Berat ÖZİPEK
“Mor Beyin”in ortaya çıkarılmasıyla anlaşıldı ki, FETÖ Operasyonları çerçevesinde bylock kullandığı iddiasıyla hapiste olan binlerce kişiye, internet kullanımından IP çakışmasına kadar pek çok şekilde bylock bulaşmış.
Öte yandan bu programını geliştirenlerin, bugünleri hesap ederek, mağduriyet havuzunu genişletmek için, “Kıble Pusulası” veya “Namaz Saati” türünden birçok programın içine, o programları indirenlerin “bylock kullanıcısı” oldukları imajını verecek bir şeyler yükledikleri de yine ortaya çıkan bilgiler arasında.
Adil olan, kişinin bu programla konusu suç teşkil eden bir yazışma yapıp yapmadığına bakmak (bylock kullanıcıları silmiş olsalar bile, bu yazışmaları noktasına virgülüne kadar tespit etmenin mümkün olduğu söyleniyor) ve suç tespit edilinceye kadar da tutuklamayı hukuken anlamlı kılacak durumlar dışında, tutuksuz yargılama yapmak. Böylece binlerce insanı haksız yere hapiste tutmamak. Yurtdışı yasağı, denetimli serbestlik gibi önlemlerle, yargılama devam ederken mağdur olmasını önlemek.
Aslında bylock ile bir şekilde ilişkili oldukları tespitinden hareketle insanların peşinen suçlu ilan edilmesinin, işinden atılmasının veya hapsedilmesinin yanlış olduğu “Mor Beyin” çıkmadan önce de dile getirilmişti. Ama bylockun tek başına yeterli olmadığı yönünde karar veren bazı hakimlerin görevden alındığı ortamda bunun gereği yapılmamıştı.
Şimdi artık 11.000 insanın haksız yere hapiste olduğu anlaşıldı. Ama bu konudaki mağduriyet hala herkes için sona ermiş değil.
Taner Kılıç da adalet bekliyor
Geçen yılın Haziran ayında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Taner Kılıç, telefonunda bylock olduğu gerekçesiyle tutuklandı ve hala hapiste.
“Telefonuma kurmadım, kullanmadım. Ben baylok programını hayatımda hiç görmedim bile” diyor Kılıç.
Emniyet’ten rapor isteniyor. Ama haftalar, aylar geçtiği halde ondan ses seda çıkmayınca, ailesi Emniyet’in imajını alıp teslim ettiği telefonu yeminli bir adli bilirkişi olan bilişim uzmanı Koray Peksayar’a inceletiyor. Onun raporu “bylock yok, telefona hiç yüklenmemiş” diyor.
Af Örgütü de telefonu İngiltere’den uzman bir kuruluşa (İnsan hakları mahkemesinin de ciddiye alarak uzman görüşüne başvurduğu söylenen SecureWorks adlı kuruluş) inceletiyor ve o da “bylock izine rastlanmamıştır” diyor.
“Normalde savcılık tarafından toplanması gereken kendi hakkımızdaki, delilleri sanık olarak biz topladık masum olduğumuza dair” diyor Taner Kılıç mahkemede.
Ama mahkeme yine de Emniyet’ten rapor bekliyor ve o gelmediği için de talep edilen tahliye kararını vermiyor.
Aylar geçiyor, 31 Ocak’ta yeni bir duruşma yapılıyor. Artık “mor beyin”in de ortaya çıktığı bir ortam var ve tahliye bekleniyor.
Beklendiği gibi de tahliye çıkıyor. Ama sonra, savcının itirazı üzerine bir kez daha “tutukluluğun devamına” hükmediliyor.
Ve yine 8 aydır gelmeyen raporun beklenmesine devam ediliyor.
Telafi edici adalet ihtiyaç var
Ben Taner Kılıç’ı 2000’lerin başından bu yana tanıyorum. Temiz, mütevazı ve dürüst bir insan olarak tanıyorum ve suçlama konusu bana hiç makul gelmiyor.
Ama bunun için değil. Onu tanıdığım için değil.
Onun durumundan hareketle, tanıdığım tanımadığım herkes için geçerli olması gereken adil bir kurala duyduğumuz ihtiyaçtan söz ediyorum.
Elbette kendisini gizlemekte uzmanlaşmış bir örgüt var; çok alakasız görünen insanlar onun üyesi çıkabiliyor. “At izinin it izine karıştığı” doğru. Ama hukuk tam da bunun için var ve adaletin temel ilkeleri tam da böyle durumlar için tesis edilmiş.
Masumiyet karinesi, ispat yükümlülüğünün suçlayana düşmesi, geciken adaletin hak ihlali anlamına gelmesi ve tutuklamanın genel kural değil istisna olması, suç ve cezanın bireyselliği, kurunun yanında yaşın yakılmaması…
Hem doğal hukukun hem de “bir gemide 99 suçlu ve 1 masum olsa o gemiyi batıramazsınız” diyen fıkhın gereği.
Bunlar doğal hukuktan veya ilahi hukuktan süzülüp gelen ve adil davranış kuralları olarak somutlaşan zamanlar ve kuşaklar üstü doğrular.
Onların rehberliğine ihtiyacımız var. OHAL’de de var.
Çünkü bir topluluğa kızıp kantarın topuzunu kaçırırsanız, örneğin tutuklama tedbirini ceza gibi uygularsanız hakka girmiş olursunuz.
Kim olursa olsun, önleminizi alın, kaçma ve delilleri karartma ihtimalini ortadan kaldırın, sonra geniş geniş yargılayın.
Sonuçta suçu ispatlanırsa cezasını tastamam verirsiniz; masum olduğu anlaşılırsa da vicdan azabı çekmezsiniz. Ama gereksiz yere tutuklayıp, dışarıda olması mümkünken hapiste tutarsanız, yarın masum olduğu ortaya çıkarsa, o vebalin altında ezilirsiniz.
Bugüne kadar pek çok kişinin haksız yere tutuklandığı anlaşıldı ve tahliye edildi. Ama “pardon” deyip bırakmak o kişilerin kaybettiklerini geri getirmedi. Bunu tekrar tekrar yaşatmak, tekrar tekrar hakka girmek gerekmiyor.
Bir an için adaleti bir yana bıraktık diyelim, “FETÖ’yle mücadele” böyle mi başarılı olur, yoksa böyle mi baltalanır, bir düşünün. Bunu yaptığınızda, adil olan ile faydalı olanın çelişmediğini göreceksiniz.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
13.07.2025
28.06.2025
21.05.2025
20.02.2025
16.01.2025
8.01.2025
20.11.2024
8.11.2024
30.10.2024