Berat ÖZİPEK
Sandıklar açıldı ve bazıları için hayaller sona erdi.
CHP ve MHP bunun muhasebesini yapar mı, yoksa rakibin başarısını yine, “bizim çocuklar yetenekli ama tesis yok” türü bahanelere veya iki paket makarnaya mı bağlar, bilmem.
Ama asıl önemlisi, kazananın muhasebesi. Türkiye tarihinde benzeri görülmeyen bu seçim zaferi, galibin mütevazı olmasını güçleştirecek kadar büyük ve bu yönüyle, çok daha ağır bir sorumluluk yüklüyor ona.
***
Seçim sürecindeki dille başlanabilir bu muhasebeye.
AK Parti, milliyetçi bir dil kullandığı için almadı o oyları; tam tersine o dile rağmen aldı.
Seçim akşamı Zaman’dan Mustafa Ünal, AK Parti’nin bu büyük oy desteğine “Referandum Sürecinde” sahip olduğunu söyleyip, şu tespitte bulunurken haklıydı: “Muhalefet asıl 12 Eylül’de kaybetti, Hükümet de o zaman kazandı.”
Yüzde elli oy, daha büyük bir sermayeden, sorunlu bir dil yüzünden aşınan oya rağmen elde kalandı. “Balkon konuşması”nın gerçekten hakkını vermek isteyen bir AK Parti Hükümeti, milliyetçi hamasetin veya “biz olsak asardık” türü sözlerin yarayı sağaltmadığını anlamalı.
Kürt Sorunu bekliyor ve bunu çözebilecek en önemli aktör hala kendisi. Tek başına iktidara geldiği için değil sadece, aynı zamanda bu yarayı açan İttihatçı Kemalist otoriteryenizme muhalif bir gelenekten geldiği için.
Alevi Sorunu da bekliyor ve pek çok bakımdan aslında Kürt Sorunundan çok daha derin olan bu sorunu da çözmek, toplum olarak iyileşmemiz için şart.
Demokratikleşme reformları bekliyor. Yeni Anayasa süreci devam ederken, aynı anda ifade ve basın özgürlüğü alanında atılması gereken acil adımlar var.
***
“Tevazu bizim şiarımızdır” dedi Başbakan Erdoğan seçim akşamı “balkon konuşması”nda.
Bunu dile getirmek önemli, ama gerçekleştirebilmek daha önemli. Aksi halde, tevazu söyleminin kendisi bile bizatihi bir gurur ve kibir vesilesi olabilir; çünkü tevazu en yüce erdemdir. “Kibir benim en sevdiğim günahtır” diyordu bir filmde Şeytan; ve tevazu söyleminden de oraya giden bir yol vardır.
Siyasette mütevazı olmak ise daha fazla tahammül demektir; haksız bulduğu bir eleştiri karşısında bile hukuki haklarını kullanmaktan feragat edebilmek demektir. Yeri geldiğinde, ifade özgürlüğü çerçevesinde saçmalama hakkını kullanan agresif gazeteciye cevap bile vermemektir.
Dışarıdan bakıldığında Türkiye’ye, otoriterleşme ve tek adam yönetimi eleştirileri varsa, bunu ciddiye almaktır; bazıları sadece karalama amaçlı olsa bile.
“Aynı bağın gülüyüz biz” diyen seçim şarkısına, bu ülkenin azınlıkta kalmış güllerini de eklemek, bir dahaki sefer aday listelerinde Rumlara da yer vermektir; küsüp tepkiselleşen İslami cemaatleri de kucaklamaktır.
***
AK Parti, içinden geldiği gelenek ve dayandığı taban itibarıyla olağanüstü özgürleştirici bir potansiyele sahip. Bu potansiyel aktüel hale gelir mi bilmem. Ama şu son seçim sürecinden kendi payına düşen dersleri çıkarabilirse, sadece bu ülkede değil, dünyada da barışa paha biçilmez bir katkı yapar.
Siyasi tevazu bu kapının anahtarı olabilir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Suriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair
28.07.2025 - Yüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi
13.07.2025 - ABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım
28.06.2025 - Yolsuzluklar, barış ve biz
21.05.2025 - Yüz yıllık bir parantezi basiretle kapatmak
20.02.2025 - Güven duygusunun pekiştirilmesi risklere karşı sigorta olabilir
16.01.2025 - CHP’nin bileti nereye götürüyor?
8.01.2025 - Çocuk cesetleri üstüne ülke kurmak
20.11.2024 - Bahçeli’nin çağrısı: Geçmiş, bugün ve gelecek
8.11.2024 - Cumhuriyet tartışmaları neyi anlatıyor?
30.10.2024
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Sonay Kılıç
Aptalca bir benzerlik kurulmaya çalışılmış.Türkiye de sadece Kürt Ermeni veya Türk olduğu için kimse öldürülmedi.
Ad Soyad Giriniz...
Yorumunuzu Giriniz...