Alper GÖRMÜŞ
Bir gazete “fiil”e değil “özne”ye odaklı bir yayıncılık yapıyorsa... Yani tavrını fiillere göre değil de öznelere göre oluşturuyorsa... Yani, diyelim “A” öznesinin her yaptığına doğru, buna karşılık “B” öznesinin her yaptığına yanlış diyorsa, o gazete gazete olmaktan önemli ölçüde çıkmış demektir.
Çünkü böyle bir durum ancak, gazete siyasi amigoluk ya da siyasi düşmanlık pozisyonlarından birini tercih etmişse ortaya çıkabilir; eh, bu durumda da -biraz abartıyla- karşımızda bir “gazete”den çok bir siyasi mücadele bülteninin olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Siyasi kutuplaşmanın şiddetlenmesine paralel olarak
Türkiye’deki gazeteler her gün biraz daha fazla “gazete” olmaktan çıkıp “mücadele bülteni” görünümüne bürünüyorlar.
Kutupların çekim gücü o kadar şiddetli ki, “düşmanlık” ya da “amigoluk” pozisyonlarını reddederek; olması gerektiği gibi “eleştirel” bir pozisyonda kalarak gazetecilik yapmak, hiç talebin olmadığı bir piyasaya ürün arz etmek kadar saçma bir tercih gibi görünüyor.
Görüntü böyle ama ben bunun gerçeği yansıttığına inanmıyorum.
Bu yazıda iki şeyi yapmaya çalışacağım...
Birincisi: Kutuplaşmanın şiddeti nedeniyle bugün ancak sadece “iktidar düşmanlığı” ya da “iktidar amigoluğu” dalgalarının üzerinde gazetecilik yapılabileceği görüntüsünün aldatıcı olduğunu; iyi, eleştirel bir gazeteciliğin de müşterisinin olabileceğini göstermeye çalışacağım.
İkincisi: “Eleştirel” gazeteciliğin neden ihtiyacımız olan gazetecilik olduğunu göstermeye çalışacağım.
Gazetecilik toplumdaki dalgalar üzerinde “sörf” yapmaktır ama...
Ses getirmiş, iz bırakmış yayın organları her zaman, toplumda öne çıkan dalgaların üzerinde “sörf” yapan yayın organları olmuştur.
Mesela 1980'lerin Nokta'sı, 12 Eylül öncesinin toplumu da bireyi de ezen “yüzde yüz siyaset” baskısına karşı patlayan tepkinin sesi olmuştu. Apolitik bir dergi değildi Nokta, fakat politikanın bütün bir hayatı kapsayan yeni bir tarifini yapıyordu.
Buna karşılık 1990'ların Nokta’sı diyebileceğimiz Aktüel, Özal'lı yılların devletten bağımsızlaşma, kentleşme, bireysel girişimcilik, sivillik değerleri üzerinde yükselmişti; çok çalışan, çok kazanan, çok eğlenen ve bastırılmış hazlarının peşinde koşan yeni kentli kuşağa sesleniyordu.
2007 ve sonrasının Nokta’sı ve Taraf'ı ise askeri vesayetten kurtulma, siyasi demokrasiyi liberal bir demokrasiye dönüştürme arayışlarının yayın organları olarak öne çıktılar ve iz bıraktılar.
“O değil de... Şimdi bir gazete olsaydı ne okurduk be!”
Spor yorumcusu Mehmet Demirkol Gezi günlerinde şöyle bir twit atmıştı: “O değil de... Şimdi bir gazete olsaydı ne okurduk be!”
Bence Mehmet Demirkol'un bu cümlesi birçok insanın duygusunu yansıtıyor... Ülkenin aşırı kutuplaşmış halinden usanmış çok sayıda insan, sadece iki kutbun yüreklerini soğutma amacıyla çıkan gazetelerin gazete sayılamayacağını biliyor.
Aslına bakarsanız, “dalga üzerinde sörf” metaforunu günümüz Türkiye'sine uyguladığımızda, dalgalar “AK Parti'cilik” ve “AK Parti düşmanlığı” olarak görünüyor ve doğrusu, metafor işliyor; en çok amigoluğa ve düşmanlığa sürekli “level” atlatan gazeteler, yazarlar okunuyor.
Fakat unutmamak lazım: Bu deli gömleğini giymek istemeyen, bir yayın organını “yüreğini soğutmak” için değil, “anlamak” için “bilgilenmek” için okumak isteyenler de bir “dalga” oluşturuyor bugün...
Günümüzde, iktidarda bir “düşman” olduğu tespitinden yola çıkan ve onu “imha” etmek üzere yayıncılık yapan bir medya öbeği ile onun karşısında pozisyon almış, “iktidar yanlış yapsa da görmemek lazım, çünkü bizi imha etmeye çalışan bir rakibimiz var” diyen başka bir medya öbeği var.
Bu böyle gitmez, hiçbir toplum böyle bir ayrışmaya uzun yıllar boyunca tahammül edemez...
İktidarın yanlışlarını eleştiren, iktidarı “düşman” olarak kodlayan muhalefete de yaptığı şeyin muhalefet olmadığını söyleyip onu alternatif geliştirmeye zorlayan “normal” bir yayın organının örnekliğine, “terbiye ediciliği”ne ihtiyacımız var.
