Fehim TAŞTEKİN
Suriye’yi lime lime eden, milyonların canını yakan, yüzlerce başa bela örgüt doğuran, Batılı-Körfez blokuna istedikleri gibi bölgeye müdahale edebilme fırsatları sunan ve İsrail’e keyif çattıran kirli savaş için “Suriye Devrimi” güzellemesini yapanlar, Erdoğan’dan ne pahasına olursa olsun senaryodan çekilmemesini istiyor. Bu beklentiyi ‘ümmetin geleceğinin garantisi’ gibi ulvi payelerle de taçlandırmadan geri durmuyorlar.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 24 Haziran’da olağanüstü koşullarda elde ettiği zafer İslamcı örgütlerden hararetli ve hararetsiz destekler aldı. Şaşırtıcı olan El Kaide’yle aynı kulvarda yürüyen cihadi Selefi dünyanın karıncalanması.
Suriye’de İslamcılar dahil silahlı grupların sevincinin izahı kolay. Sonuçta 2011’den beri destek gördükleri bir lider onların tutundukları son ceplerdeki varlıklarının da garantisi. Bugünlerde güneyde Ürdün sınırındaki Dera’da hızla ilerleyen Suriye ordusunun yarın kuzeye yöneldiğinde bu gruplar Erdoğan’ın yüzüne bakıyor olacaklar. Kurdukları küçük emirciklerdeki ömürleri önemli ölçüde Türkiye liderliğinin tutumuna bağlı.
Haliyle Fırat Kalkanı ile Zeytin Dalı harekâtlarının kontrol ettiği bölgelerde seçim coşkusuna dair manzaralar vaka-ı adiye sayılır.
***
Kimin nasıl tepki verdiğine dair birkaç örnek çıkardım:
– Halep’in kuzeyinde bir grup, Türk bayrağı ve Erdoğan posterleri eşliğinde Levant’ın geleneksel dansı Debke yaparak eğlendi.
– Sultan Süleyman Şah Tugayı, Şeyh Hadid civarında Türk bayraklarıyla donatılmış araç konvoyu, kalabalığın eğlendiği meydan ve ikramların yapıldığı bir çadırın görüntülerinin yer aldığı bir video kaydı paylaştı.
– Afrin’de PKK lideri Abdullah Öcalan’ın portresinin resmedildiği ve 2 Şubat’ta Türkiye’nin insansız hava aracıyla vurduğu Darmık Dağı’nda bu kez Erdoğan’ın dev posteri gerildi. ‘Özgür Suriye Ordusu’ etiketini kullanan bir grup, Erdoğan posterini seçim zaferi nedeniyle astıklarını açıkladı.
– Erdoğan’ı birer açıklama ile tebrik eden gruplar arasında şunlar dikkatimi çekti: Hamza Tümeni, Sultan Murat Tümeni, Semerkand Tugayı, Liva el Şimal, Liva 51, Feylak el Sani (2. Kolordu), Ulusal Kurtuluş Cephesi, Kurtuluş Ordusu ve Feylak el Rahman.
– Ulusal Kurtuluş Cephesi, Esad rejiminden bir an önce kurtulma ve devrime kavuşma temennisini dile getirdi.
– Müslüman Kardeşler’le ilintili Feylak el Rahman’a göre Türk halkı ve hükümeti Suriye’de devrimin yanında durdu, Suriye halkının acılarını hafifletmek için elinden geleni esirgemedi.
– Türkiye’nin organize ettiği polis teşkilatı Azez Emniyet Müdürlüğü de şu mesajla koroya eşlik etti: “Seçim sonuçlarının Türk halkı ile tüm İslam alemine hayırlar getirmesini niyaz ederiz.”
– Suriye’deki Müslüman Kardeşler’in lideri Muhammed Velid Hikmet ise ‘Türk halkının zaferinin diktatörlüğe karşı verdiği mücadelede Suriye halkının desteklenmesi anlamına geldiğini’ savundu.
Erdoğan’ın zafer yankısı Suriye ile sınırlı kalmadı:
– İslamcı kesimler üzerinde geniş bir etkiye sahip olan Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Şeyh Yusuf el Karadavi “Türk halkının demokratik düğününü kutluyorum. Türkiye ve İslam ümmetinin hayrı için Allah’tan yardım diliyorum” ifadelerini kullandı.
– Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği de, Erdoğan’ın başarısını ‘ümmetin zaferi’ ilan etti.
– Müslüman Kardeşler (Mısır) Rehberlik Konseyi Başkanı Yardımcısı İbrahim Munir ise Erdoğan’a “Allah sizi, İslam dünyasını ve bütün insanlığı korusun” diye seslendi.
Suriye’yi lime lime eden, milyonların canını yakan, yüzlerce başa bela örgüt doğuran, Batılı-Körfez blokuna istedikleri gibi bölgeye müdahale edebilme fırsatları sunan ve İsrail’e keyif çattıran kirli savaş için “Suriye Devrimi” güzellemesini yapanlar, Erdoğan’dan ne pahasına olursa olsun senaryodan çekilmemesini istiyor. Bu beklentiyi ‘ümmetin geleceğinin garantisi’ gibi ulvi payelerle de taçlandırmadan geri durmuyorlar.
