda yazarın imzasını taşıyan ve sadece “editoryal sürece kaba müdahale”yi konu edinen “Başar Arslan'a mektup”, bizlerde, “esas mesele” etrafındaki hassasiyetimizin kamuoyuna aktarıldığı yönünde bir kanaat uyandırmıştı... “Esas mesele”nin, birkaç gün sonra gelen istifa mektubunda hak ettiği vurguyla yer almamasının altında, işte bu kanaat vardı...
Şimdi anlıyorum ki, bu kanaatimiz yanlışmış; kamuoyu istifaların asıl nedeninin editoryal sürece yapılan kaba müdahaleyi protesto etmek olduğunu yeterince algılayamamış.
Taraf'tan istifaları, kamuoyundaki bu algıyı “sömürerek”, “asıl mesele”ye hiç değinmeyerek ve sadece bu yazarların gazetenin yeni yönetimi çerçevesinde dile getirdikleri eleştirilere odaklanarak değerlendirme çabaları yalnız eksik değil, ayıptır da.
Bu eleştiri sahiplerini dürüstlüğe davet ediyorum.
Bizlerin neden istifa ettiğinin gerçek nedenini gizleme yönündeki bunca gayretin, tavrımızın bir ölçü haline gelmesinden ve ileride benzer durumlarla karşılaşıldığında ortaya konacak tutumların bu ölçüyle değerlendirilecek olmasından kaynaklanan endişelerle bağlantılı olduğunu düşünüyorum.
Bundan sonra, patronların editoryal sürece yönelik “ben yaptım oldu” tavırları karşısında gazetecilerin alacakları pozisyon hep bu örnekle karşılaştırılacaktır.
Taraf yazarları, tavırlarıyla konfor bozan bir ölçü ortaya koymuşlardır...
Alper Görmüş
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025