Figen Çalıkuşu
Yaşanan her olay, bize daha net ve açık biçimde şu iki gerçeği gösteriyor: Bu ülkede hukuk yok, bu ülkede yargı yok.
Suçsuz insanları hapse atmak için iddianame yazılacak dediğinizde kıyamet gibi savcı bulduğunuz memlekette, “5 ton kokain kime geliyordu” diye sorabilen tek bir savcı çıkmıyor.
Kimsenin duyamadığı “subliminal” mesajları duyan süper savcılara sesleniyorum, kimsenin göremediğini gören o gözler, herkesin gördüğünü göremiyor mu?
Bir de bu işlerden sorumlu bir Adalet Bakanı var, ülkenin mafya devlet ilişkileri bir bir ortaya dökülürken sesi çıkmıyor. Ya hayata küstü, ya da “hukuku uygularsak bunun sonu ne olur” diye düşünmekten konuşmaya fırsat bulamıyor.
Düşünün, bu Adalet Bakanı aynı zamanda Hâkim ve Savcılar Kurulu (HSK) Başkanı.
Bir hukuk devletinde sessiz sakin geçiştirilemeyecek, bir iktidarın çöküşüne neden olacak sır perdesi yırtıldı… Kirli gerçek ortaya çıktı.
Susan sadece Adaletin Bakanı değil, Hâkim ve Savcılar Kurulu üyeleri de hep birlikte susuyorlar… Donup kaldılar.
Koskoca ülke bu zamanlarda bir savcı arıyor... Namuslu, dürüst ve hukuk yeminine sadık bir savcı... Zekâsız senaryoları iddianame diye yazan değil, gerçek bir savcı.
Böyle bir savcımız mutlaka vardır ve çıkacaktır…
Bu utanç verici tabloya rağmen umutluyum…
Yargı da bu utancın ağırlığını taşıyamaz çünkü.
Tabii “niye bunca zamandır çıkmadı” sorusu haklı bir soru olur. Bunun tek doğru bir cevabı var; çünkü HSK görevini yapmadı ve yapmak isteyen dürüst, yeminine sadık yargı mensuplarını da engelledi, Anayasa’yı yok sayanları ise koruyup cesaretlendirdi… Hukuku yağmalattı.
Ülkenin 15 Temmuz Yargı faciasının tek icra adresi bu HSK’dır.
Bu HSK, gazetecileri tahliye eden ya da Osman Kavala’nın tahliyesini isteyen hâkimleri bir gecede açığa aldı ama takip ettiğim bir davada Anayasaya direnen dört hâkim için soruşturma izni bile vermedi.
Selahattin Demirtaş dosyasına ve bazı gazetecilerin davasına bakan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanını, Anayasa’ya direndiği için olsa gerek, maaş artırımı ile ödüllendirdi.
Yetmedi, Anayasa Mahkemesi Kararına uyulmayacağına dair gerekçeli karar yazan ve eski Cumhuriyet Gazetesi yazarlarını da yargılayan 27. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanını Yargıtay’a üye olarak gönderdi.
Dahası da var. Sahte delil üreten ve hatta subliminal mesaj iddiası ile gazeteci tutuklayarak tam üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis isteği ile dava açan savcı hakkında hala soruşturma izni vermedi.
Öyle bir Adalet Bakanı ve HSK var ki varlık sebepleri olan Anayasa’yı tanımıyorlar, en birinci görevleri olan Anayasa’yı koruma görevlerini yapmıyorlar.
Suçsuzları suçlamaya öyle alıştılar ki gerçek suçla karşılaşınca dut yemiş bülbüle dönüyorlar, ne yapacaklarını şaşırıyorlar… Bir tek soruşturma dahi açmayı beceremiyorlar.
Tabii bunun bir nedeni var. HSK bağımsız değil.
Anayasa’nın HSK seçimini düzenleyen hükmü, bağımsız bir yargı sisteminin kurulmasına engel.
7 Haziran’da HSK üyelerinin görev süresi bitiyor. Yeni üye seçimi yapılacak. Değişen bir şey olacak mı ki?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine göre 13 üyeli HSK’nın 4 üyesini Cumhurbaşkanı seçiyor. Bakan ve Bakan Yardımcısı partili. 7 üyeyi de TBMM seçiyor.
TBMM’de seçilecek 7 üye için siyasi pazarlık yapıldı. 4 üye Cumhur ittifakının, 3 üye Millet ittifakının oldu. HDP gene dışarıda bırakıldı. Tamamen siyaset kurumuna teslim, partizan bir HSK.
Oysa bağımsız bir yargı sistemi için, yargı mensuplarının meslekî yaşamları hakkındaki kararların bağımsız bir makam tarafından alınması; bunun için de söz konusu makamın üyelerinin en az yarısının, yargının en geniş biçimde temsilini sağlayacak, kendi meslektaşlarınca seçilecek yargıçlardan oluşması gerekir.
Kuyruğa girmiş 118 aday var. Ne için adaylar?
Evrensel hukuku işletmek, bugüne kadar hukuku yok sayan yargıyı hizaya çekmek için mi? Hukuk skandallarını sona erdirmek için mi?
Tabii ki hayır…
Şunu samimiyetle söyleyeyim, seçim yapmak yerine, bağımsız bir HSK yapısını kurana kadar bu partizan HSK’yı ortadan kaldırmak bile daha isabetli sonuç verir.
Bu ülke, böyle bir HSK olmadan hukukla daha rahat buluşur…
Bu ülke bir gün hukuku bulacak, gerçek bir yargı sistemine kavuşacak.
İzlediğimiz bu korkunç yıkım umutsuzluk yaratmasın, bu aynı zamanda yeniden kuruluşun da müjdesi…
Bunlar toptan gidecek ve biz güvenle yaşayacağımız gerçek bir hukuk devleti kuracağız.
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025
11.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
20.06.2025
2.06.2025
23.05.2025
18.05.2025