Türkiye Cumhuriyeti devleti ne zaman PKK nın üzerine yürüse, onu zora sokacak başarılar elde etse, PKK muhipleri hemen 'barış barış' diye ayaklanıyor. Sanki karşıda barış melekleri var da devlet gidip gidip çatışma ortamını kaşıyor.

PKK ne zaman barış istemiş? Köşeye sıkıştığı zaman. Samimi olarak mı istemiş? Koskoca barış süreci boyunca hendekler kazıp, mühimmat depolayıp, zorla 'savaşçı' devşirip ne kadar samimi olunursa o kadar samimi olarak istemiş. Barış sürecini, devletin samimiyeti olarak değil, zaafı olarak anlamış. Derdi zoru, varsa yoksa Türkiye Cumhuriyeti devleti ile çatışmak. Bunlar değil miydi; 'gerilla güneyden ilerlemeye başlayacak, batıdaki Türk dostlarımız da büyük şehirlerden eyleme geçecek' diye strateji çizenler. Böylece 'halk savaşı' ile demokrasi memokrasi, barış falan gelecek. Aptallar dışında kimsenin akıl karı bulmayacağı bir iş.

Bunlar bunu yaparken devlet de oturup seyredecek, ellerini kollarını sallaya sallaya 'halk devrimi' yapacaklar. Amerikan planlarına uygun olarak Türkiye küçülecek, bir PKK devleti kurulacak, oradaki herkes, Kmerlerin 'yeniden aydınlanma' tarlalarına büyük bir hevesle koşarak yenilenecek. Bizim PKK muhipleri de 'devrimci bir stratejinin' hayata geçtiğini görerek sevinçten havalara uçacaklar ve de herkesten önce 'yeniden aydınlanma' tarlalarına koşup çapaya sarılacaklar.

Hendek ihanetinden sonra bunlar sürülüp Türkiye sınırları dışına çıkarılınca; emniyet güçleri de bunlara sufle veren vatan haini FETÖ cülerden temizlenince Türkiye sınırları içinde 'eylem' (bu onların deyimi siz onu sivil katliamı olarak anlayın) yapamaz hale geldiler. Gittiler Suriye'deki kaostan yararlanıp Amerika'nın kanatları altında 'devrimcilik' yapmaya soyundular. Amerika'nın talimatı ve yönlendirmesiyle betonla tahkim edilmiş tüneller inşa ettiler. Amerika bunlara DEAŞ la savaşıyorlar yalanına sarıp milyarlarca dolarlık silah verdi. DEAŞ mı kaldı denilence, 'ama İran var' demeye başladılar. Yuh...

Suriye'nin İran'la sınırı mı var? Kaldı ki İran egemen bir devlet, ha Türkiye'ye karşı silahlandırmışsın bu paralı asker sürüsünü ha başka bir ülkeye karşı. Böyle bir şey Amerikan yasalarına göre bile suç. Ama dinleyen kim? 
Bak DEAŞ tehdidi geçti hani silahları toplayacaktınız? Eeeem... şeyyy.... nerde silah var, sende mi? Ha... kim vermiş, biz öyle aman aman bi şey vermedik canım.. Ya şundadır ya bunda ... nerde bu silahlar kimde? Helvacının kızında.

PKK nın yaptığı şey, ne politikadır, ne bağımsızlıkçılıktır, ne şudur ne budur. Onun yaptığı şey, egemen olmasına izin verilen bölgelerde halkı sindirmektir. Kürt gençlerini bi hak yere kırdırmaktır. Onun, Kürtlerin önüne koyduğu irrasyonel hayaller uğruna öldürttüğü, kendi içinde infaz ettiği Kürt sayısı saymakla bitmez.

Bakın IRA İngiltere ile, FARC Kolombiya ile barış yapıyor. Bakın da görün barış nasıl yapılırmış. Kimseyi, bunlar barış için can atıyor da devlet bunların üzerine üzerine gidiyor ahmaklığına inandırmaya çalışmayın. Önce gidin savaşla ve de kanla beslenen bu dağ baronlarını barışa ikna edin edebiliyorsanız. Kürtlerin özgürlüğü asıl oradan bağımsızlaşmaktan geçiyor.