Namık ÇINAR
Yaşadığımız siyasal gelişmelerle Weimar dönemi Almanya’sı arasında bağ kuran AKP yanlısı entelektüeller, neden hâlâ Erdoğan’ın desteklenmesi gerektiğini, bir de bu çerçeveden ele alarak yazmaya başladılar, son günlerde.
Weimar’ın sonu Hitler ve Nazizm çünkü.
Demeye çalıştıkları; eksik gedik de olsa, sandıktan çıkmış siyasettir aslolan. Diğer ne varsa, vesayettir; darbe girişimidir.
O yüzden başka şeylere itibar edilmemeli, hükümetin yaptıkları kötü de olsa sineye çekilmelidir.
Gidişattaki rollerin Almanya’dakilerle bire bir aynıymış gibi gösterilmesi bir yana, Türkiye’nin Hitler’i olma olasılığı kimin siciline yazılacak ve kimden beklenecek bir kaygıdır acaba? Bu potansiyel ve belirtiler kimde var görünüyor, dersiniz?
Esasen bireysel olarak her vakit sempatiyle anacağım Alper Görmüş’ün, sadece sandıktan çıktı diye katlanmayı önerdiği siyaseti savunurken, “yolsuzluk bir gerçek, ama niçin kullanıldığı da önemli” diyen ve meselelere, “Weimar Cumhuriyeti’nin görece liberal dönemdeki pislikleri, demokrasi fikrini nötralize etmek için kullanılınca ve insanlar da o mevcut demokrasiye sırt çevirince, otoriterleşmeler birbirini izledi ve sonunda kazanan Hitler oldu.
Türkiye’deki yolsuzluk da bugün sadece seçilmiş AKP hükümetini değil, onun şahsında kusurlu demokrasiyi de nötralize etmek için kullanılıyor” şeklinde yaklaşan Halil Berktay’ı ölçü aldığı görülüyor.
Osman Can da Star’daki yazısında, “Weimar dönemi Almanya’sında yargı kurumu, hukuk devleti sloganları eşliğinde demokratik siyaseti adım adım boğmuş; toplumun demokratik iradesini, hukuk ve yargı üzerinden kayıt altına almıştır” diyerek, Hitler’in önünü açan olgunun işte o vesayet olduğu serzenişinde bulunuyor.
Ne ki Murat Belge, bu sorunları “Militarist Modernleşme” adlı kitabında daha büyük bir fotoğraftan, çok daha farklı ve derinlikli bir analizle irdeliyor.
Özetle diyor ki, nasyonel tepkiyi yeşertip de Nazizm’i üreten şey, I. Savaş’ı kaybeden Almanya’yı, burnunu iyice sürtmek için ağır bir anlaşmaya zorlayan galiplerin, II. Savaş’ta bir daha aynısını yapmayacakları sert tutumlarıydı.
Bize nasıl Sevr dayatıldı ise, onlara da Versailles dayatılmıştı.
Hattâ Fransa, tazminatı aksattı diye Almanya’yı işgale bile kalkışmıştı.
Bunlar Almanların çareyi, Nazizm gibi akıldışılıklarda aramasını kolaylaştırmıştır.
İç dinamikler bakımından ise, Weimar kurulurken 1917’nin etkisi halâ büyüktü. Kautskyler, Rosa Luxsemburglar, Karl Liebnechtler zamanıydı. Lenin ve Troçkiler dahi, Avrupa’nın komünist devrimini Almanya’dan bekliyorlardı.
Ne var ki sol hep bölünüktü ve halktaki yenilgi ruhunun öfkesini siyasete çevirerek büyüyen, yalnızca popülist Nazizm olmaktaydı.
Alman sağı, tıpkı ustalık safhasından itibaren AKP’nin de yaptığı gibi, demokrasiyi geliştirecek yerde, hızla otoriter bir tek adamlığa doğru yol almaya teşne karakterdeydi.
Aynı bizdeki gibi, hiçbir reform yapılmıyor; mağdurluk duygusu kanırtılan kitlelere, çözümleri tek başına belirleyen yarı tanrı bir önderin otoriter- totaliter meşruiyeti aşılanıyordu.
Bir ülkede “Güçlü devlet/ toplumsal hiyerarşi/ bireye karşı topluluk değerleri” liderin ağzında sakızsa, orada sadece demokrasinin yokluğundan değil, ayrıca hiçbir zaman olamayacağından da bahsetmek aydın dürüstlüğü bakımından bir zorunluluk değil midir?
Üstelik yetmezmiş gibi, bir de bunlar din sosuna batırılmışlarsa ve o dinin amacı da, vahyin gereği olarak toplumsal hayatı iğneden ipliğe kadar biçimlendirmekse!
Bu tür siyasal oluşumların demokrasiden alıp kullandıkları tek şey, sadece sandıktır.
Çünkü onunla seçilip gelebildiklerini görmüşler, bir tek o kerametin tadına varmışlardır.
O yüzdendir ki, demokrasiyi kendi örtülü amaçları uğruna kullananlara meşruiyet atfedip, nereye yöneldiği gün gibi aşikâr siyasetlerine katlanmayı önermek ne derece sağlıklıdır?
O yazarlar işin bu yanını görmezler mi?
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016