Ergun BABAHAN
Yargı sistemini bir şahsı, bir aileyi ve onların eylemlerini korumak için deneme tahtasına çevirip alelacele çıkarılmış, kişiye özel yasalarla durumu idare etmeye çalışırsanız, hata yapmanız kaçınılmazdır.
Sulh Ceza Mahkemeleri’ni istediğiniz kişileri tutuklasın diye tabii hakim ilkesine aykırı şekilde kurarsanız, bu hakimlerin reddi müessesini düzenleyen maddelere el atmayı aklınıza getirmeyebilirsiniz.
Türkiye, 17 Aralık yolsuzluk operasyonlarından beri, yargı kurumunun AKP’nin oyuncağı haline getirilmesine tanıklık etti. Cici demokratlar, bugün Ergenekon ve Balyoz davalarında hukuka aykırı işlemler yapıldığını söylüyorlar ama 17-25 Aralık Operasyonu’na kadar o davaların savcısının Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu görmüyorlar.
Vicdanlarını rahatlatmak için demokrasi, hukukun üstünlüğü gibi cümlelerle süsledikleri yazılarında ne Gezi’yi, ne de yolsuzluk eylemlerini görebiliyorlar. Çünkü vicdanlarını ve kalemlerini kiralamış durumdalar. Kira parasını veren, yazıyı yazdırıyor açıkçası.
Son tahliye kararlarının ortaya koyduğu gerçek, Türkiye yargı sisteminin ülkeyi uluslararası alanda rezil edecek kadar kaotik bir ortamda bulunduğu gerçeğidir.
YARIN İNSAN İÇİNE ÇIKAMAZLAR...
İntikam amacıyla çıkarılan yasalarla kurulan mahkemelerin temel amacının adalete ulaşmak değil, haklarında tutuklama kararı verilen insanları demir parmaklıklar arkasında tutmak olduğu net bir şekilde görülmüştür.
Mahkemeler sonuçta beraat değil, bir tedbir olan tutukluluk kararını kaldırmıştır. Tahliye operasyonu diye yazı kaleme alan arkadaşlar, gazetecilerin tutuklu bırakılarak cezalandırılmasının arkasında olduklarını vurgulayarak yarın insan içine çıkamayacak bir duruma düşmüşlerdir.
Türkiye’de bugün uygulanmakta olan sistemin demokrasi olduğu iddiasına ise ancak kargalar güler.
Hukuk devleti olmayan bir ülkede demokrasi olmaz. Öyle olsa, Azerbaycan’da, Türkmenistan’da demokrasi olurdu. Hukukun üstünlüğü kuralının ayaklar altına alındığı bir ülkede, sadece totalitaryanizm olur.
TÜRKİYE MUZ CUMHURİYETİ
TÜSİAD Başkanı’ndan tarikat liderlerine, gazetecilerden medya patronlarına kadar iktidarın eylem ve işlemlerine “evet efendim” demeyen herkesin paralel ilan edildiği bir ülkede demokrasinin işlediğini iddia etmek için Cici Demokrat olmak gerekiyor herhalde.
Türkiye’nin 12 yıllık AKP iktidarı sonucunda Avrupa Birliği üyelik vizyonundan ve ilkelerinden uzaklaştığı, yolsuzluk bataklığına düştüğü, yolsuzlukları örtmek için hukuku ayaklar altına aldığı bir gerçek.
Son yaşanan kaos, yolsuzlukları ortaya çıkaranları cezalandırmak için yapılan düzenlemelerin ele yüze bulaştırılmasının açık sonucu. Ceza Usül Kanunu’nda açıklık varsa, savunma bunu kullanır.
Ceza usülüyle ilgili tutarsızlıkların yol açtığı bir tablo sonucu karşılaştığımız bu kaotik durum, ne ilk ne de son.
Yargı sistemiyle bu kadar oynamanın, böylesine önemli bir gücün itibarını ayakkabı kutusundaki paralar gibi sıfırlamanın bir bedeli olacaktır ve oluyor. Türkiye, Muz Cumhuriyeti’ne dönüşüyor işte.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021