Yıldıray OĞUR
12 Mart’tan kısa bir süre sonra hâlâ darbeyi kendi ilerici cuntalarının yaptığını zanneden Çetin Altan, “Demokrasinin Sahte Aşıkları, Yıkılın” başlıklı bir yazı yazmıştı.
Altan’ın “Bütün kurtlar, tilkiler, çakallar hemen pusuya yattılar. Acaba zaman kazanma şansımız içinde zinde ve devrimci güçlere nasıl bir madik atabiliriz diye düşünüyorlar” dediği insanlar seçim isteyen, çok partili parlamenter demokrasiyi savunan sahtekâr cici demokratlardı.
İlerici bir hamle için ‘Meclis’te sadece ilerici partiler bırakılmalı’, ‘Orgeneral Muhsin Batur ve arkadaşlarının çizdiği devrimci program tatbik edilmeliydi.’ Zaten “Halk Orta Çağ’dan arta kalmış feodalite döküntüsü bir sosyal yapının içinde tutsaktı. Onu bu tutsaklıktan kurtarmadan demokrasiden söz etmek de haince bir tuzaktı...”
Parlamenter demokrasiyle cici demokrasi için dalga geçildiği zamanlardı. Üzerinden çok zaman geçti. Çetin Altan’ın ve pek çok kişinin tabii ki fikirleri değişti.
Ama Türkiye’deki seküler aydınlar için oy sırasında bekleyen insanlar, hiçbir zaman tenis oynayan köylü kadınlar kadar heyecan verici olmadı.
Beş kere darbe olmuş, Meclis’in kapısına kilit vurulmuş, Başbakanların asıldığı, onlarca partinin kapatıldığı bir ülkede parlamenter demokrasiyi savunmak süfli bir iş olarak görüldü, hatta bunu yapan sağ siyasetçileri “Millî iradeci” diye aşağılamak entelektüellik hatta gerçek demokratlık zannedildi. Askerî vesayet lafı bile askerî vesayetten 40 yıl sonra keşfedilebildi o yüzden. Darbelere devrim denmenin ayıp kaçması ise daha çok yeni, hatta içinden hâlâ devrim diyenler var.
65 yıldır seçimlerin yapıldığı, iktidarların defalarca seçimle el değiştirdiği, yüzlerce partinin kurulduğu, teşkilatlandığı, en radikal fikirlerin bile meşru siyasi partiler kurarak var olduğu, halkın meşruiyet kaygısının hayli yüksek olduğunun her darbeden sonra yapılmış seçimde ortaya çıktığı bir ülkede bütün bu kazanımlar, demokratik kültür ülkenin entelektüellerinin hiçbir zaman ilgisini çekmedi.
Onlar ilerlemek, Batılılaşmak hatta demokrasi denen kızılelmaya ulaşmak için cuntaların, devirmeciliklerin, isyanların, kalkışmaların hatta silahlıların peşinden gittiler.
Bazen de bizi adam edecek, kolayca yırtmamızı sağlayacak Batı’nın...
O yüzden sosyalist babası “Muhsin Batur ve arkadaşlarının ilerici programı uygulanmalıydı” savundu, ‘liberal’ oğlu da 30 yıl sonra “AB anayasasının aynen çevrilip bizim anayasa” yapılmasını...
Kemalist, sosyalist ya da liberal olmaları da sonucu değiştirmedi.
Parlamenter demokrasiyle kaybedecek hiç vakitleri yoktu. Hakikat tekti, yapılacaklar belliydi. Bunlar için müzakereye, iknaya ne gerek vardı. Hem kimle müzakere edilecekti ki.
Sevdikleri gibi oy verince Anadolu bilgeliği makamına çıkarıp, düşman partiye oy verince koyun sürüleri seviyesine kadar indirilenler mi?
O yüzden her seçimden sonra seçim sonucu hoşlarına gitmezse milyonlarca insanın aklına, kişiliğine hakaret etmeyi demokratlık, ilericilik zannediyorlar. Bunun bir yaptırımı yok. Bir dizi oyuncusu için hesabı verilecek bir densizlik değil, setlerde gururla arkasında durulacak bir muhaliflik bu.
Halkın vergileriyle maaşını alan devlet üniversitesindeki bir akademisyen için “halkın yüzde 80’inden zaten tiksindiği için seçimlerin sonucuna şaşırmadığını” yazmak bir entelektüel faaliyet.
Halkın yüzde 50-55 için “dünyaya kapalı, tahammülsüz diye başlayan” soft bir hakaret listesiyle konuşmak, “Somalılar ve Ermeneklilerin AKP’yi seçmesinden hicap duymak” onlar için iyi olanı onlardan daha iyi bildiğini iddia etmek jakobenlik değil, New York Times’a liberal pozlarında demeç vermeye de mani değil.
1 Kasım'dan sonra Kemalistlerin koyun sürüleri yetmezmiş gibi, her gün İslamafobi, Kemalizm merdivenlerinde bir basamak daha çıkıp, atalarının babalarının dinine geri dönen, laik demokratların zebra sürüleri geldi.
AKP halkı tehditle, şantajla korkutmuş korkan halk da zebra sürüleri gibi AKP’ye doğru koşmuştu.
24 milyonluk bir zebra sürüsü. Teşekkürler. Çizgisiz koyundan, daha ileri bir model olan zebraya...
İşin esas komik tarafı, AKP halkı tehdit etti diye yazan yazarın seçimden bir hafta önce “Oluk oluk kan” akacak bu iktidar yerinde kalırsa. Bugün akan kandan daha fazlası akacak” yazıp o zebra sürüsünü kovalayan çakal sürüsünün içinde diş göstermiş olması değildi tabii.
İşin esas komik tarafı, bu yazıları ürkmüş bir zebra gibi sığındığı, cemaatin kullanışlı aptallara özel mecralardan birinde yazıyor olmasıydı...
İnsan bir kere aklını nefretine doğrayıp yemesin.
Her gün insan öldüren silahlı bir örgütün siyasi kanadından ülkeyi demokratikleştirmesini bile beklersin.
Önce savaşı başlatan Saray Gladiosu fasaryalarına atlayıp seçimden sonra da “HDP’yi PKK yaktı” analizleriyle Kandil’de bile kahkahalarla gülünen gülünç durumlara düşersin. Düştüğün yer de “Hendeklerin oylarını düşürmediğini aksine artırdığını” iddia eden eşbaşkanlardan daha az derin bir kuyu olmaz.
Yenmeyi bilmiyorlar anladık ama yenilmeyi de beceremiyorlar. Yenilmeyi bilmedikleri için de zaten yenilip duruyorlar.
Ama burada yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer de yok. Yenilgi yenilgi büyüyen bir nefret, ego ve maalesef bir meczuplaşma var artık.
Belki yüzde 49.5’un sahneye çıktığı bu dört yılda bir süre siyasete ara verip televizyonlarda zebra sürülerinin başına gelen vahim olayların anlatıldığı belgeselleri izlerler.
İyi gelecektir. Kafalarını toplarlar. Belki kalpleri yumuşar. Zebraları da anlamaya çalışır, onlara da hak verirler.
Evet evet aynen öyle oldu. O puslu Kasım sabahı zambaklar açarken milyonlarca zebra o kadar çok korkmuştu ki...
Ah ah, gerisini anlatmayı insanın yüreği kaldırmıyor...
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları




























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
22.11.2025
19.11.2025
17.11.2025
15.11.2025
10.11.2025