Şahin ALPAY
Hak ve özgürlükleri güven altına alacağı vaadiyle gelip, ilk iki iktidar döneminde bu yönde adımlar atan AKP iktidarı, üçüncü döneminden itibaren ülkeyi tek – parti dönemini andıran ölçüde keyfi ve otoriter bir yönetime mahkum etti.
Bunun içte ve dışta ülkeye ödettiği bedel giderek büyüyor. Yegane teselli yaşananlar sayesinde bazı konuların zihinlerde açıklığa kavuşması, aydınlar arasında özgürlük ve demokrasinin gerekleri üzerine mutabakatın güçlenmesi olabilir.
“Demokrasinin Türkiye sorunu” konulu 34. Abant toplantısında müzakerecilerden biri, genel olarak demokrasilerin, özel olarak da Türkiye'de “demokrasinin din sorunu”ndan söz etti. Eğer özgürlükçü demokrasiyi yerleştirecek isek, aydınlarımız arasında din ile demokrasi arasındaki ilişki konusunda, yaygın bir ortak anlayışa kavuşma ihtiyacı olduğu muhakkak.
Bu konuya sık değiniyorum, zira benim zihnimi de uzun süre meşgul eden bir konu oldu. Vardığım sonuçları şöyle hatırlatabilirim: Sosyal bilimlerin kurucu babaları dahil 19. yüzyıl düşünürleri modernleşmenin laikleşmeyle, yani toplumların dinden giderek uzaklaşmasıyla sonuçlanacağından emindiler. 20. yüzyılın sonlarından itibaren toplum bilimcilerin çoğu bu teoriyi terk etti, çünkü gerçeklerle bağdaşmıyordu. Modernleşmede en ileri giden toplum (ABD) aynı zamanda en dindar toplum kimliğini koruyordu; genel olarak dünya, eğer daha fazla değilse, her zamanki kadar dindardı.
Ünlü Amerikalı din sosyoloğu Peter Berger ile birlikte, modernleşme ile din arasındaki ilişkiye farklı bakılmaya başlandı. Dinlerin, modernleşmeyi reddeden, köktenci yorumları ile modernleşmeyle uyumlu yorumları arasında ayrım yapıldı. İnanç özgürlüğü (inanma ve inanmama özgürlüğü) olmadan modernleşmenin, onun bir parçası olarak da demokratikleşmenin mümkün olmadığı görülür oldu. Tecrübeler, din ile devleti ayırıp, inanç özgürlüğüne saygı gösteren; din ile bilimi ayıran, birini diğerinin yerine koymaktan kaçınan ülkelerin demokrasiyi yerleştirdiğini; inanç özgürlüğü tanımayan, din ile bilimi ayırmayan, ister laik türden (Sovyetler Birliği, Çin, Kuzey Kore), ister dinsel türden köktenci (S.Arabistan, İran) rejimlerin ise zalim birer diktatörlük kurduklarını gösteriyordu.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu babaları, 19. yüzyılda yaygın olan modernleşme anlayışından etkilendiler. (Bunu eserlerinde en iyi Şükrü Hanioğlu gösterdi.) Devlet toplumu laikleştirici, dinden uzaklaştırıcı bir rol üstlenmeden modernleşme olamayacağı varsayımıyla davrandılar; dini devlet denetimi altına aldılar ve inanç özgürlüğüne çeşitli kısıtlamalar getirdiler. 21. yüzyıl Türkiyesi'nde demokrasinin yerleşememiş olmasının temel nedenlerinden biri muhakkak ki, inanç özgürlüğü üzerinde devam eden kısıtlamalar.
Diyanet İşleri Başkanlığı hâlâ resmi İslam yorumunu topluma dayatmaya çalışıyor. Alevilik hâlâ resmen tanınmıyor. Sünnilerin çoğunun bağlı olduğu Sufi İslam yorumları hâlâ kanunen yasak; şimdilerde bir kısmı devletçe cadı avına tabi tutulmakta. Gayrimüslimler ve inançsızlar hâlâ çeşitli kısıtlama ve baskılara maruz kalıyor. Bir yandan dini gruplara çeşitli yasaklar dayatılıyor, tüzel kişilik edinme hakkı tanınmıyor, öte yandan “şeffaflık yok” teranesinde ısrar ediliyor.
Farklı yorumları arasında hiçbir ayrım yapılmaksızın, İslam inancı tümden demokrasiyle bağdaşmaz görülüyor. Müslümanlık ile temel hak ve özgürlüklere saygısız, radikal İslamcılık özdeş tutuluyor. Özellikle Türkiye'de İslam'ın tek bir yorumu olmadığı; hayli çoğulcu bir yapı gösterdiği; Selefi (köktenci) değil Sufi, yani esas olarak farklılığa saygılı halk yorumlarının yaygınlığı görülmüyor. Neticeten: Demokrasilerin din sorunu yok, ama din ile devleti ayırma, inanç (inananların ve inanmayanların) özgürlüğünü yerleştirme zorunluluğu var.
Ahmet T. Kuru'nun “İslam, bilim ve tarih” (Zaman, 13 Şubat) başlıklı, İslam ile diğer alanlar, siyaset, hukuk, bilim, sanat, spor arasındaki ilişki üzerine yorumu da, “din ve demokrasi” tartışmasına dikkate değer bir katkı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları



































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020