Yasin AKTAY
Sağlıklı bir demokrasinin işlediği bir ortamda seçim süreçlerini toplumsal gerilimleri daha da artırdığı ve barışa daha fazla hizmet ettiğini bekler dururuz. Oysa son zamanlarda Avrupa ve bir çok yerdeki seçim süreçlerine bakıldığında, iktidarların oy almak için kendileriyle yarışan daha sağ hatta faşizan oylara yönelerek seçim süreçlerinin sonuçlarını kültürel yakınlaşmaya, barışa hizmet eden bir istikametten iyice saptırdığı görülüyor. Giderek genel bir iktidar refleksi eğilimine dönüşen bu tür siyasetlere nazaran daha cesur davranabilecek yönetimlerin ciddi bir fark ortaya koymaları da aslında daha fazla mümkün hale geliyor. Ancak bu imkanı görebilmek, politikacının farkını da ortaya koyuyor. Sağ oyların politikacıları daha fazla ayartıcı bir etki yapıyor olması, tabi siyaset bilimcilerin değerlendirebileceği bir konu.
İsrail’de seçim süreçleri İsrail’in saldırgan, yayılmacı, faşizan Siyonist politikalarını daha fazla yumuşatmaya hizmet etmiyor mesela. Bir seçimden bir başka seçime İsrail katı sağcı Siyonist politikaları daha fazla derinleştiriyor, devletin vazgeçilmez tabu konuları haline getiriyor.
İsrail’de 17 Mart 2015 tarihinde genel seçimler gerçekleştirilecek. Seçimlerden önce başbakan Binyamin Netanyahu, ABD Temsilciler Meclisi’nde konuşma yapmak üzere Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner tarafından davet edildi veya belki de davet ettirildi demek daha doğru olur. Obama yönetimi ise açıklama yaparak Boehner’in davetinin ABD’nin diplomatik teamülleri ile uyuşmadığını duyurdu. Başkan Barack Obama Angela Merkel’le birlikte düzenlediği basın toplantısında seçimlerden önce liderleri davet etmek gibi bir gelenekleri olmadığını, Angela Merkel’i de eğer seçimlerden önce olsaydı kabul etmeyeceklerini, dahası Merkel’in de böyle bir talepte bulunmayacağını bildiğini söyleyerek olayların gerçek sorumlusunun Netanyahu olduğunu düşündüğünü ortaya koymuş oldu. Obama ve ABD Başkan Yardımcısı Biden Netanyahu’nun konuşma yapması durumunda Temsilciler Meclisinde bulunmayacaklarını duyurdular.
Daha da ilginci bütün bu gelişmeler yaşanırken ABD’deki bazı Yahudi örgütleri Netanyahu’nun konuşmasını protesto ederek “Benim adıma konuşma” kampanyaları düzenlemeye başladılar. Netanyahu ise hem içerden hem dışardan gelen tepkilere rağmen Meclis’te konuşma gerçekleştireceğini açıkladı. Peki, Netanyahu’nun ısrarı nasıl yorumlanmalı?
Filistin’le Barış Müzakerelerini sona erdirip görüşme masasından kalktıktan sonra özellikle Kudüs’te şiddetin dozunu arttırarak ve Gazze’ye yönelik operasyon gerçekleştirerek tabanını genişletmeyi denemiş ve yükselen sağ dalganın kendisini daha da güçlendireceğine inandığı için koalisyon hükümetini sona erdirmişti. Fakat işler Netanyahu’nun umduğu gibi gitmedi.
Dışişleri eski Bakanı ve Hatnua Partisi lideri Tzipi Livni ile İşçi Partisi lideri Isaac Herzog seçimler için ittifak kararı aldı. 2009’dan beri süregelen Başbakanlığı döneminde aşırı sağ hareketlerin yükselmesi için elverişli bir zemin oluşturan Netanyahu’nun partisi, sağdaki oy bölünmeleri dolayısıyla İşçi Partisi-Hatnua ittifakının gerisinde kalmış gözüküyordu. Netanyahu seçimlerden ikinci parti çıkma riski belirdiği için söylemini sertleştirme yolunu tercih etti. Bu çerçevede İsrail ve Hizbullah arasında Ocak ayı sonları Şubat ayı başlarında yaşanan gerilimlerin Likud’a oy olarak geri döndüğü gözlemleniyor. İsrailli Haaretz gazetesinin gerçekleştirdiği son ankette Netanyahu’nun partisi Likud’un 25, Hatnua-İşçi Partisi ittifakının 23 sandalye alması öngörülüyordu.
Dahası, siyonizme selam çakmanın oy deposuna dalmak olarak görüldüğü bir yerde herkes bu depodan pay kapma yarışına giriyor. O yüzden yukarıda değindiğimiz sol ittifak bile adını “Siyonist ittifak” olarak koymayı tercih etti. Anketlere göre meclise girmesi öngörülen tek sol parti olarak bu ittifakın da sağ söyleme bu şekilde teslim olması, İsrail’in siyonizminin giderek onun özsel karakteri olarak tescili anlamına geliyor.
Netanyahu’nun ABD Temsilciler Meclisi’nde konuşma yapma hamlesine geri dönersek, bu hamle de aslında iç politikada puan arttırmaya dönük bir girişim. Ancak Netanyahu’nun Obama’dan habersiz ve davet olmaksızın temsilciler Meclisi’nde konuşma yapma girişimi bir bakıma Obama’dan rol çalma, Onun alanına destursuz girmek gibi bir anlamı var. Çünkü Obama’nın by-pass edilmesiyle organize edilen davette Netenyahu’nun mecliste yapmayı düşündüğü konuşma konusu İran’ın Nükleer Programının İsrail güvenliğine oluşturduğu tehdit idi. Temsilciler Meclisi ve Kongre üyeleri üzerinde şu veya bu lobi faaliyetleriyle istediği etkiyi oluşturabilse de, bu etkiyle ABD’nin bütün siyasetini bloke etme konusunda sergilenen işgüzarlığın tipik bir örneğini oluşturmuştur bu durum. Bu işgüzarlığın ABD içinde hiç bir rahatsızlık konusu olmadığını söylemek mümkün değil.
Netanyahu ve Obama arasındaki ilişkiler zaten epey gergin. İki liderin birbirinden ve politikalarından pek hazzettiği söylenemez.
Seçimler her zaman tıkanık durumların aşılmasında bir umut ve potansiyel taşır, ama görünen kadarıyla İsrail seçimleri daha şimdiden Filistin konusunda umut verici ve adil bir çözüm ihtimalini daha da azaltan bir seyir izliyor.
Aslında kısaca, İsrail cephesinde yeni bir şey yok, diyebiliriz.
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019