Murat Sevinç
Büyük buhran zamanları dönüştürücü gücünün yanında, turnusol niteliğine de sahip kuşkusuz. Siyasal ve toplumsal alanda neyin sağlam, neyin güçlü, neyin kırılgan ve nelerin bir sıkımlık canı olduğunu seriyor gözlerimizin önüne.
Önceki yazıda kapitalizmin ve onun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli sosyal-kültürel ağın pul pul dökülen yaldızı üzerinde durmaya çalışmıştım. Kuşkusuz, varlığını korumak için her şeyi yapacak, her kaybı göze alacak olan kapitalizm. Bir de tüm ülke sınırlarının, ulus devletlerin yapaylığı meselesini. Göremediğimiz bir virüs ne top dinliyor ne tüfek. Yaşasın dünya yurttaşlığı!
Yakın ve orta vadeli geleceğimizin daha eşitlikçi ve doğayla barışık, makul bir toplumsal düzene mi, yoksa irili ufaklı faşizmlere mi sahne olacağına da, dünya halkları karar verecek tabii. Çöken sistem giderek daha otoriter olmak zorunda; gülümseyerek sunacağı bir şey kalmadı büyük kitlelere.
Tahmin ediyorum Türkiye’de de bir gün, mütemadiyen (ve haklı olarak) akla ve bilime referans veren laik eğitimli kesim çoğunluğu, “Yeryüzünde borsalardan ve döviz piyasalarından önce hayat var mıydı?” sorusunu yöneltecektir kendisine! Yine tahmin ediyorum, bir kesim eğitimli; anti-emperyalizmin, kapitalizm karşıtlığı olmadığında yoz bir milliyetçilikten öte anlamı olmadığını da fark edecek. Umalım!
Evet, böyle zamanlar olağan durumda halı altına süpürülmeye çalışılan ne var ne yok açığa çıkmasını kolaylaştırıyor.
Bakın, iktidar, yıllardır sırtını sıvazlayıp pamuklara sardığı ‘cehalet’e laf anlatmaya çalışıyor. Bakın, uzun süredir laik/seküler niteliği kalmayan devlet, o lafı anlatabilmek için mütemadiyen dine referans veriyor ve laik devletin yalnızca bir ‘devlet dairesi’ olan Diyanet İşleri Başkanlığı, asıl ‘ikna edici’ makam konumunda. Ne kadar ikna edebildiği de belirsiz!
Bakın, yeni hükümet sisteminin ‘en yetkilisi ve tek siyasal sorumlusu’ dışında kim var kim yok açıklama yapma telaşında. Bakın, daha üç gün önce ‘şehadet’ güzellemesi yapan malum ortalama, şimdi bakkalların önünde ve içinde ‘alkol’ barındıran ‘kolonya’ alabilmek için kuyruk bekliyor. Bakın, Müslüman ahali her fırsatta aşağılamayı marifet saydığı ‘gayrimüslimler‘den birinin bulacağı tedaviye muhtaç. Bakın, cüppeli sarıklı tipler şu aralar nasıl da ‘lüzumsuz’ görünüyor herkese. Bakın, alametleri sahtekârlık ve yalancılık olan havuz medyası, nasıl ‘Söylentilere-saçmalıklara inanmayın’ vb. başlıklar atmaya başladı…
Olağan zamanların riyakârlıkları, saçmalıkları vs. kâr etmiyor olağandışı günlerde. Bir virüs, her şeyi açık etme gücüne sahip.
Malumunuz, Batı demokrasilerinde uzun süredir ‘birey’ yüceltiliyor hâkim ideoloji tarafından. Geçtiğimiz yüzyılın özellikle son çeyreğinde büyük anlatıların sona erdiği, blokların yıkıldığı vs. masallarına, ‘birey’in eşsizliği, üstün değeri söylemi eşlik etti kaçınılmaz biçimde. Yanlış anlaşılmasın, eleştirdiğim, demokrasinin, özgür bir dünyanın bilinçli, haklarının farkında, eşitlik bilinci ve niyeti olan, bir toplum içinde yaşayan bireyinden söz etmiyorum.
Eşsiz benzersiz ve çok ama çok özel olduğu propagandasına maruz bırakılan, buna inanmış ve kendinden başka hiç kimseye sorumluluk duymaksızın yaşamaya koşullandırılmış bireyde, sorun var. Sanki böyle bir yaşam mümkünmüş gibi, sanki insanın diğer insanlara ve doğaya ihtiyacı ve borcu yokmuş gibi…
İşte şimdi o ‘birey’ de çuvallıyor. Eninde sonunda toplumsal varlıklar olduğumuz ve topluma ihtiyacımız, bir kez daha açık biçimde görülüyor. Kuyruğuna girilen bütün o ürünler, sömürülen, yok sayılan yığınlar tarafından üretiliyor, bu kadar basit.
Teknolojinin nimetlerinin ‘yalıtılmış’ insanı destekler bir yönü var kuşkusuz; ancak diğer yandan ‘birlikte ve insanca’ bir yaşam için de eşsiz olanaklar sunuyor. Konser dinlemek için konser salonu zorunlu olmayabilirmiş… Müze, evden de gezilebilirmiş… Kimi aksaklıklar, eksiklik ya da şuursuzluklar, sosyal medya yardımıyla çözülüp yoluna koyulabiliyor, örneğin.
