Atilla YAYLA
Haklara ve özgürlüklere yönelik ihlâllere karşı alınan tavırlarda ayrımcılığa ve çifte standarda her zaman karşı olageldim. Basın özgürlüğü belli görüşteki yayın organlarına değil tüm yayın organlarına ait. Basın özgürlüğüne genel olarak saygı göstermek ve tüm hak ihlâllerine itiraz etmek gerçekten demokrat olmanın ön şartı.
Gel gör ki başka birçok konuda olduğu gibi bu konuda da çifte standartlılık çok yaygın ve hemen her kesimde şu veya bu ölçüde karşımıza çıkıyor. Bu çizgidekiler kendilerine ve kendileri gibi olanlara yönelik kısıtlama ve ihlâlleri kınarken fikrî, ideolojik veya siyasî muhaliflerine yapılan benzer muameleleri ya görmezden geliyor ya da bilfiil destekliyor.
Basın özgürlüğü ihlâllerinde ihlâlle siyasî iktidarı ilişkilendirmenin çoğu zaman anlamsız ve yanlış olduğunu söyleyemem. Siyasî iktidar, yargının fiilî işleyişini etkileyemese bile, gerektiğinde ilgili hukukî mevzuatı değiştirerek yargı içindeki ve diğer bürokratik yapılardaki zihniyet problemlerini ortadan kaldırmaya çalışabilir.
Ancak, tek güç odağı siyasî iktidar değil ve basın özgürlüğü ihlâlleri başka güç odaklarından da gelebilir. Nitekim geliyor da. Bunun örneklerini çok sık görüyoruz. İlginç bir şekilde, hükümete yakın olduğu, destek verdiği bilinen basın organları ağır cezalarla karşılaşıyor. Meselâ, YSK ve RTÜK işbirliğiyle ahaber’e bir ay içinde 60’dan fazla yayın durdurma cezası verildi. Cezaların ardı arkası kesileceğe de benzemiyor.
Bu durum bize bazı şeyleri düşündürtüyor ve sordurtuyor. Hani iktidar çok temerküz etmişti ve her şeyi kontrol ediyordu? Yoksa hükümet kendine yakın televizyonları bu cezalarla yok etmek mi istiyor! Diğer taraftan, hak ihlâlleri sadece hükümet kanadından geldiği zaman mı ihlâl sayılıyor ve itirazı hak ediyor? Hükümetin kontrolü dışındaki bürokratik güç odaklarının hak ihlâllerini nasıl görmemiz, nereye koymamız ve onlara karşı nasıl bir tavrı almamız gerekiyor?
Devlet bürokrasisi içinde ayrı bir emir komuta zincirine göre işleyen ve siyasetin kontrolü dışında hedef tayin edip icraat gerçekleştiren bir Otonom Yapılanma var. Onun uzantılarının, unsurlarının olmadığı bir kamu kurumu ise neredeyse yok. Ama bazı yerlerde özellikle yığınak yapılmış. YSK ve RTÜK’ün bunlar arasında olduğu söyleniyor. Basın özgürlüğünü çiğneyen cezalar YSK ve RTÜK’ten çıkıyor. Bu cezalar öylesine çok ve abartılı ki, adeta YSK ve RTÜK’ün söz konusu yayın organlarını yok etmek istediği izlenimini veriyor.
Bu basın özgürlüğü ihlâlleri diğer bazıları gibi karışık, karmaşık, netlikten uzak ve tartışmalı değil. Açıkça ortada. Buna rağmen, başka zamanlarda basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü şampiyonluğu yapan bazı kişiler ve çevreler sus pus. Aynısı örneğin HALK TV’ye, CNN Türk’e yapılsaydı muhtemelen kıyameti kopartırlardı.
Çifte standartlılığı davranış kalıpları hâline getirmiş olanlar bugünden yarına bundan vaz geçeğe benzemiyor. İlkesizliğe ve ayrımcılığa adeta demir atmışlar. Neyse ki toplum her zamanki soğukkanlılığı ve bilgeliğiyle olanı biteni seyrediyor ve notunu alıyor. Zamanı geldiğinde de bu tür şeyleri yapanlara, bu kafadakilere gerekli cevabı ve dersi veriyor.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019