Hilâl KAPLAN
Hani Ergenekon davası başladığından beri yargılanmasını beklediğimiz "Bir Numara" meğer bazı arkadaşlarımız için Başbakan Erdoğan'mış. En az bir adet Başbakan'ı Yüce Divan'a gönderdik mi, demokrasimiz rüşdünü ispat etmiş olacakmış. Hem demokrasinin beşiği İngiltere'de de işler böyle yürüyormuş.
Demokrasi hesap verilebilirliğin işlediği bir rejim olmalıdır elbette. Ancak aynı zamanda yürütmenin yargının güdümüne girmediği bir rejim de olmalıdır. Bu dengeyi muhafaza etmek hususunda en büyük sorumluluk da her tür vesayet girişimine karşı "ne darbe, ne darbe" demesi gereken demokratlara düşüyor.
O yüzden size ne cumhuriyet kurulduğundan beri ilk defa darbe tehdidinden (hâlen sürmekte olan 7 Şubat sürecini şimdilik saymayalım) azade bir üç sene yaşadığımızı hatırlatacağım ne de Başbakanlar asan bir neslin ahfadı olduğumuzu...
Sadece bir soru soracağım: Abdurrahman Yalçınkaya'nın suçu neydi?
Doğru hatırladınız, iktidar partisi başörtüsü yasağı üniversitelerde kalksın diye Meclis'teki iki partinin de desteğiyle anayasa değişikliğine gittiği için 'devleti kapatmak' isteyen güzide savcımızdan bahsediyorum.
O dönem kendisine atılmadık taş, söylenmedik söz bırakmayanlar, savcı Sadrettin Sarıkaya'nın başlattığı 7 Şubat sürecinde nasıl oldu da "Başbakan'ı yargılarsak bizden güzeli yok" moduna geçtiler acaba?
Yalçınkaya, hükümet başörtüsü gibi çetrefil bir sorunu çözmek için adım attığından dolayı dava açtı;
Sarıkaya, hükümet Kürt meselesi gibi çetrefilin zirvesi olan bir sorunu çözmek için adım attığından dolayı.
Yalçınkaya, Başbakan ve çevresini "laiklik karşığtlığı"yla suçladı;
Sarıkaya 'Başbakan'ın adamları'nı ve onlara talimat veren Başbakan'ı "vatana ihanet"le suçlamaya hazırlanıyordu.
Yalçınkaya, bu ülkede hükümetlerin başörtüsü meselesine nasıl yaklaşacağına yön vermeye kalkıştı;
Sarıkaya da hükümetin PKK sorununu nasıl ele alacağının sınırını vaz etti.
Öyleyse iktidarın otuz yılda ilk defa bu kadar cesaretle ve risk alarak attığı bu adımdan ötürü yargılanmasını beklemenin demokratlıkla veya hakkaniyetle ve hatta tutarlılıkla bağı nedir?
Yürütme üzerinde vesayet kurmak isteyen aktörlerin 'kimliği' dışında değişen nedir?
İlle İngiltere'yi model alacaksak, IRA sorununa çözüm aranırken, dönemin Başbakanı Tony Blair'in veya sağ kolu Jonathan Powell'ın ya da İngiliz İstihbarat Teşkilatı MI6 yetkililerinin herhangi bir şekilde yargılanmadığını; bilakis bürokraside barışın tesis edilebileceğinden önceleri şüphe edenlerin bile tam işbirliği içinde hareket ettiğini hatırlatalım.
Son olarak, her durumda pek ilkesel, en demokrat, alayına muhalif arkadaşlara şunları da sormak isterim:
Aynı anda nasıl hem iktidarın barış girişiminden ötürü sorguya çekilmesini savunup hem de aynı iktidarın tekrar barışçıl adımlar atmamasından şikâyetçi olabiliyorsunuz?
Aynı anda nasıl hem Oslo'daki 'irade'nin "şüpheli" sıfatıyla tutuklanmasını normal karşılayıp, hem de Başbakan'ı memlekete barışı getirecek iradeye sahip olmamakla suçluyorsunuz?
Aynı anda, aynı kişiye, aynı irade ve cesaretinden ötürü nasıl hem sanık sandalyesini hem de kahramanlık payesi reva görebiliyorsunuz?
Sanki var bu işte bi numara.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019