Ferhat KENTEL
Bu yazıyı yazmaya oturduğum gece Almanya Brezilya’yı 7-1 yendi. Siz bu yazıyı okuyuncaya kadar herhalde şampiyon falan da belli olur.
Futbolla yatıp kalkan Brezilya’nın sokakları aylar boyunca, “dünya futbol kupası”na karşı mücadeleye sahne oldu. Brezilya’da insanlar kapitalizmin gösteriş, tüketim ve gözü paradan başka bir şey görmeyen zihniyetine karşı “önce insan!” diye seslerini yükselttiler. Ancak devlet futbolu tercih etti; haykıran insanların sesini duymak işine gelmedi. Önce dünya futbol ve kapitalist piyasası Brezilya halkını yendi.
Sonra da kapitalizmin kalelerinden Almanya’nın takımı, Brezilya devletinin –hele de şampiyon olsaydı- bu organizasyondan sağlayacağı prestiji, halkının afyonunu ve ekonomi politikalarının cilasını yok etti.
Dünyanın o ucundan bu ucuna, dev statlarla, dev havaalanlarıyla, çılgın projelerle; insanın tabiatla bütün bağlantılarını koparmaya doğru giden hastalıklı bir büyüme takıntısıyla ve bu takıntının görünmez kıldığı çıkarlarla beslenen, kibirli gökdelenlerden, 700 bin liralık saatlere uzanan sömürgen sınıfların ihtişam, gösteriş, büyüklük budalalıklarının en azından Brezilya’da çuvallayacağını görmek nasip olacak muhtemelen.
Yani, bu sonuç, aynı zamanda bugüne kadar sokaklarda direnen insanların haklı mücadelesinin belki de çok daha fazla görünür olmasını sağlayacak. Futbol zaferiyle sarhoş olamamış ve rüyadan uyanacak bir halk için Brezilya’nın futbolda yaşadığı hezimet hayırlara vesile olabilecek.
Öte yandan, tabii ki maçlar başlayınca biz dünya insanları Brezilya halkının “sosyal adalet” mücadelesini saygıyla karşılasak da, “ya pardon, şu maçlara bir bakayım” moduna hızla geçivermiştik. Şimdi de bu maçın golleri ve sürprizleri karşısında gene bizler trans haline geçtiğimizden, maçın oynandığı sırada İsrail devletinin, bitmez tükenmez bir terörle “İsrailleştiğini” ve Gazze’de öldürdüğü Filistinlileri, ve tabii ki küçücük çocukların ölüm çığlıklarını pek duyma fırsatı bulamadık.
Ne korkunç değil mi? Biz burada TV’lerin başında “gol!” diye heyecanlanırken, aynı anda, aynı saniyede Gazze’de uyuyan, iftar yapan, annesinin babasının iftarına, sahuruna eşlik eden bir çocuğun, bir çocuğun daha, sonra gene bir çocuğun daha narin bedenleri kanlar içinde kaldı; ruhları bu korkunç ve alçakça adaletsiz dünyayı terketti.
Yaşadığınız bölge neresi bilemem ama Halepçe’ler, Hama’lar, Şırnak’lar, Lice’ler ise çok yabancı değilsinizdir bu vahşete... Bir anda köyünüzün üzerinde beliren uçaklardan, helikopterlerden ya da kendisini görmediğiniz, uzaktaki bir takım insan icadı, süper teknolojik makinalardan ölümün nasıl geldiğine şahit olmuşunuzdur.
Eğer böylesine bir vahşete şahit olmadıysanız, hayal etmeye çalışın. Çocuğunuzu düşünün; elinizden hiçbir şey gelmeden, onun sizi bırakıp gittiğini ve çaresizliğinizi düşünün...
Ne kadar “korkunç” değil mi? “Korkunç” kelimesi ne kadar yetersiz değil mi?
Ya da Diyarbakır’da mesleği “polis” olan üç “sapığın” 6-10 yaşlarındaki üç çocuğa üç yıl boyunca tecavüz etmelerini hangi kelimelerle “yeterli” bir biçimde dile getirebiliriz?
Bu olaylardan hangisi “bizim” olayımız? Hangilerini görmeyi, duymayı tercih ediyoruz? Çıkarlarımız ya da takıntılarımız hangilerini görmemizi engelliyor?
Atatürk’ten boşalmakta olan “kutsallık” ihtiyacımızı doldurmaya soyunan “büyük reis” adayımız, Atatürk’ün izinden yürüyerek, önce “Samsun’a ayak bastıktan” sonra, Erzurum kongresiyle devam eden güzergahında “biz” ve “düşmanlar” dilinin en nadide örneklerini veriyor. Onun simetrik karşıtı ulusalcı-milliyetçi koalisyonu da Erdoğan’a karşı çıkmak için, giderek acıklı bir hale gelen kutsal ittifaklar peşinde koşuyor.
Ve biz necip Türk milletinin farklı bileşenleri sadece kendi “biz”lerine o kadar çok bağlı ki, “ötekilerin” çocukları ve onların ölümleri ve hayatları için bırakın “yeterli” kelimeyi; “tek” bir kelimesi bile yok.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020