Yıldıray OĞUR
Fırat Kalkanı Operasyonu 24 Ağustos 2016’dan beri sürüyor. Türkiye 5 aydır Özgür Suriye Ordusu ile birlikte Suriye topraklarında. Türkiye bu operasyonla hem sınırlarını DAEŞ’ten temizledi, hem de Kanadalı askerlerden Japon jetlerine kadar 72 milletin cirit attığı, 911 km sınırı olan Suriye topraklarına dört yıl sonra ilk kez askerî olarak girmiş oldu. Yıllardır dillerde olan “Soft power” yerine ilk kez ‘hard power’la sahada görünür oldu.
Ne Suriye ile savaş çıktı, ne de Türkiye Birleşmiş Milletler’den atıldı, işgalci muamelesi gördü, ne de büyük kayıplar verildi. Operasyon, ABD’yle, Rusya’yla ya da İran’la ilişkilere bir zarar vermediği gibi tam tersine bu askerî operasyonla Türkiye’nin Suriye meselesinde eli güçlenmiş oldu, sınırlarımız bir terör örgütünden temizlenmiş oldu.
Peki Türkiye bunun için niye üç yıl bekledi?
Üç yıl; çünkü DAEŞ Cerablus’u Temmuz 2013’te Özgür Suriye Ordusu’ndan almış ve Şubat 2014’e kadar şimdi Türkiye’nin DAEŞ’ten temizlediği alanları ele geçirmişti.
Böyle bir operasyon yapmak için son üç yılın en iyi şartlarının Ağustos 2016 olmadığı açık. Türkiye Rus uçağını düşürmemişken, ABD’yle işler bu kadar sarpa sarmamışken, PKK’yla ateşkes/çözüm süreci sürerken ya da bir askerî darbe girişimi olmamışken de bu operasyonu başlatabilir, Türkiye bu alanı kontrol altına alabilirdi.
Bunun için son üç yıldır ortada pek çok meşru gerekçe de vardı. Reyhanlı Katliamı’na dahli olan Suriye rejiminin hasmane tutumu, istikrarsız Suriye ile 911 kilometre sınırının güvenliğini tehdit etmesi, üç milyonu aşkın Suriyeliye ev sahipliği yaparken yeni mülteci dalgalarını sınırın öte tarafında karşılamak istemesi ve tabii son iki yılda 500’e yakın sivil vatandaşının ölümüne neden olmuş iki terör örgütünün (DAEŞ, PKK) Suriye’de yuvalanması.
Hâlâ Türkiye’nin DAEŞ’i desteklediğine inanmaya devam edenler için bu sorunun cevabı “PYD’ye karşı DAEŞ’e göz yumdu” basitliğinde. Hâlbuki DAEŞ Türkiye’nin bugün temizlediği bu toprakları PYD’den değil Suriyeli muhaliflerden almıştı.
Türkiye niye 3 yıl geç kaldı sorusunun cevabı için biraz arşiv karıştırmalıyız yine.
Türkiye ile Suriye’yi savaşın eşiğine getiren ilk büyük kriz 22 Haziran 2012’de Suriye tarafından Türk Silahlı Kuvvetlerine ait RF-4E Phantom keşif uçağının düşürülmesi oldu. 2015 yılının Mart ayında ortaya çıkan Hillary Clinton emaillerinde yer alan bir istihbarat raporunda, bu olaydan 6 gün sonra Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in Erdoğan’a “çuval vakasının ordudaki orta kademe subaylarda kızgınlık meydana getirdiği gibi Suriye'ye cevap verilmemesi durumunda Erdoğan ile ordu arasındaki ilişkinin bozulmasından korktuğunu söyleyerek Suriye’ye müdahaleye hazır olduklarını” söylediği, Başbakan Erdoğan’ın ise “NATO'nun Suriye ile olası bir savaşı Rusya ile ilişkileri bozabileceği gerekçesiyle de buna karşı çıktığı” iddia ediliyor.
https://wikileaks.org/clinton-emails/emailid/12185
2012 yazında Suriyeli muhalifler Halep’in büyük bölümünü kontrol altına almış, Şam’a birkaç kilometre kadar yaklaşmış, Kuzey ve doğu Suriye’de kontrol muhaliflerin eline geçmişti. Ayrıca Suriye konusunda Türkiye ile ABD aynı sayfadaydılar ve birlikte hareket etmekteydiler. O yüzden muhaliflerin sonuca yürüdüğü bir dönemde Türkiye’nin askerî müdahale yerine, angajman kurallarını değiştirerek bu olaya düşük profilli tepki vermesi mantıklı bir tercihti.
