Mücahit BİLİCİ
Siyasetin belli kurallar toplamı olduğunu düşünürüz çoğu kez. Yapılması gerekenlerin önceden bilindiği ve yapılacakların belli olduğu bir arena gibi tasavvur ederiz. Fakat siyaset böyle bir şey değil. Siyaset canlı bir şey. Yani hayattar bir şey. Genişleme ve daralma yaşar. Zamana bağlıdır. Sürekli bir içtihadın konusu olan birşey. Hani denizde kaybolmuş birilerinin bulup da tırmandıkları küçük bir adanın aniden dev bir balina olarak hareketlenmesi ve canlı olduğunun ortaya çıkmasına benzer birşeydir siyasetin canlılığı.
Zamanla olan bağını tarif için canlılık kavramına başvursak da son tahlilde siyaset belli bir yasa içinde doğup, gelişip, sonra ölen organik bir beden değildir. Siyaset cansız bir düzlem veya kuralların hükmettiği bir platform da değildir. Siyaset, ihtiyaca göre doğruları değişebilen bir canlı zemindir.
Tam da bu yüzden siyaseti belli kuralların tecelli ettiği, sabiteleri olan bir yer olarak düşünmek siyaseti anlamaya engeldir. Dış siyaset ile bağlantısı kurulmadan iç siyaseti anlamak mümkün değildir. Aynı şekilde devletle nispeti anlaşılmadan partiler üzerinden demokrasi veya siyasi rekabeti hakkıyla anlamak mümkün değildir.
Siyasetin gerekleri bir tutarlılığı gerektirecek nitelikte değildir. Siyasetteki seyislik bir hayvanın bakımı olarak değil, canlı birşeyin ihtiyaca göre hükmedilmeyle yönlendirilmesi olarak anlaşılırsa isabetli olmuş olur. Bu açılardan siyasette neyin doğru olduğu sorusu zamana ve şartlara göre değişir.
Şartlar değiştiğinde “serbest ticaret”in nasıl yetim çocuk gibi terkedildiğini görüyoruz. Yıllarca serbest dolaşım ve serbest ticaret bayraktarlığını yapan devletlerin çıkarları gerektirdiğinde hemen nasıl “korumacı” politikalara dümen kırdıklarını görüyoruz.
Bugün demokrasinin sahipsiz kalması, güçlü liderlerin yükselmesi de benzer bir ihtiyacın sonucudur. Demokrasi çağımızın ihtiyaçlarına cevap veren bir hedef veya yöntem olmaktan düşüyor. İç siyasetin gözlükleri ile bakmak bunu görmeye engel olabilir. Ancak tüm dünyada yaşanan kasılma bu istikamette bir spazm olarak anlaşılabilir.
Çünkü insanlar yoruldu demokrasiden. Partilerin rekabet adı altındaki patırtılarından, temsilin her defasında uzmanlar ve lobiler eliyle gaspedilmesinden, riyakar olmak zorunda olan siyasetçilerin riyakarlığından, kimlik siyasetlerinden, incir çekirdeğini doldurmayan şeylerle tüm siyasal ve kültürel alanın doldurulmasından bıktı, bunaldı insanlar…
İnsanlar global ölçekte yoruldu. Demokrasi karın doyurmuyor, rahatsızlık gidermiyor, sorunları çözemiyor. Sadece bazı konfor adalarında mümkün ve uygun olan bir siyasal form’un, pekçok başka kıta ve bağlamlarda işlemez oluşunun kendisi üzerinde düşünmeyi gerektiren bir durumdur. Çünkü bu sadece bir başarısızlık olarak okunamaz. Ya başarılı olması zaten baştan mümkün değil idiyse bazı şeylerde ısrarın kendisi bir problem olmaz mı?
Bugün demokrasinin yaşadığı (eğer sekerat değilse) ağır hastalığın temelinde siyasetin canlı birşey olduğu gerçeğini görememek yatıyor. Liberal (ve başka) naif siyaset anlayışları ne demokrasinin siyaset açısından dönemsellik ve araçsallığını görebiliyorlar ne de devlet denilen aktörün siyasetle ilişkisinin görünmeyen kısımlarıyla ne kadar derin olduğunu anlayacak konumdalar.
Demokrasiler bilinmeyen bir sebepten dolayı hasta yatağında değildir, sadece görünmeyen sebeplerden dolayı cazibe ve gücünü yitiriyorlar. Çünkü siyasetin kendisi kural beklentilerinin aksine her defasında aslında bir phronesis’in (yani tutturulması gereken bir kıvamın) konusudur. Hayatın tazeliği ne kışın ne de baharın sürekli kalmasına müsaade ediyor. Siyaset de ihtiyaca ve mevsime göre kendi içtihadını yapıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025