Bülent KORUCU
Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan, hatalarıyla 7 Haziran seçimlerine damga vurdu.
Kendine ve ülkeye en büyük kötülüğü cumhurbaşkanlığı makamını tartışılır hale getirmesi. Tarafsız hakemlik konumundan AK Parti eş başkanı mertebesine iniş cumhurbaşkanı için kayıp. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oldu. Dünyada örneği olmayan Türk tipi başkanlık hayalleri kurarken, kuşatılmış cumhurbaşkanına dönüştü. Fehmi Koru'nun dün yazdığı gibi kralların bile halkına ‘sizin haklarınız benimkinden üstün' deme lüzumu hissettiği çağda seçilmiş kral görüntüsü sakil kaçtı. Anayasayı fiilen buzdolabına kaldırdığını ifadesi, hukuken zor duruma düşürecek sözler. Siyaseten de fatura çıkması kaçınılmazdı. Hukuk, ‘kimse kaynağını anayasadan almayan yetkiyi kullanamaz' diye herkesi bağlayan sınırı çiziyor. Anayasa'nın vermediği yetki aslında halkın vermediği demektir. Seçmen bunun cezasını kesti, üstünde irade kabul etmediğini beyan etti. AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da ‘Halk başkanlığı reddetti' cümlesiyle buna işaret ediyor.
Parti ve çalışma arkadaşlarıyla ilişki biçimi de Erdoğan'ın kredisini düşüren unsurlardan. Kabine ve partiye müdahaleleriyle Davutoğlu'nu zor durumda bıraktı. Ahmet Bey'in Saray'da toplanan Bakanlar Kurulu öncesi çekilen fotoğraftaki yüz şekli yeterince izah edici. Çırağın elindeki işi hışımla alan eski zaman ustaları gibi ‘bir şeyi beceremiyorsun çekil ben yapayım' tavrı halka itici geldi. Oysa Gül cumhurbaşkanıyken ‘Devlette çift başlılık olmaz' şeklindeki çıkışları kayıtlarda duruyor. Aynı özensizlik Abdullah Gül'e karşı da sergilendi. Aday olmasını engellemek için zamanlaması ayarlanan kongre ve partiye davet edilmemesi şık değildi. Partinin 13 yıldır ekonomiyi teslim ettiği Ali Babacan'ı tahkir edici tavrı ve Yiğit Bulut tercihi de iktidar binasından çekilen tuğlalardandı. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ile girdiği polemik ve suçlamalarını ‘ihanete' vardırmasını unutmamak lazım. O tavrın neticesi olarak doların patlamasını vatandaş not etti.
Erdoğan'ın ‘halk adamı' imajına en büyük darbe saraydan geldi. Başbakanlık için inşa edildiği dönemde hukuk ve çevre itirazları dışında pek eleştiri almamıştı. Bütün bakanlıklar toplanacak hem yönetim kolaylaşacak hem devletin masrafı azalacak izahı makul karşılanmıştı. Sonra sembolik birimleri olan Cumhurbaşkanlığı'nı oraya taşımak tepki çekti. ‘Maliyeti açıklanırsa ekonomi zarar görür' diye kaça mal olduğu gizlenen ama debdebe ve israfı saklanamayan Saray, vatandaşın gözüne battı. ‘ABD başkanının oturduğu Beyaz Saray'dan bile 30 kat büyük' gerçeği ‘itibar' mazeretini hükümsüz kıldı. Saray, sadece israf değil aynı zamanda, kibir göstergesi olarak algılandı. Hele de ekonominin sıkıntı yaşadığı dönemde Saray'ı halka anlatmak mümkün olmadı.
Yolsuzluk iddiaları, kurşun yarası gibi acısı zamanla hissedilen yaralardan. Davutoğlu ve partideki bazı insanlar gelen çığı görüp tedbir almak istedi. Eski bakanlar Egemen Bağış, Muammer Güler, Zafer Çağlayan ve Erdoğan Bayraktar'ın Yüce Divan'a gönderilmesi seçeneği üzerinde duruldu. Bu ihtimali Erdoğan'ın engellediği ileri sürüldü. Erdoğan ‘şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele tasarısı'na da açıkça karşı çıktı. Yenilgide yolsuzluk dosyalarının payı inkâr edilemez. Ayrıca o gün Komisyon çoğunluğu AK Parti'deyken daha düşük profilli bir sevk yapabilirlerdi. Nihayetinde komisyon raporu iddianame yerine geçiyor. Dosya yeni komisyonda savcıların kayıt altına aldığı şekliyle geçebilir. ‘Nasıl olsa tek başına iktidarız' düşüncesiyle gerçekleşen savuşturma, eski bakanların aleyhine sonuç doğurabilir.
Erdoğan'ın aday tespitindeki rolü ve yandaş medyanın, -onlardan birinin ifadesiyle- ‘salakça' yayınları ile listeyi uzatabiliriz. Önemli olan Erdoğan bunları görüp bir özeleştiri yapabilecek mi? O muhasebe ülkeyi de rahatlatır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016