Selami GÜREL
Bu ülkenin politik gündeminin saat başı değiştiğini herkes biliyor. Ben geçen hafta kaldığım yerden devam edeceğim. Son kısacık yazım vesilesi ile, Kanada'da yaşayan ve henüz yüz yüze tanışamadığım Alida uzunca bir mektup göndermiş. Mektup sadece bana yazılmış bir mektup değil. Herkesin okumasında yarar olan bir mektup. O nedenle her defasında 450 kelimeyi geçmeyecek şekilde kullandığım köşemin sınırını bu kez aşıyorum.
Söz Alida'da...
Cok teşekkur ederim sevgili Selami. Yine güzel bir yazı olmus, yüreğine sağlık! Sayende Türkkaya Ataöv'un kim olduğunu öğrendim. 78 kitabında da aynı şeyleri anlatıyordur her halde... Yaşasın sivil toplum!! Yaşasın benim güzel insanlarım!!
Baba tarafımdan dedemin bütün sülalesi, Çungus (Diyarbakır yakınında) denen yerde, canlı canlı 'duden' denen çok derin kuyulara atılmışlar. Bu insanlar hiçbir yere sürülmeden, evlerinin yakınında katledilmişler. Bir tek dedem kurtulmuş. O sırada, babası ve amcasıyla, iş için geldikleri İstanbul'da, memlekette bir facia olduğunu duyuyorlar. Dedem o zaman 12-14 yaşlarında olmalı. Babası ve amcası çocuğu İstanbul'da yapayalnız bırakmaya karar verip memlekete dönüyorlar. Dedeme, onlardan haber almadıkça geri dönmemesini tembihliyorlar. Gidiş o gidiş... Dedem bir daha kimseden haber alamıyor, hepsi ölüyor... Hani bazen diyoruz ya: "ne yani hepsi birden intihar mı etmişler?"... Bizimkilerin hikayesi biraz da intihara benziyor: Koskoca bir sülale, canlı canlı, el ele... Dedem dindar bir adamdı ve onun dininde kin veya intikam çok büyük günahtı, kötü insan yoktu, yaptığını bilmeyenler vardı ve onlar için de dua ederdi. Memleketini ve insanlarını çok özlerdi. Bize hep memleketinin güzelliklerinden bahsederdi, orada yalnız güzel şeyler vardı... Madencilik, hayvancılık ve tarımla uğraşırlarmış, hayvanları ve bağları varmış. "Dede bize memleketinden bahset" dediğimizde, bağlarını, bahçelerini, hayvanlarını teker teker, çocukları veya arkadaşlarıymış gibi anlatırdı. Biz (şımarık, cahil şehir çocukları) bunları cok komik bulup gülerdik. Şimdi, yaşımı aldıkça, dedemin ne kadar medeni bir ortamdan geldiğini, ne kadar sanatkar, ne kadar bilgili ve calışkan bir insan olduğunu anlıyorum. Ermeni dedem, 3-4 sefer, memleketi için askerlik yapmış. Ben, bir gün bile yapamazdım onun yaptığını (askerliğin, vatan hizmeti değil, sevmediğim bir meslek olduğuna inandığımdan)
Dedemin insanlarını tanımış olmayı çok isterdim...
Hep kendi kendime sorarım, bir Ermeni olarak nedir istediğim? İstediğim, ne toprak, ne para, ne özür, ne tazminat. İstemediğim ise, inkar ve Türkkaya Ataöv gibi insanları duymak. Hrant haklıydı: Bunu ancak bizler aramızda halledebilirdik ve de ediyoruz. Bir de şu tarih kitaplarını düzeltseler, çocukları zehirlemeseler...
Aslında, şu anda bile, dünyanın her tarafında birçok katliamlar oluyor. Keşke, yegane bahtsızlar Ermeniler olsaydı...
Ermenilerin başına gelenlerden bugünkü hükumet sorumlu değil, sorumluları hepimiz biliyoruz ve onlar artık yoklar. Onları yargılayamayız ama kim olduklarını, neler yapmış olduklarını anlatabiliriz. Ben şahsen, bugünkü hükumetten özür değil, tarih kitaplarını düzeltmesini ve böyle şeylerin tekrarlanmaması için alacağı tedbirleri görmek istiyorum. Mesela, başta Kürtler olmak üzere, bütün Türkiyeli halkların huzur içinde yasamalarını sağlamakla işe başlayabilir. Bunu başarsa, ki bunu yapabileceğine inanıyorum, Türkiye, en medeni milletleri bile kıskandırabilir, onlara örnek olabilir.
Selami'cigim, umarım başını fazla ağrıtmadım. Dinlediğin için teşekkür ederim. Sevgiyle kal güzel dostum. Herkese selamlar, sevgiler...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.03.2025
9.02.2025
7.02.2025
3.01.2025
19.01.2024
8.01.2024
14.06.2023
26.05.2023
7.05.2023
14.04.2023