***
Selefi dünyadan gelen tebrikler ve bunların yol açtığı tartışmalar daha da çarpıcı. Bu kesimlerde Mısır’da Hüsnü Mübarek’in devrilmesinin ardından ‘demokratik mücadelenin meşruiyeti’ konusunda hummalı bir tartışma başlamıştı. ‘Küfür düzeni’nde siyasi mücadeleyi haram addeden ve demokrasiye inanmayı ‘dinden çıkma’ nedeni sayan selefi camianın pasifist kanatları parti kurup seçimlere katılmıştı. Benzer bir tartışma Türkiye’de AKP iktidarına yönelik 2016’daki darbe girişimi üzerine yaşanmıştı.
Suriye’de El Kaide’nın uzantısı Heyet Tahrir el Şam’ın kuruluşuna öncülük edenlerden Şeyh Abdürrezzak el Mehdi, başarısız darbenin selefi dünyada yol açtığı sevinci ehli kitap olarak gördükleri Romalıların Persler karşısındaki zaferinin verdiği mutluluğa benzetmişti.
2001 öncesi El Kaide’nin Avrupa’daki ruhani lideri olarak gösterilen Ürdünlü Ebu Katade el Filistini de “Erdoğan beni temsil etmiyor ancak onun zaferi hoşuma gitti. Çünkü onun varlığı Müslümanların çıkarınadır” demişti.
24 Haziran seçimi bu tür tartışmaları yeniden alevlendirdi. Yukarıda sıraladığım gibi Müslüman Kardeşler minvalindeki gruplar Erdoğan’ın zaferini ‘ümmetin kazancı’ olarak görme eğilimini korurken demokrasiyi reddeden selefiler bölünmüş bir görüntü veriyor. Bunlardan bir kısmı AKP iktidarının ‘Müslümanlar için kazanım olduğu’ görüşünde. Sözleri en çok tartışılan isim Ebu Katade el Filistini. Ebu Katede, “Erdoğan’ı laik düzene inancından dolayı İslam dairesi içinde görmediğini” söylese de AKP iktidarının devam edecek olmasından dolayı memnuniyetini dile getirdi:
“Erdoğan ve partisinin zaferi yaratıcının bir rahmetidir çünkü iyiliğin yolunu açmaktadır… Benim pozisyonum daha önce dediğim gibi bu adam beni temsil etmiyor, benim tercihim Allah’ın şeriatıdır.”
Ebu Katade geçen ocakta benzer bir tartışma üzerine “Erdoğan, kendisini laik olarak tanımlamasaydı ben de onu tekfir etmezdim” ifadelerini kullanmıştı.
Katade’nin aksine El Kaide’nin önemli ideologlarından Ürdün asıllı Ebu Muhammed el Makdisi, AKP’nin yönetiminde olduğu Türkiye’yi tağuti (zorbalık) bir sistem olarak gördüğünü yineledi. Makdisi, 2014’te takipçilerinden gelen bir soruya yanıt verirken “Erdoğan’ı Müslüman olarak görmediğini ama mücahitlerin AKP rejimi altında özgür hareket edebildiğini, bu tür rejimlerle savaşılmaması ve topluma karışıp tebliğ faaliyetlerine devam edilmesi gerektiğini” salık vermişti.
Türkiye’de elde edilen sonuçtan mutlu olduğunu ilan eden selefi liderlerden biri de Kuveytli Ali el Arcani oldu. Arcani, “Erdoğan’ın zaferi, Romalıların Perslere galip gelmesinin Müslümanlara yaşattığı sevinç kadar bizi sevindirebilir” diyerek eksik destek sunan radikal selefileri eleştirdi.
***
Seçim öncesi benzer bir tartışma Türkiyeli selefiler arasında da yaşandı. Bazı gruplar “Demokrasiye inanmıyoruz ama Erdoğan’ı destekliyoruz” çıkışıyla şaşırtmıştı.
AKP iktidarı ile selefiler arasındaki etkileşim özellikle Suriye krizinde Türkiye’nin İslamcı örgütlere kapılarını açmasına paralel olarak gelişen bir olgu. Bu etkileşim çift yönlü. AKP bu grupların ilgisini Türkiye’ye çekti. 1970’lerden sonra Ortadoğu’dan Asya ve Afrika’ya uzanan hatlarda kök salan selefilerin Türkiye’ye sirayeti sınırlı kalmıştı. Epey zamandır Suriye krizinin bakiyesini tartışırken bu çift yönlü etkileşimin getirdiği risklere de değinip duruyoruz.
Şimdi Erdoğan’ın kazanmasını kendi namlarına zafer sayıyorlar. Olası bir sandık hezimetini de kendi kayıpları olarak göreceklerdir. “Demokrasi küfürdür ama bize alan açan demokrasiye tamam” diyebilen fırsatçı bir İslamcılığın en himaye gördüğü tekinsiz bir süreçten geçiyoruz. Seçim gecesi silahlarla meydanlara dökülen insanların açtığı yola bir de bu gözle bakın.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025