İhsan DAĞI
Bir zamanlar, AKP iktidara geldiğinde ‘endişeli modernler’i tartışmıştık. Şimdilerde sanırım sıra muhafazakarlarda, ‘endişeli muhafazakarlar’da… AKP’ye oy vermiş, ama artık AKP’den kopmuş ve kopacak, ancak AKP sonrası nasıl bir Türkiye’de uyanacağını ve kendisine ne olacağını pek kestiremeyen kesimlerden söz ediyorum.
Evet, muhafazakarlar AKP sonrasından endişeli. Endişeliler, çünkü artık kaybedecekleri çok şeyleri var; makam, varlık, iktidar, sosyal konum, siyasi nüfuz, hava, özgüven…Endişeliler, çünkü vicdanları rahat değil. Zorba bir iktidarın yanında durdular, iktidarın nimetlerinden yararlanmak için. Sessiz kaldılar, hatta alkış tuttular. AKP sonrası, kendileri haksızlığa, hukuksuzluğa maruz kalırsa ‘öteki taraf’ın da aynısını yapacağını sanıyorlar. O kadar nobran yaşadılar, başkalarının acılarına o kadar duyarsız davrandılar ki artık kimsenin muhafazakarlara ‘sempati’yle bakmayacağını düşünüyorlar.
Dolayısıyla, endişeliler. O sonsuz, bitmez, sarsılmaz sandıkları iktidar gittiğinde insanların yüzüne nasıl bakacağını bilemediklerinden, endişeliler.
Ancak, her şeye rağmen muhalif çevreler, muhafazakarlara ‘yeni iktidar’ın kendi iktidarları gibi olmayacağını, dertlerinin ‘rövanş’ değil ‘yeniden inşa‘, toplumu, devleti, hukuku, ekonomiyi yeniden inşa olduğunu anlatmalı.
Her durumda, muhafazakarların endişeleri, “Yetti artık muhafazakarların bu mağduriyet edebiyatından” denilerek savuşturulacak bir konu değil. Üzerinde düşünmeyi, siyaset ve strateji üretmeyi hak ediyor.
Anketlere göre seçmenin yüzde 20’sine varan kararsızların neredeyse yarısı AKP’li. Muhafazakarlar AKP’den kopuyor, ama başka bir yere de gitmiyor, gidecek bir başka adres bulamıyor. Bunun nedenlerinden birisi, muhtemelen AKP sonrasına ilişkin ‘endişeler’i. Ayrıca, AKP’nin hala yüzde 25 çekirdek oyu görülüyor. Bütün olup bitenlere rağmen bu çekirdeğin ‘çatlamaması’ da muhafazakarların korkuyla partilerine sarılmasının bir sonucu olabilir.
AKP, tabanındaki bu endişenin çok farkında. O yüzden iktidardan düştüğünde muhafazakarların tüm ‘kazanımlar’ını kaybedeceği temasını sürekli işliyor. Önümüzdeki bir yılda tabanını muhalefetle, laiklerle, Atatürkçülerlerle, geçmişle korkutmaya devam edecek. Seçimler yaklaştıkça laik muhalif çevreleri tahrik edecek, tartışmaları yeniden dindar-laik gerginliğine indirgeyecek birçok ‘provokasyon’ görebiliriz. Son günlerde Diyanet İşleri başkanının öne sürülmesi daha başlangıç. İktidar, gündemi din-laiklik ekseninde yürüyen bir kimlik siyasetine kilitleyerek tabanını konsolide etmeye çalışıyor, çalışacak. Çünkü artık ne satacak bir ekonomi başarısı var ne dünya siyasetinde saygınlık ne de ‘mega proje.’ Dindar-laik gerginliğiyle muhafazakarları korkutarak partiden kopuşlarını engellemek AKP’nin şimdiden faş olan seçim stratejisi.
Babacan’ın ‘azgın azınlık‘ ifadesini, “Mücadelesini verdiğimiz kazanımları vermeyiz” cümlesine işte bu bağlamda analiz etmeli. AKP iktidarının yıkılmakta olduğunu gören muhafazakarların bir ‘çıkış stratejisi’ne ihtiyacı var ve Babacan ‘endişeli muhafazakarlar’a bunu sunuyor. Öyle veya böyle, ülkenin bir ‘geçiş dönemi’ sorunu olduğu belli. Bu çerçevede de endişeli muhafazakarların yıkılan binanın altında kalmamasını sağlayacak bir siyasi mimari gerekli. Babacan’ın DEVA’sı böyle bir işlev görebilir.
Babacan’ın bu açıklamalarına tepki göstermek yerine muhalif çevreler DEVA’nın bu yaklaşımının ‘Millet İttifakı’nın AKP’den seçmen devşirmek ve seçimleri kazanma için ‘stratejik’ bir hamle olduğunu değerlendirebilir.
Babacan muhafazakarlara, ‘Benimle AKP sonrası döneme yumuşak iniş yapabilirsiniz’ mesajı veriyor. Muhalefetle hareket eden bir parti olarak ‘AKP sonrası dönemde benimle emniyettesiniz’ algısı yaratmaya, AKP’den kopan ve kopacak seçmene güvenli bir liman sunmaya çalışıyor.
Muhalefet karar vermeli; DEVA’dan ne istiyorlar? Küçük ve işlevsiz bir parti olmasını mı, yoksa oy verecek muhalefet partisi bulamayan, en iyi ihtimalle partisini bırakıp kararsızlara katılan AKP’lilerin oylarını almasını mı?
Kısaca, AKP ‘tabanı’ndan hesap sormak, kaybedecek çok şeyi bulunan muhafazakarları korkutmak yerine ‘yeni iktidar’ tarafından dışlanmayacaklarına, baskılanmayacaklarına ikna etmek daha doğru bir seçim kazanma stratejisi.
2023 seçimlerine giderken muhalefetin özellikle seküler kanadı ‘Seçimi biz şimdiden kazandık’ havasına girerse ve buna karşılık radikal bazı taban unsurları da rövanşist açıklamalara girişirse muhafazakarlar son anda ‘ev’e’ dönebilir. Şimdilerdeki anket sonuçlarına bakıp kazanılmamış bir zaferi kutlamak absürd. Ne demek istediğimi anlamak için 2015 haziran ve kasım seçimlerindeki farkı hatırlayın yeter,
Muhafazakarların başkalarına empati göstermediği, demokrat davranmadığı, iktidarlarının yaptığı her zorbalığı alkışladığını gördük. ‘Yeter ki devlet bizim olsun ona koşulsuz destek veririz’ modunda oldukları kuşku götürmez. İlkeli durmadıkları, kendileri dışında hiçbir grubun hakkına hukukuna saygı göstermedikleri açık. Bütün bunlar doğru, ama yine de toplumsal barış ve sağlıklı bir ‘geçiş süreci’ için, ama önce ve öncelikle zorba bir iktidarı seçimlerde yenmek için muhafazakarların da desteğine ihtiyaç var.
Pakistan’da bir suikaste kurban giden eski başbakanlarından Benazir Butto’nun oğlu Bilaval Butto-Zerdari’nin sözünü hatırlatayım: “Demokrasi en iyi rövanştır.”
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023