Muhaliflerin ilerleyişi Temmuz 2012’de de sürdü ve Cerablus’ta kontrolü Özgür Suriye Ordusu ele geçirdi. Bir yıl sonra yaşanan şiddetli çatışmalarla DAEŞ Cerablus’u aldı ve ilk kez Türkiye DAEŞ’le komşu olmuş oldu. Ardından DAEŞ’in Türkiye sınırı ile Halep arasındaki bölgede ilerleyişi devam etti. Ocak 2014’ten itibaren DAEŞ, bu kez Çobanbey sınır kapısına yüklendi. Çatışmalar Cerablus-Çobanbey arasında 2014 Ocak ayı boyunca devam etti. Çobanbey bir ara DAEŞ’in, Cerablus kısa bir süre ÖSO’nun eline geçti. http://www.reuters.com/article/us-syria-crisis-isil-idUSBREA0G0UO20140117
Peki Ocak 2014’te sınırın hemen ötesinde bu çatışmalar yaşanırken Türkiye ne yapıyordu?
1 ve 19 Ocak’ta durdurulan MİT tırlarını konuşuyordu. O tırlar da tam o sırada Türkiye’nin Suriye ile sınır hattını ele geçirmeye çalışan DAEŞ’le savaşan Özgür Suriye Ordusu’na gidiyordu.
Yani aslında Türkiye boş durmuyordu. Ama birileri de boş durmuyordu ve bunu hükûmete karşı bir operasyona çevirmeye çalıştılar. Bir ölçüde başarılı da oldular. O tırların DAEŞ’e gittiği yalanını bütün dünyaya satan gazeteci savcılıktaki sorgusunda bunu inkâr etti ama “Türkiye DAEŞ’i destekliyor” yalanı çoktan dünya turunu tamamlamıştı!..
Haziran 2013 Suriye’ye bir askerî müdahaleye en çok yaklaşılan zamandı. Bütün dünya ve tabii Türkiye, Suriye rejiminin kimyasal silah kullanması üzerine, bunu askerî müdahale için kırmızı çizgi olarak açıklamış Obama’nın müdahale kararı almasını bekliyordu. Obama topu Kongre’ye atarak, Rusya’yla yakınlaşmaya başladı.
Türkiye’nin Suriye’ye askerî müdahale seçeneğinin hep masanın üzerinde olduğunu ise 30 Mart 2014 yerel seçimlerine günler kala sızdırılan Dışişleri Bakanlığı’ndaki ses kaydındaki konuşmalardan anlıyoruz.
O konuşmalardan, özellikle de Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Güler’in konuşmalarından anladığımız başka bir şey daha var.
O kısmı bir daha hatırlayalım önce:
“Yaşar Güler: İvedi olarak Hakan Beyin desteklenip silah ve mühimmatı muhaliflere ulaştırmasını sağlamamız lazım.
Ahmet Davutoğlu: Kuzey Irak’ta bir tehdit varken biz nasıl özel kuvvetleri devreye sokabildik? Orada da sokmalıydık. Oradaki adamları eğitmeliydik. Neyse biz bunu yapamayız ki, biz diplomaside ne ise onu…
Feridun Sinirlioğlu: Ben o zaman söyledim, o tankları nasıl soktuk paşam ya Allah aşkına, siz vardınız o zaman?
Yaşar Güler: Şimdi bakın efendim. MKE bizim sayın bakanın emrinde değil mi efendim? Yani efendim şu anda parayla Katar mühimmat arıyor. Peşin para, üretsin versinler. Sayın bakanın emrinde.
Ahmet Davutoğlu: İşte burada entegre hareket edemiyoruz, koordine olamıyoruz.
Yaşar Güler: O zaman Sayın Genelkurmay Başkanı ile sayın bakanı aynı anda çağırsın Sayın Başbakanımız. Yanında konuşsun efendim.
Çünkü oradaki ihtiyaç sayın bakanım silah ve mühimmat. Silah da değil, mühimmat. Biraz önce konuştuk, biz şimdi efendim. 1000 kişilik bir ordu kuruyoruz diyelim orada. Biz bunun asgari 6 aylık mühimmatını burada depolamadan bu adamları oradaki muharebeye sokarsak sayın bakanım iki ay sonra bu adamlar bize döner.
Yaşar Güler: Evet, evet efendim. Bu iş sadece Hakan Beyin sırtına kalmış bir konu olmuş yani. Olacak iş değil. Yani anlayamıyoruz biz yani. Neden?..”
“Bu iş sadece Hakan Beyin sırtına kalmış” diyen Yaşar Güler Paşa’nın şikâyet ettiği ve ne yaptığını anlamadığı kurum galiba açık.
Suriye meselesinde her şeyi MİT’e bırakıp inisiyatif almayan Türk Silahlı Kuvvetleri.
