Hadi ULUENGİN
BAŞBAKANIMIZ zırt pırt Şanghay İşbirliği Teşkilatı’ndan dem vuruyor ama bırakın bu otoriter devletler ittifakını, bizim medya o ŞİT’in belkemiği sayılan Çin’i dahi es geçiyor.
Sarı ülke aktüalitesi sağa sola sıkıştırılan cim karnında nokta haberlere indirgeniyor.
Oysa kasım ayının ikinci haftasında Komünist Partisi Merkez Komitesi plenumu gerçekleşti ve bu üst düzey toplantıdan en azından kâğıt üstünde önemli kararlar çıktı.
Evet, Komünist Partisi ya!
***
PEKİİ, Çin’deki gelir uçurumunun hangi ülkelerle eşit olduğunu biliyor musunuz?
Güney Afrika ve Honduras!
Ben söylemiyorum. İngilizce olarak yayımlanan resmî organ Global Times’ta okudum.
Gini Endeksi denen hesaplamaya göre Milli İstatistik Bürosu bu sonuca varmış.
Düşünebiliyor musunuz, iktidardaki kurumunun adı komünist partisidir (!) ama zenginlerle fakirler arasındaki maddi girdap Kara Kıta ve Latin Amerika derinliğine varmıştır.
Şimdi tekrar dünkü yazıma, yani 1956’dan itibaren Moskova’yı revizyonist ilan eden ÇKP’nin SSCB’yi sosyalizmden saparak kapitalizme geri dönmekle suçlamasına geleceğim.
***
ZAVALLI Kruşçov! Hatta ona halef olan zavallı Brejnev, Andropov, Çernenko...
Ne kadar masummuşlar! Ne denli zemzem suyuyla yıkanmışlar! Ve de ne kızılmışlar!
Zira bir ara reform meform diyerek ufacık iktisadi açılım denemeleri yapmışlardı ama Çin’dekinin yüzde birini, binde birini, milyonda birini bile akıllarından geçirmemişlerdi.
Komünist nomenklatura en kabadayısı Zil limuzine bindi ve trenle Kırım tatiline gitti.
Nerede eşitsizlik oranı taş çatlasa bire onu aşmamış müteveffa Sovyetler Birliği’nin vasatlık gradosu, buna karşılık nerede bugünkü Çin’in 122 adet dolar milyarderi; Şanghay’ın, Kanton’un, Nankin’in sayısız finans işletmesi; Hunan’ın, Şongking’in, Kansu’nun gırtlağına kadar rüşvet, yolsuzluk ve safahata batmış yerel despotu ve tabii, nerede bir lokma, bir hırka ücretiyle çalıştırılan yüzmilyonlarca işçinin, köylünün, göçmenin sefalet encamı?
Bunlar o “revizyonist” (!) denen SSCB’de tahayyülü dahi imkânsız olan şeylerdi!
Fakat önce naif, sonra enayiyiz ya, bu satırların yazarı da dâhil, Pekin’in “Sovyetler kapitalizme döndü” mavalına inanan avanaklar olarak cinnet yıllarında Maoculuğa sapmıştık.
***
HAYIR, tabii ki yukarıdaki tabloyu onaylamıyorum ama belki biraz ekonomik gerçekçilikle, biraz da ezeli Çin sempatimle gelişmeleri öyle aman aman da eleştirmiyorum.
Hem nispeten kaderci davranarak kalkınmak için böylesine yöntemlerin zorunlu olabileceği ihtimalini yabana atmıyorum, hem de Konfüçyüsçü bir itaat toplumunun bu yolu seçmesinde rasyonel nedenlerin bulunduğu varsayımını es geçmiyorum.
Şu sıralarda da, fazla umutlanmasam bile başta sözünü ettiğim yeni Merkez Komitesi plenumunun bilhassa eşitsizlik uçurumu üzerinde durmasını ve bunları biraz dengelemek için piyasaya müdahil davranmak kararı almasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum.
***
FAKAT beni delicesine öfkelendiren şeyi, son otuz yılda o uçurumu Honduras ve Güney Afrika raddesinde derinleştiren ve deyimin tam anlamıyla vahşi kapitalizmin dik âlâsını uygulan bir ülke yönetimin hâlâ ve hâlâ “komünist” (!) sıfatı kullanması oluşturuyor.
Hele hele, hanidir neo-Nazi karaktere bürünen ama otomatik pilota bağlı oldukları için hiç utanmadan Çin’in yine de sosyalist kalmaya devam ettiği yalanını savuran bizim ulusalcı Maocular veyakalpazan komünistler tiksintinin ötesinde, doğrusu bana öğürtü veriyor.
Tekrar dünkü yazımla bitiriyorum: Cinnet yıllarımın kızıl literatürünü kütüphanemde ancak tavan merdiveniyle ulaşılan cezalı bölüme kaldırmakta ne kadar haklıymışım!
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015