Murat BELGE
Başbakan durumu Avrupalılar’a da anlattı, Brüksel’de, anlatıp döndü. Tahmin ediyorum, onlar da “müstefid” olmuşlardır. Hortlak hikâyesi falan gibi dinlemişlerdir.
“Ecnebiler” bizim “devlet” konusunda epey şaşkın olmalılar. Yıllarca bunun “derin” olanını anlattık. “Şimdi, şu gördüğünüz devlet var ya,” dedik, “görünüşe aldanmayın. Asıl onun derininde bir devlet daha var. Kararları veren, işleri yapan odur.” Tabii “ecnebiler” böyle “yeraltı devleti” denecek şeyler hakkında fazla fikir sahibi değildirler, şaşarak dinlerlerdi (Amerikalılar pek şaşmazdı, çünkü o “alt kattaki”nin oluşumuna onların da emeği geçmişti).
Şimdi bu “derin”e ek, bir de “paralel devlet” çıktı. Etti mi üç! Bu “devlet” denen şeyin bir tanesi yeterince derttir; bizde üç tane var. Tabii sağda solda, gizli saklı, başkalarının bulunması da muhtemel. Baksanıza, “paralel” olanı yeni bulundu. Başbakan, Başbakanlık ettiği on küsur yıl, paralelinde olup bitenlerden habersiz Başbakanlık yaptı. Herhalde onun için, “Bunca yıldır ben koskoca Başbakan’ı tufaya getirdiler” diye şimdi bu kadar öfkeli. Üstelik bu yıllarda bu “paralel”ciler millî orduyu da dağıtmışlar. Başbakan bunu da yeni anladı. Neyse, anladı ya, Baş bakan olarak şimdi bu konuya da bakacaktır.
Brüksel’e giden Başbakan’ın orada ne diyeceği, öyle fazla heyecanlı bir konu değildi. Çünkü zaten dinlemiştik, biliyorduk. Başbakan bugünlerde tek bir “anlatı”sı var, onu yeniden yeniden piyasaya sürüyor.
Ama bu “anlatı”yı Avrupalılar’ın nasıl dinleyeceği, daha ilginç bir hikâye olma potansiyelini taşıyordu. Yani, anlatandan çok dinleyenin durumu ilginçti. Ne var ki, onlar renk vermeden dinleme yolunu seçtiler. Birkaç söz, birkaç örtük sinyal dışında, tepkilerini dile getirmediler.
“Diplomasi” böyle bir şey.
Aslında “böyle bir şey” olduğunu, bizim “diplomasiden sorumlu” yetkililer de öğrense iyi olurdu ya...
Avrupa’da böyle “diplomasi”lere uzak duranların başında Yeşiller var. Onlar lafı fazla dolandırmadan, akıllarından geçeni söylüyorlar. Nitekim Helene Flautre, açıkça, “ikna olmadık,” demiş. Ama Füle olsun, Schultz veya Rompuy olsun, ikna olmadıklarını ima etmekle birlikte, bu kadar açık bir dille söylemiyorlar. Anlayabildiğim kadarıyla, genel ilkeler düzeyinde yapmayı gerekli gördükleri uyarıyı özel görüşmelerinde yaptılar. Bunun ötesine geçmediler ve zaten böyle yaptıklarını açıklamadılar da. Avrupa Birliği var, ilkeleriyle, kurallarıyla, bir de Avrupa Birliği’ne üye olmaya aday bir ülke var, çalkantılarıyla, uygulamalarıyla. Filan falan ilkeleri çiğneyen yasalar, uygulamalarla, buraya üye müye olamazsınız. İşin özeti bu.
Avrupa Birliği’ne girmek, Başbakan’ın önem verdiği bir konu olsa, uyarının bu kadarı da etkili olurdu. Ama Başbakan bu konuya artık önem vermiyor. Zaten, şu anda boğuştuğu sorunlar onun için çok daha hayatî ve çok daha dolaysız sorunlar. Avrupa bekleyebilir, zaten yıllardır beklemekte.
Dolayısıyla kısa bir parantez olan bu Brüksel ziyaretinin Başbakan’ın bundan sonra izleyeceği rota konusunda bir etkisi olmayacak.
O rota da, “paralel paralel paralelli” bir şey!
Dizgi yanlışları
Bu yazıları elle yazıp faksla gönderen, Taş Devri’ni geçmiş olmakla birlikte Tunç Devri’ne henüz girmemiş biriyim. Böyle olunca, yanlış okuma sonucu dizgi yanlışı potansiyeli yükseliyor. Son çıkan (21 Ocak, Salı) yazımda bunlar iyice çoğalmış: “...bu yolta” tabii “yolda” olacak; “duyurmaya” değil, “durdurmaya”. Sonra “buldukları” değil, “bulundukları yere gelmişlerdir”. Sonuncu, bayağı anlam değiştiriyor: “...anlamına gelmedi” diye çıkmış, “gelmeli”. Yani, “iktidara ısınmak”, alışılmış “legalite/ meşruluk” anlayışına uyum sağlamak anlamına gelmeli” olacak.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları















































metin beyaztaş
Ülkücülerin fikirleri iktidarda .. 12 eylül üde sadece sikence ve hakaret , kisisel kayıplar düzeyine indirgeme derdindeler...Yeşil kemalistler , askeri kemalsitleri tutukluyorlar diyede sol! kemalistler yasda...sizin kastettiğinizde silivri ve ankarada olan bu sol! kemalsitler..