İbrahim Kahveci
Ardahan Üniversitesinden Kürşat Emrah Yıldırım-Ali Yıldırım “Türkiye’nin yumuşak güç sembollerinden Türk İşbirliği Koordinasyon ve Yurtdışı Türkleri ve Akraba Toplulukları Başkanlığı’na genel bakış” çalışması dikkatimi çekti.
Çalışma, ülkelerin güçlerini bazen ekonomik ve bazen de askeri olarak gösterdiklerini belirtiyor. Bazen de bu araçlar dışında kalan kültür, gelenek, eğitim gibi araçlar ile göstermeyi bir dış politika olarak benimseyebildikleri görülüyor.
Ülkeler hakimiyet ve güç gösterisi için çoğu zaman savaş yolunu benimsiyor. Burada güç kavramı ikiye ayrılıyor: 1-Sert güç 2- Yumuşak güç...
Sert güç: Bir aktörün amaçlarına ulaşabilmek için başka aktörlere uyguladığı zorlayıcı yöntemlere deniliyor. Buna savaş ve ekonomik yaptırım deniliyor.
Yumuşak güç: Bir aktörün şiddete başvurmadan, işbirliği yaparak ya da cezbedici unsurlarını kullanarak istediklerini yaptırabilmesine deniliyor. Yumuşak gücün düşünceler, ülkenin imajı, teoriler, söylemler, eğitim, kültür, gelenekler, ulusal veya küresel semboller eşliğinde kullanıldığı açıklanıyor.
***
Portland Communications firmasının araştırmasına göre Türkiye, 2015 yılında “yumuşak güç endeksinde” 28. sırada yer alıyor. Çalışmaya göre Türkiye yumuşak güç kullanımında 2011-12 yıllarında en yüksek değere ulaşmışız. O tarihten sonra bir gerileme söz konusu.
Kürşat Yıldırım-Ali Yıldırım’ın “yumuşak güç” çalışmasında iki kurum ele alınıyor. Bu kurumlar Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığıdır. Bu kurumların çalışmalarından 2010 yılı örnekler ise sunularak Balkanlar, Ortadoğu, Asya ve Afrika’da ulaştığımız yumuşak güç etkinliğine yer veriliyor.
‘Afganistan’ın yeniden imarı programı’ ilk sırada yer alırken, Makedonya ve Karadağ’a yönelik harcamalar ikinci sırada yer alıyor. Lübnan ve Filistin ise %23,3 payla üçüncü sırada yer alıyor. 2012 yılında TİKA’nın 1400’ü ülkesel ve 479’u da bölgesel olmak üzere 1879 faaliyet gerçekleştirdiğini görüyoruz. Yardımlarda ise Afrika’nın yüzde 31,4 ila ilk sırada yer aldığını, Güney ve Orta Asya’nın yüzde 29,2 ila ikinci sırada olduğunu görüyoruz.
Şimdi bu çalışmayı aklımızın bir kenarında tutarak konuya devam edelim...
***
Avrupa Birliği ile restleşme konusunda internette bir arama yaptığımızda benzer sürecin aslında geçen yılda yapıldığını görüyoruz. Bugün yapılan açıklamaların nerede ise bire bir benzeri bir yıl önce de yaşanmış.
Dün ele aldığım “karşılıklı çıkar” noktasında Türkiye’nin ekonomik hassasiyeti oldukça yüksek. İhracatta özellikle ülkemize değer oluşturan ve büyük istihdam sağlayan 3 sektörde AB’ye bağımlılığımız oldukça yüksek. Tekstil-giyimde %64,5 payla, AB’ye 16,0 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Otomotivde %78,7 payla AB’ye 18,8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiriyoruz. Dayanıklı tüketim, TV ve klima sektöründe ise %53,5 payla 7 milyar 217 milyon dolarlık ürünümüzü AB’ye gerçekleştiriyoruz.
Elbette, AB’nin de bize karşı satışları var. Geçen yıl AB’den 77,5 milyar dolarlık mal satın alırken, 68,4 milyar dolarlık mal satmışız. Mesela Almanya bizim dış ihracatımızda 14 milyar dolarla 1. sırada ve yüzde 10,6 pay alıyor. Oysa Almanya’nın Türkiye’ye ihracatı 21 milyar dolarla yaklaşık yüzde 1,0 pay alıyor.
***
Bugün siyasette çok sert bir süreç yaşanıyor. Maalesef ki bu süreçten artık yurt içi değil, dünyadaki konumumuz etkilenmeye başladı. Elbette Hollanda’da yapılanlar, Almanya’da yapılanlar bizi susma noktasına getiremez. Ama siyaset, dış politikada bu kadar keskin sürdürülebilir mi?
Bugün ülkemizin özellikle dış politikada soğukkanlı ve sağduyulu seslere ihtiyacı olduğu çok açıktır. Bir siyasi restleşmenin ülke ekonomisi üzerindeki etkilerini düşündüğümüzde bizim de sağduyulu ve soğukkanlı adımlar atmamız gerektiğini anlıyoruz.
Aslında bu işi çok iyi anlayan, gören ve açıklamalar yapan biri var: Ekonomi Bakanı Sayın Nihat Zeybekçi 20 Martta Türkiye’nin yolunun ve hedefinin belli olduğunun altını çizerek; “Türkiye modern, demokratik, hukukun üstünlüğüne inanan, insan hakları ve özgürlüklerin savunucusu olan bir ülkedir. Türkiye, bu yoldan asla ve asla vazgeçmeyecektir. Türkiye’nin yolculuğu, Avrupalı dostları ile birlikte medeniyet yolculuğudur” diyor.
Sayın Zeybekçi dün de “ Bizim kimseye küsme hakkımız yok. Dostlarımızı anlamıyorlarsa bizi anlamadılar diye belki alınganlık yapabiliriz. Ama bizi anlayamayan dostlarımız için biz diyelim ki ‘kendimizi anlatamadık.’ Biz bıkmadan, usanmadan anlatacağız, küsmeyeceğiz” dedi.
***
Türkiye çok zor bir süreçten geçiyor. Ve sağduyulu, yapıcı ve akıllı açıklamalara ihtiyaç var. Yumuşak gücümüzü neden çok sertleştirdiğimizi kendimize sormamız gerekiyor. Hepsinden önemlisi de, sorunlar yaşanırken konuşmak gerekiyor. Bunu AB ile ekonomik ilişkilerin başında bulunan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi yapıyor. Yarın işi işten geçtikten sonra kim konuşursa konuşsun pek bir hükmü olmayacaktır.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
8.12.2025
4.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
27.11.2025
24.11.2025
20.11.2025
19.11.2025
17.11.2025