Orhan Kemal CENGİZ
Korkunç suçlar işlemiş, bütün toplumun tanıdığı bir kişi o toplumun içinde nasıl saklanır? Nasıl adaletten kaçmayı başarır?
Bosnalı Sırpların lideri Radovan Karadzic, 2008 yılında Belgrad’da yakalanınca, bunun nasıl olabileceğini belli ölçülerde anlamıştık.
Karadzic fiziksel olarak gerçekten de tanınmaz bir hâldeydi. Uzun sakalları, tepesinden topuz yapılmış upuzun saçları, kalın çerçeveli gözlükleriyle, neredeyse sevimli bir tonton ihtiyar gibi görünüyordu.
Sonradan anlaşıldı ki, sadece fiziksel görüntüsü değil, kendini ardına sakladığı yeni kimliği de, oldukça aldatıcı ve kafa karıştırıcıydı.
Karadzic, Dragan Dabic adını almış, hesapta kendini “alternatif tıbba” vermiş, bir “ruhanî iyileştirici” olarak etrafta dolaşıyordu.
Psişik güçlerini kullanarak insanlara “şifa” dağıtıyordu.
Serebrenitsa’da sergilediği gaddarlığı bilenler için, bu yeni kimliğin ima ettiği “insancıl” ve “sevecen” taraflar insanın içini oldukça karmaşık duygularla dolduran bir terkip ortaya koyuyor.
Sekiz bin masum Bosnalı’yı buldozerlerle ezerek toplu mezarlara dolduran bu adam, sihirli dokunuşuyla otistik çocukları iyileştiriyor, bir web sitesi üzerinden bu yeni kimliğinin reklamını yapıyor, Belgrad’da, ruhanî şifacılık üzerine konferanslar veriyordu.
Aslında hikâyenin detaylarına biraz daha dikkatli bakınca, bütün bu hünerlerine rağmen Bosna kasabının, bu kadar yıl boyunca kaçmayı, gerek toplumun gerekse, devletin içinden aldığı destek sayesinde başardığını anlıyorsunuz.
Zaten aksi de mümkün değildir.
Nitekim, Sasa Vukadinovic adında, devletin geçmişteki kirli işlerine bulaşmamış bir polis şefi Sırbistan İstihbaratı’nın başına atanır atanmaz Karadzic anında yakayı ele verdi ve kendini Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin önünde buldu. Şu anda, çarptırıldığı ömür boyu hapis cezasını Lahey’deki cezaevinde çekiyor.
***
Türkiye’de de “adaletten kaçma” konusunda son derece “başarılı” bazı örnekler var.
26. yılını idrak ettiğimiz Sivas Madımak katliamından sonra da bazı sanıklar uzun yıllar boyunca kaçmayı başarabildiler.
On binlerce kişinin katıldığı katliamdan sonra bir avuç insan tutuklanmış, bazıları da hiç yakalanamamıştı.
Yakalanmayanlardan birisi de, hepimizin aklına o korkunç fotoğrafla nakşolmuş bulunan Sivas Belediye Meclisi'nin Refah Partili belediye meclisi üyesi Cafer Erçakmak’tı.
O fotoğrafta Aziz Nesin yangın merdiveninden inerken Erçakmak’ın ellerini iki yana açmış haykırarak kalabalığı kışkırttığı görülüyordu.
Erçakmak katliamdan sonra Türkiye’de ve kırmızı bültenle bütün Avrupa’da aranıyordu. Yurt dışına kaçtığı sanılıyordu.
Ama sonra, 2011 yılında Sivas’ta hayatını kaybettiği anlaşıldı.
Erçakmak dünyanın her yerinde aranırken Sivas Altınyayla Belediyesi’nde nikâh kıyıp evlenmiş, 1997’de askerlik yapmış, 2000 yılında ehliyet almış, çocuğu olmuş onu nüfusa kaydettirmiş (*).
Katliamın bir numaralı sanığı, katliamın yaşandığı şehirde uzun yıllar yaşıyor, resmî işlemler yaptırıyor ama bir türlü yakalanamıyor!
Erçakmak da Karadzic gibi, kendini saklama konusunda olağanüstü yetenekli miydi, yoksa, içinde bulunduğu ortam hiçbir yetenek gerektirmeden saklanabilmesine olanak mı tanıyordu?
***
Erçakmak’ın o kadar yıl nasıl saklandığını anlamak için dedektiflik yapmaya gerek yok.
Bugün bile, insanların o korkunç katliamı nasıl andıklarına bakın, Erçakmak’ların neyin arkasına kolaylıkla saklanabildiklerini görürsünüz.
İnsanların cayır cayır yakıldığı bu utanç sayfasından “olay” diyerek söz ediyorlar.