Hak taleplerini, talep eden özneye bakmaksızın savunabilen; liberal demokrasi ölçülerini ihlal eden herkesi, yine öznesine bakmaksızın (iktidar ya da muhalefet) eleştirebilen; bu cümleden olmak üzere, hiç kimseye “düşman” olmayan, hatta “muhalif” de olmayan (çünkü muhaliflik bir siyasi pozisyondur, gazetecilik pozisyonu olamaz) fakat sadece “eleştirel” olan bir yayın organı...
Siyasi kültürün ve entelektüel hayatın bir yansıması...
Aslında gazeteciliğimizin bu hali, Türkiye’nin siyasi kültürünün ve entelektüel hayatının “normal”lerinin medya dünyasındaki bir tezahüründen başka bir şey değil.
Geçenlerde T24’te Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Merkez Yürütme Kurulu üyesi Ferdan Ergut’un, sol’un Demokratikleşme Paketi’ne karşı tavrını analiz eden çok önemli bir yazısı yayımlandı. Ergut, sol’daki “hep muhalif” anlayışın onu sürekli olarak “kategorik ret”çi bir pozisyona sürüklediğini, bunun da sol’un eleştirisinin inandırıcılığını yok ettiğini savunuyordu.
Ergut, “marazi” dediği bu muhalefet anlayışını şöyle tanımlıyordu:
“(…) Bu iktidarın yaptığı hiçbir şeyi onaylayan pozisyonda olamayız; her ne yaparsa yapsın direnmeli; direnmenin mantıksız olacağı durumlar ortaya çıktığında da -en son paket meselesindeki gibi- olup bitenin aslında iktidarın göz boyamasından ibaret olduğunu halka anlatmalıyız.”
Ferdan Ergut, buradan eleştirisini bir adım daha ileri götürüyor, sol’un bu “kategorik ret”çi tavrının, kendi gayretinin ürünü olan sonuçlarda bile (mesela Demokratikleşme Paketi’nde) ortaya çıktığını öne sürüyordu:
“Bu ülkede 20 yıldır 12 Eylül’ün kamu çalışanlarına koyduğu siyaset yasağı ile kim mücadele etti? AKP ya da öncelleri mi? Elbette hayır! Başta 1996’da kurulan Tarihsel ÖDP olmak üzere birçok sosyalist, yıllarca bunun mücadelesini verdi, bedeller ödedi. Peki, o ırkçı ‘andımızın’ kaldırılması için AKP ya da öncelleri ne zaman ağızlarını açıp laf ettiler? Bu alanda da asıl çabayı sarf eden, birçok tezviratı göğüsleyen Türkiye’nin sivil toplum kuruluşları, demokratik kamuoyu değil miydi? Nefret suçlarının kabulü için kimler uğraştı? AKP ya da onun ‘düşünce kuruluşları’ mı? Türkiye’de artık çocuklar ana dilinde eğitim (dil kursu değil!) almaya başlayacaklar? Kürt siyasal hareketinin baskısı olmasa –binlerce Kürt siyasetçiyi hapiste tutan- AKP’nin bu konuda herhangi bir adım atacağına ilişkin elimizde bir veri mi var?”
Ergut, bu örneklerin ardından “basit” bir soru soruyordu:
“Soru basit: Bütün bu ve benzeri konularda, mücadelenin merkezinde yer almış olan insanlar neden kamuoyuna dönüp bir başarı hikayesi anlatmazlar? Neden mücadelelerinin başarıyla sonuçlandığını, yıllar boyunca mücadelesini verdikleri meseleleri sonuçta iktidara kabul ettirdiklerini söylemezler de; yıllarını harcadıkları alanları bir anda boşaltıp iktidara bırakırlar?”
Medyada eleştirel pozisyon neden cazip değil?
Ben, Ferdan Ergut’un “sol” için saptadığı bu halin sağ’ıyla, sol’uyla, İslamcısı ve ulusalcısıyla Türkiye siyasi kültürünün bir parçası olduğunu düşünüyorum: Bu ülkede siyasi rakipler “rakip”ten çok “düşman” gibi algılandığı için, rakibin, aslında “biz”i memnun etmesi gereken siyasi adımları tam tersine üzerimizde gerilime yol açıyor. Demokratikleşme Paketi karşısında bazı liberalleri böyle “gergin” bir pozisyonda gördük.
Bu siyasi kültürde “fiil”e değil “özne”ye bakarak karar veriliyor, o nedenle de ya amigo olunuyor ya da düşman... Bu kültürde, “fiil”e bakarak “özne”yi onaylayan ya da karşı çıkan “eleştirel” pozisyon hem “amigo”lar tarafından taşlanıyor hem de “düşman”lar tarafından...
Gazetecilik de Türkiye’deki hâkim siyasi kültürün ve entelektüel hayatın bir parçası... Dolayısıyla o da amigo olabiliyor, muhalif olabiliyor, düşman olabiliyor fakat bir türlü eleştirel olamıyor.
Kaynak: T24
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları

































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025