Taha Akyol
Ak Parti’yi Taliban’la aynı çizgide görmek yanlıştır ve yanıltıcıdır. AK Parti, bırakın kadınları eve kapatmayı, kadın istihdamını geliştirme programları uyguladığı gibi, cemaatlerin baskısıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiş ama bu, kontrolü altındaki kadın kuruluşu KADEM’in bile içine sinmemiştir.
Ancak iktidarın Taliban’a davranışı Batılı ülkeler hatta diğer ülkeler gibi değildir. Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan Taliban’la ilişkileri “Türkiye’nin inancıyla alakalı ters bir yanı yok” diyerek dini bir referansla tanımladı. Böyle bir tanımı, başka hiçbir ülke yöneticisi yapmadı.
Erdoğan’ın kastı genel Müslüman kimliği ise, Mısır’daki Sisi rejimi de Müslüman kimliğine sahiptir. Sisi silahla darbe yapmışsa, Taliban da silahla iktidarı ele geçirmiştir!
Erdoğan Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de yalnız bırakma pahasına Sisi rejimiyle savaşmıştı. Taliban’la ise iyi ilişkiler kurmaya dikkat ediyor. Çünkü Batı ile ilişkilerinde bir koz elde etmek için Taliban’la iyi ilişkiler kurmak istiyor.
AMERİKA ‘MİNNETTAR’
Bu kozun önemi, ABD ile ilişkilerde açıkça görüldü.
Biden aylarca Erdoğan’ı aramamıştı, aradığında da “soykırım” diye konuşacağını söylemiş, arayı düzeltmek isteyen Erdoğan buna tepki göstermemişti.
Demokrasi açısından Erdoğan’a eleştirilerin artacağı da yazılıp çiziliyordu.
Tam o sırada Ankara, Kabil’deki Karzai Havaalanının hem askeri güvenliğini hem işletmesini üstlenmeye talip olduğunu açıkladı.
Ve… 16 Haziran’da Brüksel’deki Erdoğan-Biden görüşmesi iyi geçti. Erdoğan’ın özel tercümanla yaptığı ikili görüşmenin içeriğini bilmiyoruz ama ABD tarafı memnundu. Savunma Bakanlığı Sözcüsü John Kirby’nin sözleri yeterince açıktır:
“Havaalanında güvenliğin nasıl olacağı konusunda Türklerle hala görüşme halindeyiz, bu çabaya öncülük etmeye istekli oldukları için onlara minnettarız.” (13 Temmuz 2021)
Erdoğan Avrupa ile ilişkilerinde göçmen meselesini, ABD ile ilişkilerinde Afganistan meselesi, diğer faktörlerin yanında bir koz olarak değerlendirmek istiyor.
Batı’nın Erdoğan’a yönelttiği demokrasi eleştirilerinin artık gündemin alt sıralarına düştüğünü de görüyoruz bu süreçte….
ASKERİMİZİ ÇEKİYORUZ
Erdoğan’ın açıkladığı gibi Türkiye o görevi NATO şemsiyesi altında ve “Amerika’nın teknik ve finans desteğiyle” yapacaktı!
Taliban’ın bunu kabul etmeyeceği belliydi, açıkça söylüyorlardı da…
Ben de bir soru üzerine 18 Temmuz’da Halk TV’de Taliban’ın Türk askerini kabul etmeyeceğini, Ankara’nın asker çekmek zorunda kalacağını söylemiştim.
Şimdi askerimizi çekiyoruz!.. İyi ediyoruz çekmekle.
Taliban’ın askerimizi istememesi üzerine Erdoğan “DEAŞ ile Taliban’ın farkı ne, şimdi kestiremem” diye konuştu…
Keşke meseleyi inanç meselesiymiş gibi görmeyip havaalanında asker bulundurmak için o kadar istekli gözükmeseydik.
TALİBAN YÖNETEMEZ
Şimdi Taliban, Kabil havaalanını Türklerin işletmesini istiyor. Havaalanını işletmek başta mühendislik ve işletme olmak üzere modern bilgiler ve uzmanlıklar gerektirir. Taliban’a asırlarca uzak bilim dalları…
Taliban’ın Merkez Bankası’nın başına “bizden” diye diplomasız birini ataması bütün tablonun özetidir. Dahası, “bizden” tercihinin liyakati ezmesi, kötü yönetim işaretidir
Koçi Bey’i okuyun, modernleşme tarihimizin öncü isimlerinden Maarif Nazırı Münif Paşa’yı okuyun, tarihte de böyle olmuştur.
Taliban Afganistan’a kan kusturabilir ama yönetemez!
HAVAALANINI İŞLETMEK
Ben, Türkiye’nin güvenlik garantisi alarak Kabil havaalanının işletmesini doğru bulurum. Bir şartla: Türkiye bu görevi üstlenirken Taliban’a kadın hakları ve sivil özgürlükler konusunda açık çağrıda bulunmalıdır
Kabil havaalanında Türk hukuku geçerli olmalı, Taliban istibdadında o havaalanı bir özgünlük adası olarak parlamalıdır.
Türkiye son on yılda demokrasi, özgürlükler ve hukuk alanlarında ne kadar irtifa ve itibar kaybettiği rakamlarla bellidir. Türkiye Karzai havaalanında böyle yaparsa geçici koz’lar yerine itibar kazanabilir.
Türkiye’nin itibarı için de kalkınması için de asıl zorunlu olan demokratik hukuk devleti ilkelerini kendi ülkemizde geçekleştirmektir.
NOT: Dârülmuallimat adlı kız öğretmen okulu Abdülaziz zamanında açılmış, ulema 9 yaşından büyük kızların okula gitmesini dinen sakıncalı bularak kapatılmasını istemiş, Abdülhamid bunu reddettiği gibi kız okullarının sayısını artırmıştır.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
6.08.2025
5.08.2025
1.08.2025
30.07.2025
29.07.2025
25.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025