Gülay GÖKTÜRK
Tahrir Meydanı lekelendi. "Tahrir Ruhu" azap içinde kıvranıyor. Darbe şefi konuşmasını bitirdiğinde Tahrir Meydanı'ndan yükselen zafer naralarıyla, meydanı saran coşkulu sevinçle, havai fişekli kutlamalarla o meydan artık Kahire'nin ortasında kara bir leke. Bir utanç meydanı; bir yüz karası...
Mısır'ın endişeli modernleri, tweetçi gençleri muradına erdi. Ordu, Müslüman Kardeşler iktidarını darbeyle devirdi. 80 yıldır ilk defa gelen bahar bitti; Mısır'a yeniden kara kış geldi.
Kara suratlı darbe şefi darbe deklarasyonunu okurken "gençlik hareketinin temsilcisi" el pençe divan arkasında bekliyordu. Temsil ettiği gençlerin isimleri daha konmamıştı; X, Y ve Z kuşağının temsilcileri olmalıydılar. İletişim çağının bütün numaralarını öğrenmişlerdi; fevkalade yaratıcı ve zekiydiler ve otoriterleşmekle suçladıkları Mursi'nin yerine getirdikleri darbeciden pek hoşnut görünüyorlardı.
Nobel Barış Ödülü sahibi liberal(!) Baradey ceketini ilikleyip darbecinin yanında saf tutmuştu. Mursi'nin hazırladığı ve referandumdan yüzde 64 kabulle geçen anayasayı meşru bulmayan Bay Baraday, darbecilerin yapacakları anayasanın meşruiyetini hiç kafaya takmıyordu.
İç ve dış endişeliler koalisyonu
Koalisyon bu kadarla bitmiyor. Dışarıdan ilk destek Esed'den geldi. Eski Ortadoğu'ya yeni adet gelmesinden ödü kopan Körfez monarşileri hemen onu izlediler. Avrupa Parlamentosu'nun alelacele yaptığı açıklamada "Mursi'nin halkın ihtiyaçlarına cevap vermediği", "sadece Müslüman Kardeşler taraftarlarının cumhurbaşkanı gibi davrandığı" gibi soyut suçlamaların ardından, Mursi'nin AB'nin desteğini hak etmediği söyleniyordu... ABD ise mızırdanmakla yetindi. Olup bitene darbe demeye bile dili varmadı ancak "ordunun askeri hamlesi" diyebildi.
Özetle sevgili okurlar; dün Mısır'da bir cinayet işlendi. İçerideki "endişeliler" ile dışarıdaki "endişeliler" birleşip zemini yarattılar. Medyasıyla, yargısıyla, gizli servisiyle, polisiyle, sivil bürokratıyla eski devletin bütün kurumları el ele verdi ve yüzde 52'lik bir iktidarı orduya boğdurttu.
Sorun icraatında değil, kimliğinde
TV'lerde uzmanlar konuşuyor da konuşuyor:
Mursi krizi yönetememiş... Eğer istifa edip derhal seçime gitseymiş, bütün bunlar yaşanmazmış... Keşke Müslüman Kardeşler, direnişin baş hedefi haline gelen Mursi'nin kellesini verip Müslüman Kardeşler iktidarını kurtarsaymış... Ama o da doğrusu çok hata yapmış! Daha kuşatıcı bir siyaset izlemeliymiş...
Mursi'ye karşı gösterilerin daha iktidara geldiğinin birinci ayında başladığı bilinmiyor sanki. Ve sanki şu anda dünyanın dört bir yanında iktidar koltuklarında rahat rahat oturmakta olan liderlerin hepsi de çok kuşatıcı oldukları için, hatasız bir yönetimi başardıkları için darbelere muhatap olmuyorlar...
Şu anda sadece Mısır'ın değil, bütün Müslüman ülkelerin halkları biliyor ki, Mursi'nin düşürülüşü icraatıyla değil, kimliğiyle ilgili bir mesele.
Cumhurbaşkanı Mursi, iktidara geldiğinden beri içerideki ve dışarıdaki "endişeli modernler" tarafından Mısır devriminin istenmeyen bir yan sonucu olarak görüldü. Tıpkı Cezayir'de, Türkiye'de, Tunus'ta görüldüğü gibi...
Demokrasi çok güzel, ama bir de Mursi gibilerini iktidara getirmese!
Bir yolunu bulsalar ve Ortadoğu'daki nüfusu boşaltıp oraya başka bir halk getirebilseler, bakın o zaman her şey ne kadar kolay olacak.
Bir yandan sittin senedir "İslam ile demokrasi bağdaşmaz" deyip durmak; bir yandan da Müslümanlar'ın demokratik yoldan iktidara geldiği her yerde onları olabilecek en antidemokratik yoldan alaşağı etmek ne biçim bir çelişkidir Ya Rabbi...
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015