Gülay GÖKTÜRK
Güneydoğu’da son günlerde olup bitenlere birinci derecede çözüm sürecinin kaderi açısından baktık; gerek PKK’nın gerek Kürtler’in, gerekse hükümetin tutumunu bu perspektiften analiz etmeye çalıştık. Bunu elbette yapmak gerekiyordu. Ne var ki, gözümüzün önündeki tablonun bir başka açıdan daha okunması mümkün ve üstelik çok önemli.
Nedir bu tablo?
PKK’nın bölgede giriştiği yol kesme, HÜDA PAR’ı şiddet yoluyla bastırma eylemleri; Kürt çocuklarını ailelerinin şiddetli itirazına rağmen dağa götürme, geçmiş döneme ilişkin intikam eylemi olarak korucu öldürme, “özel mahkemeler kurup birtakım insanları yargılama ve hatta infaz etme, iş adamlarından tehdit ve zorla “vergi” tahsil etme gibi baskı ve şiddet girişimleri...
Bütün bunlar bize şunu gösteriyor: Yarın öbür gün, şu anda tıkanan çözüm süreci bir şekilde açıldığında, PKK’nın devlete yönelik şiddet eylemleri sona erebilir. Silah bırakma ve dağdan inme de gerçekleşebilir. Ama bu, PKK’nın bölge halkına yönelik şiddetinin biteceği anlamını taşımaz. Çünkü PKK hâlâ şiddet içermeyen bir siyaset düşünemiyor. Mayasındaki şiddetten arınmak diye bir yönelimi yok. Tam tersine, bir yandan devletle pazarlıkla “demokratik özerklik” adını verdiği bir statü elde etmeye çalışırken; bir yandan da o statüyü bölge halkı üzerinde şiddet uygulayarak fiilen oluşturmaya çalışıyor. Ve biz bu vesileyle, emrivaki şeklinde kurulmaya çalışılan “demokratik özerklik”in nasıl bir şey olduğunu da görmüş oluyoruz: Bölge halkının şiddet ve baskıyla yönetildiği; muhalif siyasi hareketlerin şiddet yoluyla yok edilmeye çalışıldığı; geçmiş dönemin “hain”lerinin ölümle cezalandırıldığı; Kürt çocuklarının endoktrine edilerek kendi halkına karşı eli silahlı milisler olarak kullanıldığı, keyfi mahkemeler kurulup insanların yargısız infaz edildiği, hukuksuz, baskıcı bir yönetim... Haa, bu arada Öcalan’ın son görüşmesinde verdiği “bölgenin kapitalizmden kurtarılarak sosyalist bir ekonomi kurulması” talimatını da unutmayalım!
Açıkça söylemek gerekirse Türkiye’de buna ne Güneydoğu’da yaşayan Kürtler müsaade eder ne de Türkiye’nin geri kalanında yaşayan nüfus… Ülkenin bir bölgesinde, diğer bölgelerden farklı bir rejimin hüküm sürmesi; orada yaşayan halkın arkaik Stalinist bir baskı rejimi altında yaşaması hiç kimse için kabul edilecek bir durum olamaz.
Statü Kürtler’in değil PKK’nın talebi
“Kürtler böyle bir rejim istiyorsa, bize boyun eğmek düşer” denilebilir.
İşte buradan geliyoruz, şu anda PKK’nın peşinde olduğu “statü”nün bölge halkı açısından istenir olup olmadığına…
PKK, özerk bölge statüsünü sadece kendisinin değil, aynı zamanda bölge halkının da isteği olarak takdim ediyor. 30 yıllık savaş döneminde aldığı kitle desteğini de bunun kanıtı olarak ileri sürüyor. “Silahlı mücadele dönemi boyunca benim arkamda duran kitleler, aynı zamanda özerklik talebinin de arkasında durmuştur” gibi bir akıl yürütmeyle özerklik talebine kitlesel meşruiyet kazandırmaya çalışıyor.
Oysa hepimiz biliyoruz ki PKK’nın Kürtler’den aldığı destek; devletin o dönemde uyguladığı inkâr ve asimilasyon politikasına bir tepkiydi. Kürt halkı devletin zulüm ve işkencesine karşı PKK’yı destekledi ama bu onun aynı zamanda özerk bölge ya da federasyon istediği anlamına gelmiyordu. Bu, zulüm politikalarının en yoğun olduğu yıllarda bile büyük ölçüde böyleydi. Hele hele devlet geleneksel inkâr politikasından vazgeçtikten ve ciddi reformlar yaptıktan sonra federasyon ya da özerklik tercihi, halkın talebi değil tamamen PKK’nın talebi haline dönüştü.
İşte bu yüzden ben, Oslo’dan bu yana, PKK’yla devlet arasındaki görüşmelerde şiddetin bitirilmesine ilişkin bütün meselelerin konuşulabileceğini ama “statü” pazarlıklarına girilmesinin kesinlikle yanlış olduğunu yazıp duruyorum. PKK savaşın bitirilmesinin koşullarını konuşabilir ama asla ve asla bütün Kürtler adına statü talebinde bulunamaz. Kürtler’in nasıl bir idari sistemi tercih ettiklerini öğrenmenin tek yolu referandumdur. Bu da ancak silahlar susup gençler dağdan indikten ve PKK’nın bölge halkı üzerindeki baskısı kalktıktan, bölge normalleştikten sonra yapılabilir.
Ayrıca, şunu da herkes bilsin ki, bir gün referandum sandığı önüne gelirse, sandığa giden Kürtler, PKK’nın yaşanan bu “ara dönemde” bölge halkına neler yaptığını, nasıl bir rejim oluşturmaya çalıştığını da gayet iyi hatırlayacak ve oyunu ona göre kullanacaktır.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Başkanlık bu pespayeliği de ‘düzeltir’ mi?
10.01.2016 - Dokunulsun mu, dokunulmasın mı?
8.02.2016 - Yine aynı komisyon
3.02.2016 - 'Nişantaşı tepinirken ağlar Güneydoğu'
31.12.2015 - HDP kendisini kapattırmaya çalışıyor
29.12.2015 - Sadede gelelim
27.12.2015 - DTK çözüm hamlesi yapacakmış!
25.12.2015 - Washington-Moskova arasında
22.12.2015 - Kürt Paketi
21.12.2015 - Çözüm Masası’na dönülsün, diyenlere
18.12.2015
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
huseyin kombak
Bana göre:Bu kişinin değerlendirmeleri tamamen hayal ürünü olup yorumlarının da altını değil üstünü çizmek yeterlidir.