Cemil ERTEM
Pazar günleri yazmanın ‘Pazar Yazısı’ yazmak gibi bir zorluğu var sanıyorum. Yani ağır yazı olmayacak, ekonomi bile yazsanız, dedikodu tadında öyle bir solukta okunacak bir yazı olacak. Ne yalan söyleyeyim bunu hep istemişimdir, ama yapamayacağımı da biliyorum. Hele böyle bir gündem varken... Bugün yine Obama’dan başlayıp öyle Ortadoğu falan gideceğiz işte. Ama Obama, Ortadoğu, Netanyahu’ya gelmeden önce, izninizle şu medya-gazetecilik meselesine de değinmek istiyorum.
Şu sıralar pıtrak gibi artmakta olan bir medya sitesinde gördüm galiba... Köşe yazarlarının, gariban(!) gazetecileri nasıl yarı yolda bırakıp, deveyi hamuduyla götürdüğünden bahsediyordu. Aslında çoğu (ben dâhil, ismim vardı) gazeteci olmayan, iktisatçı, hukukçu, tıp doktoru, finans uzmanı vb gibi, meslekleri olan zevatın, köşe yazarlığında köşeyi dönerken(!), gerçek gazetecilerin nal toplaması ayıplanıyordu. Yalnız burada gazetecilerin yerini kapan, iktisatçı, hukukçu vb yazarlar mı ayıplanıyordu yoksa onlara köşeleri kaptıran, gazetecilikten başka gözü bir şey görmeyen, meslek aşkıyla yanarken, avantaları kaptıran gazeteciler mi burayı anlamadım. Aslında bu tür mizah yazısı tadında ‘gazeteci’ serzeniş yazılarına bayılıyorum. Bunlar, ne yazık ki, bitmekte olan bir mesleğin çığlıkları bence. Bundan bir süre önce, İstanbul Şehir Üniversitesi ve Medya Derneği çok önemli bir iş yaptı. Çeşitli uzman gazetecileri ve akademisyenleri ‘Medya Okulu’ projesinde bir araya getirerek, önemli başlıklarda, genç gazeteci adayı arkadaşlara yönelik seminerler dizisi tertipledi. Beni de, gazeteci olmadığım halde, büyük bir cesaretle ders vermeye çağırdılar.
Ama ben daha dersin ilk dakikasında söze şöyle başladım: ‘ Sevgili genç gazeteci adayı arkadaşlar; gazetecilik artık bir meslek değildir, bir iştir. Eğer, bir meslek sahibi olmak isterseniz, yolunuzu yeniden gözden geçirin. ‘ Evet, eskiden ama çok eskiden, develer tellal, pireler berber iken, gazetecilik belki bir meslekti. Haberi arayıp bulmanın, onu yerin yedi kat dibinden kan-ter içinde çıkarmanın insanı yücelten ve bilinçle, bilgiyle donatan mesleki bir yanı vardı. Ama şimdi haber her yerde, ham habere herkes ulaşabiliyor. Ama bu haberi yorumlamak, onu derinlemesine analiz etmek, ondan sonuçlar çıkarmak ve tam burada neden-sonuç diyalektiğini, tarihi olanla birlikte kurgulamak, başlı başına bir yeniden yaratım işi. Ancak bu haberin dayandığı temelle ilgili bir mesleğiniz ve uzmanlığınız varsa bunu yapabilirsiniz.
Yani her şeyden benim ‘haberim’ var abilerim, ablalarım dönemi kapandı. Artık her şeyden herkesin haberi var, şükürler olsun! O zaman eğer ki bir mesleğiniz olmazsa, yani matematikçi, iktisatçı, fizikçi falan değilseniz gazetecilik denen işi yapmanız da çok zor. Tabii buna hemen ‘meslekten’ gasteci olan eski abiler itiraz edebilirler. Artık çok önemi yok. Çünkü demografi (nüfus bilim) denen bir bilim dalı var. Bundan dolayı, en geç yirmi yıl sonra, onların yerinde genç iktisatçı, fizikçi vb. gazeteciler oturuyor olacak. Demografi bize bunu söylüyor.
Obama konuşmasının üç temel ayrımı
Şimdi tam buradan hareketle, şu Obama konuşmasını değerlendirelim. Bu konuşma bizim medyada bence hak ettiği yankıyı bulamadı. Amerikan Başkanlarının İsrail-Filistin sorunu ve Ortadoğu konusunda yaptığı, sürekliliği olan değerlendirmelerden biri sanıldı. Bu konuda ben bir tek Soli Özel’de bir ayrım görebildim. Oysa burada tam üç önemli ayrım ve makas değişikliği var ki bu bizi de çok ilgilendiriyor. Birincisi, Mısır ve Tunus özelinde, ABD’nin Arap Devrimlerinin devamında ‘dışarıdan’ bir müdahalesinin olmayacağını söylemesi. Obama’nın tam buradan hareketle İslam medeniyetine ve siyasi duruşuna övgü düzmesi hiç boş bir şey değil. ABD, artık El-Kaide ile örneğin İhvan’ı ayırmayı öğrendi, daha doğrusu mecbur kaldı. Zaten eğer ki Bin Ladin öldürülmeseydi Obama bu ayrımı bu kadar rahat yapamazdı. Göreceksiniz burada n, ABD başta olmak üzere, tüm batı dünyasının kabul etmek zorunda kalacağı yeni bir demokrasi doğacak. İkincisi İsrail’le artık böyle devam edemeyeceğini söylemesi... 1967 sınırı vurgusu bu; kesinlikle bu... Zaten bunun için Netanyahu tam burada zıpladı. Üçüncüsü Mısır ve Tunus’tan başlayan bir ekonomik entegrasyon...
Bunun için IMF, başka bir yüzle ve yeni bir başkanla devreye girecek. Tam burada ‘Yeni Türkiye’ öne çıkacak ve ister kabul edin ister etmeyin, Yeni Türkiye’nin sınırları genişleyecek. Bunu yazmak için erken ama, bu kadarını, şimdilik söyleyeyim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018