Şu aralar bir süre, ‘daha çok’ evde oturmak zorunda o sayın birey. ‘Modern insan‘ın cebelleştiği o kadar sorun varken, bir de yalıtılmak çıktı başımıza! Memleketin eğitimlisi de telaşlı gibi sanki. Canı sıkılıyor.
Evde daha çok zaman geçirebilmek için yarı şaka yarı ciddi öneriler sunmak, yol göstermek hayli eğlenceli olabilir kuşkusuz ve oluyor da. Buna mukabil bunu ciddi bir sorun olarak sürekli gündemde tutanları anlamak mümkün de, hak vermek biraz zor gibi. Eyvah, birkaç hafta, belki birkaç ay evde ne yapacağım? Çok sıkıcı!
Sosyal medyaya girip gevezelik edemediğim için, bu mecradan bir iki öneri sunmak istiyorum:
Evde bir süre çok sıkılacağını düşünen arkadaşlar, KHK’lilerden yardım alabilir bu ve başka bazı ‘ilgili’ konularda. Hani şu, arada bir aklınıza geldiğinde, haklarında “Sahi o yurt dışı şeysi hâlâ şey mi ya?” ya da “Ya o komisyon şeyi ne oldu, hani vardı, neydi mahkeme filan bi şey oldu mu, hay Allah ya” dediğiniz birkaç yüz bin insan ve sayıları milyonları bulan aileleri var ya, işte onlara danışabilirsiniz.
Örneğin ben, ‘bin’ küsur gündür evdeyim ve isteyene, yaklaşık ‘seksen metre kare ıslak zemin kalebodurda’ nasıl zaman geçirilip zamanın verimli kullanılabileceği konusunda deneyimlerimi paylaşabilirim. Hayli şanslı biri olarak şükretmeliyim, hiç yalıtılmadım; ama isterseniz sizi ‘social distance’ konusunda yönlendirebileceğim arkadaşlarım, eşim dostum mevcut. Hem de öyle korona filan değil, hakikaten iliklerine kadar ‘distance’ muamelesi gören insanlar.
Ha keza, bir süre yurt dışına çıkamayacak olanlar da, yaşadıkları travmayı bizlere danışarak atlatmayı deneyebilir. İşi kaybetme korkusu, evden çalışma pratikleri; sakın çekinmeyin, sorun, danışın. Amme hizmetidir nihayetinde! Bir de dua edin, hiç olmazsa KHK’li değilsiniz, yani ev hapsi eninde sonunda geçer bir süre sonra.
Bakın moral bulmak için ne kadar çok yol var…
Ya da örneğin, cezaevinde saçma sapan gerekçelerle yıllardır tutulan sevdiklerimizi, özgürlük için ağır bedel ödeyenleri düşünebilirsiniz. Atılmak ne ki, onların yaşadıklarının yanında. “Çok sıkıldık ya burada” dediklerine tanık olduk mu hiç?
Ya sınırda bekleşen sığınmacılar? Nasıl da girdik hep birlikte makarna kuyruklarına, nasıl da istifledik tuvalet kâğıtlarını?! Neyse ki bir musluğumuz ve tuvaletimiz, suyumuz var, neyse ki…
Çok şey var söyleyecek muhterem birey, çok şey… Fakat yeri ve zamanı değil herhalde. Bu kadar yeter sanırım.
En eğlenceli ya da en toplumsal yarar getirdiği düşünülen sözcükler bile, ölçü kaçırılırsa, can sıkıcı ve düşüncesiz olabilir. Her fırsatta bir kez daha hatırlamalı sanırım, bu durumları, başkalarını… Şimdi hatırlamayacaksak ne zaman?
Bana kalırsa muhteşem sosyal medya enerjisi, asıl olarak bu süreçte canı yanacak, belki işini kaybedecek yoksul kesimlerin zararlarının tazmin edilmesi, işlerinden olmamaları, bu yönde kamuoyu oluşturulması için harcanmalı. “Kimse sokağa çıkmasın” demek, milyonlarca insan aç kalabilir, demektir. Krizlerde kimlerin palazlanıp kimlerin bedel ödediği sır değil.
Biz evdeyken, evde oturma şansı olmayanlar, onların çıkarları için harcamalıyız enerjimizi. İşyerleri kapananları düşünmeliyiz. Uğrayacakları zararları asgariye indirmek için çaba göstermeliyiz.
Diyeceğim, evde zaman geçirmek o kadar da vahim bir durum değil. Bu günler geçer, yine dışarı çıkar ve sosyallikten perişan oluruz nasıl olsa. Fakat dışarı çıktığımızda, gidecek kahve, yemek yiyeceğimiz küçük esnaf lokantası, cadde sinema ve tiyatroları olmalı. Ayakta kalmalılar. Bir de tabii, yüzlerine mahcubiyet duymadan bakabileceğimiz, haklarını gündeme getirdiğimiz, getirmek zorunda olduğumuz, emekçiler…
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları







































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.12.2025
23.11.2025
21.11.2025
14.11.2025
30.10.2025
26.10.2025
12.10.2025
3.10.2025
14.09.2025
11.09.2025