Galip DALAY
Soçi’de Putin-Erdoğan-Ruhani’nin verdiği fotoğraf şüphesiz çok ciddi bir siyasal sembolizme sahip. Astana’yla Suriye’deki askeri manzarayı ve sahayı dizayn eden Rusya, Soçi’yle siyasal süreci dizayn etmek istiyor. Hem Rusya hem de İran’ın bu aşamada siyasal süreci hayata geçirmek için güçlü gerekçeleri var. Sahada muhalefeti büyük oranda geriletip rejimin iktidarda kalmasını sağladıktan sonra hem Rusya hem de İran bu kazanımlarını siyasal bir süreçle kayıt altına almak istiyorlar.
***
Türkiye de Suriye krizinin siyasal bir mecrada ilerlemesini istiyor. Suriye krizinin kendisi üzerinde oluşturduğu güvenlik, insani ve siyasal maliyet Türkiye’nin Suriye’de ölçek küçültmesine yol açtı. Türkiye’nin Suriye’de artık tek bir gündemi var: PYD veya Suriye Kürt’lerinin durumu. Burada bir taviz alabilirse, Türkiye hem Suriye muhalefeti hem de rejime yönelik politikasını revize etmeye hazır. Yani Suriye’de siyasal bir sürecin işletilmesi konusunda taraflar arasında bir fikir birliği mevcut. Tabii ki farklı gerekçelerle... Fakat asıl mesele siyasal sürecin Suriye krizi için gerekli olup olmadığıyla alakalı değil. Suriye krizinin çözümü tabii ki siyasal bir süreci gerekli kılıyor. Fakat asıl mesele siyasal sürecin ne üzerine inşa edildiği, neyi ihtiva ettiğiyle alakalı. Soçi’yle gündemimize daha fazla giren siyasal sürecin asıl sakatlığı veya nakıslığı da burada saklı. Soçi’de sahnelenen tablo büyük oranda Rusya’nın sahip olduğu siyasal süreç okuması üzerine bina edilmişti. Siyasal geçişi ve Esad’ın gidişini devre dışı bırakarak anayasal reform ve daha sonra seçimlere yoğunlaşan bir süreçten bahsediyoruz. 7 yıla yaklaşan bir kanlı iç savaşta koltuğunu bırakmayan Esad’ın bu sürecin sonunda koltuğunu bırakmasını beklemek pek gerçekçi sayılmaz.
Bu yapısı itibarıyla da yaşanan şey Suriye krizini siyasal bir sürece döküp orada çözmeyi temsil etmiyor. Bunun yerine, Soçi’de Rusya ve İran’ın yapmak istediği (Türkiye’nin ciddi bir muhalefetine maruz kalmadan) ciddi bir medya kampanyasıyla muhalefeti rejime ve Esad’ın varlığına razı etmeyi oluşturuyor. Minimum ve kozmetik tavizlerle... Bu resimde Türkiye’nin varlığı kritik bir öneme sahip. Bu sürece ana meşruiyeti Türkiye’nin katılımı sağlıyor. Rusya ve İran tek başlarına siyasal bir süreci başlatamazlardı. Başlatsalar dahi bir anlamı olmazdı. Muhalefeti bu sürece dahil edemezlerdi.
***
Soçi’nin en önemli başarı göstergelerinden birini bu sürecin Cenevre’ye eklemlenerek yürütülmesi oluşturuyor ve oluşturacaktır. Çünkü Suriye’de siyasal çözümün ABD, Avrupa ve daha geniş bir bölgesel katılım olmadan da sağlanması pek gerçekçi durmuyor. Türkiye’nin varlığı bu eklemlenmenin yapılabilmesi için de kritik bir öneme sahip. Soçi’yle Cenevre arasında sağlanacak bir entegrasyon da bu sürecin uluslararası kabulünü kolaylaştırır.
Fakat bu şekildeki bir sürecin rahat ilerleyebilmesi için siyasal sürece muhalefet tarafında katılacak aktör ve grupların kompozisyonlarıyla taleplerinin yeniden şekillendirilmesi elzemdi. Başka bir ifadeyle, bu süreçte muhalefet önemli oranda yeniden dizayn edildi. Hem yapısı hem de hedefleri açısından muhalefetin sulandırılmasına şahit olduk. Muhalefette sahici taleplere sahip olan şahıs ve grupların sayılarında önemli oranda bir azalma yaşandı. Bunun yerine muhalefete Kahire ve Moskova gruplarından aktörlerin de katılmasıyla muhalefetin niteliğinde ciddi bir değişim yaşandı. Örneğin hâlâ Şam’da muhkim olan Ulusal Koordinasyon Komitesi’nden Hasan Abdülazim bugün muhalefet listesinde yer alıyor. Muhalefet kompozisyonunun bu şekilde sulandırılması muhalefetin taleplerini de ciddi manada minimize etti. Bu şekilde sulandırılmış muhalefet, ne rejim değişimini, ne Esad’ın iktidardan ayrılışını ne de siyasi geçişi artık sahici bir şekilde talep edebilir. Muhalefet ile rejim arasında kurulacak masanın bir tarafında rejim diğer tarafında ise rejiminin temel yapısını ciddi manada sorunsallaştırmayan ‘muhalefet’ oturuyor olacak.
***
Suriye için konuşulan ‘siyasal çözüm’ Suriye krizini ortaya çıkaran hiçbir temel mesele ve talepleri çözüme kavuşturmadan bir ‘çözüm’ denemesini temsil ediyor. Süreç, esas olarak muhalefeti kozmetik tavizlerle rejime ve Esad’a razı etme diplomasisine dönüşmüş durumda. Yapılan şey Suriye krizininin siyasal çözümünü temsil etmiyor. Bunun yerine, tarafların Suriye krizinde üstlendikleri yükümlülükleri azaltma girişimlerine şahit oluyoruz. Bu şekilde girişilen bir ‘siyasal çözüm’ ise Suriye’deki krizi biraz öteleyebilir veya bir süreliğine görünmez de kılabilir ama onu aynı zamanda daha derinleştireceği de aşikar.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
3.02.2020
28.01.2020
20.01.2020
13.01.2020
6.01.2020
31.12.2019
24.12.2019
17.12.2019
10.12.2019