“Sivas olayları…”
Sanki, üç kişi kavga etmiş.
Sanki, insanlar birbirlerine bağırıp çağırmış.
Firarîler işte, tam da bu ruh hâlinin arkasına saklandılar.
Bu katliamı “olay” olarak anan psikolojik iklim, bütün katliam zanlıları için arkasına saklanabilecekleri mükemmel bir zemin sağladı.
Saklanmak derken kastettiğim, sadece hakkında iddianame düzenlenmesine rağmen adaletten kaçmayı “başaran” bir düzine insan değil.
Bence, Sivas Katliamı’na şu ya da bu şekilde bulaşmış binlerce zanlı, bu muazzam koruyucu duvarının arkasında kolaylıkla kendilerini gizlemişlerdir.
Madımak Katliamı, öyle beş on dakika sürmedi, belki on saatten fazla, o otelin önünde bekleyen insanlar tarafından gerçekleştirildi. Sayıları onbinleri buluyordu.
Bu onbinlerden sadece 40-50 kişi yargısal süreçlere konu edildi.
Demek ki, binlercesi, bu katliama “olay” diyen zihniyetin ardına saklanabildi.
Sadece onlar mı?
Günlerce halkı kışkırtanlar, açık açık Aziz Nesin ve arkadaşlarını hedef gösterenler, nefret söylemlerinin mümtaz örneklerini ortaya koyanlar da, “olay” diye adlandırılan utanç duvarının ardında gizlendiler.
En küçük bir eleştiri de, devlete, millete zarar veriyorsun deyip gazetecilerin yakalarına yapışan yargı, katliamın zeminini hazırlayan bu nefret yayınlarını bütünüyle görmezden geldi.
Katliamdan önce, “Müslüman Mahallesinde Salyangoz satılıyor”; “dinsizlik propagandası yapıyorlar”; “Kur’anın korunmuşluğuna dil uzattılar” (**) diye haber yapan, manşet atan Sivas’ın yerel gazetelerinin hiçbir yazarı, editörü, yayın yönetmeni, benim bildiğim kadarıyla yargı önüne çıkmadı.
Bunlar apaçık nefret söylemleridir ve bu sözlerin ardından, onların kışkırtmasıyla, korkunç bir nefret suçu işlendi.
***
Ben savunma hakkına sonsuz saygı duyan biriyim. Suçu ne olursa olsun, herkes kendini savunmaya, herkesin bir avukatın hukukî yardımından faydalanmaya hakkı vardır.
Ama bu katliam sanıklarını savunmak için Sivas’a koşup giden onlarca avukatı, bakan milletvekili yapan siyasî aklı görmezden gelemiyorum.
Bütün büyük suçlar, hep kendilerinin haklı olduğuna, mağdurların da başına gelenleri hak ettiğine inanan insanlarca işlenir.
İşte o failler gibi düşünüp, hisseden insanlar da onları korur.
Karadzic, sadece uzun sakalların ve bir sahte kimliğin ardına gizlenmemişti. Onun işlediği korkunç suçları, bir suç, bir günah olarak görmeyen, hattâ onu bir kahraman gibi gören insanlar tarafından korunup kollanmıştı.
Sivas Katliamı’nda da olan aynı şeydir.
Katliamın hemen ardından Türkiye çapında yapılan yayınlarda, “halkın galeyana” geldiğinden söz ettiler.
Katliamcıların sırtlarını sıvazladılar.
İnsanların diri diri yakıldığı bu korkunç katliamı, gururu incinmiş, dinî duyguları rencide olmuş insanların öfkesinin bir tezahürü gibi sundular.
Büyük suçların cezasız kaldığı bütün ülkelerde, faillerin ardına saklandıkları cezasızlık duvarının tuğlaları işte böyle böyle örülür.
İnsanlığa karşı işlenmiş suçlar, bir davaya; bir dini, bir milleti korumanın araçlarına dönüşür.
O cezasızlık duvarı, mağdurların çığlıklarının ötesine ulaşamadığı bir sessizlik duvarına dönüşür.
***
2 Temmuz 1993 günü Sivas Madımak Oteli’nde hunharca katledilen 35 insanımızı acıyla, hüzünle anıyorum.
Bir gün Türkiye’nin bu korkunç katliamla tam olarak yüzleşeceğini umuyor ve diliyorum.
* https://www.evrensel.net/haber/325132/dunden-bugune-sivas-katliaminin-24-yili
**Orhan Tüleylioğlu, Yüreklerimiz Hâlâ Yangın Yeri, Sivas 2 Temmuz 1993, Um:ag
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.05.2023
17.04.2023
28.05.2022
13.10.2021
9.09.2021
30.12.2020
23.12.2020
21.12.2020
15.12.2020
3.02.2020