Tabii 2014 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri deyince Suriye konusunda karargâhlarda ve sahada karar mekanizmalarının, 2013 Aralık’ından beri hükûmete isyan başlatmış bir örgütün kontrolünde olduğunu o günlerde kimse bilmiyordu.
TSK’nın klasik reflekslerinin de dış askerî müdahalelere soğuk, Suriye meselesinde de hükûmetin çizgisinde uzağında olduğu ise malumdu.
2 Ekim 2014’te hükümet Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu ayak sürümelerini bitirmek için Meclis’ten geçirdiği Irak tezkeresine Suriye’yi de ekledi. Artık Suriye’ye asker sokmanın hukuki zemini de hazırdı.
Ama TSK bunu yeterli görmedi. Tezkereden iki gün sonra askere yakın Sözcü yazarı Saygı Öztürk’ün haberinden okuyalım:
“Genelkurmay, Meclis'ten Suriye ve Irak'a sınır ötesi harekât yetkisi alan hükümetten, ‘yargılanmama' güvencesi istedi. Güneydoğu'da PKK ile mücadele eden birçok komutanın Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılanmasından ders çıkaran Genelkurmay Başkanlığı, MİT mensupları için getirilen yasal zırhın askere de tanınmasını istedi.”
http://www.sozcu.com.tr/2014/gundem/genelkurmay-sinir-otesi-icin-guvence-istedi-615510/
Bu sırada DAEŞ’in Kobani saldırısı başladı. DAEŞ’e karşı Türkiye’nin katılmadığı koalisyon kuruldu. ABD Kobani’de PYD güçlerine havadan yardım attı. Ve 6/7 Ekim 2014’te Kobani bahanesiyle ve PKK/HDP’nin çağrısıyla başlayan şiddet olaylarında 50 insan hayatını kaybetti.
Türkiye’nin DAEŞ karşıtı koalisyona temel itirazı “havadan müdahale yeterli değil, karadan da müdahale ve güvenli bölge olmalı’ydı. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra çarptırılan Kobani düştü düşecek açıklamasında ‘Sadece havadan bombalamak suretiyle bu terörü sona erdiremezsiniz, kara harekâtında bu işi ifa edenlerle iş birliği kurulmazsa, hava harekâtıyla bu iş bitmez” demişti. https://www.youtube.com/watch?v=--agcviRqJU.
Başbakan Davutoğlu Al Jazeera’ye çıkarak Türkiye’nin teklif ettiği Lazkiye’den Kamışlı’ya uzanan güvenlik bölge haritasını açıklamıştı. http://www.aljazeera.com.tr/haber/birkac-ayda-istenen-noktaya-gelinir
O tarihten sonra Türkiye ile ABD arasında Suriye konusundaki makas daha da açıldı. ABD’ye PYD’yi müttefik olarak görüyor ve Türkiye’nin güvenli bölge önerisine sıcak bakmıyordu.
Türkiye’nin Suriye’ye askerî olarak müdahalesinde ABD’yle yaşadığı bu krizin etkisi olduğu muhakkak. Ama sonradan ortaya çıkan bazı bilgiler hikâyenin bundan ibaret olmadığını gösteriyor.
Bunlardan biri 30 Ağustos 2016’da Wall Street Journal’da çıkan ve iyi Pentagon muhabirlerinin imzasını taşıyan bir haber.
http://www.wsj.com/articles/turkish-offensive-on-islamic-state-in-syria-caught-u-s-off-guard-1472517789
Fırat Kalkanı operasyonunun değerlendirildiği haberde 2015 yılı bahar ayında Türkiye ile ABD arasında Suriye’ye askerî müdahale konusunda görüşmeler yapıldığı iddia ediliyordu.
Türkiye’nin sınır ötesine 2 bin askerle girmesini içeren habere göre “Türk yetkililer operasyonun başlatılacağına dair siyasi iradeden öyle emindi ki, askerî kararı duyuran basın bildirileri bile hazırlanmıştı…”
Habere göre bu kadar hazırlık sırasında Ankara’nın Amerikan komandolarının da operasyona katılması önerisini Washington kabul etmemiş ve Türkiye’nin kara harekâtında destek verilecek muhalif grupları listesinde ABD’nin radikal bulduğu Ahrar-uş Şam’ın bulunması da ABD tarafından reddedilmiş.
Ama gazeteye göre 2015 yazında anlaşmayı çıkmaza sokan esas mesele şu cümlede: “Hem Pentagon liderleri hem bazı Türk generaller Ankara’nın önerilen misyonu yürütecek sayıda isyancıyı mobilize edip edemeyeceği konusunda şüpheleri dile getirince çıkmaza girdi…”
Cümlede bu konuda şüphesi olanların sadece Pentagon değil, bazı Türk generaller olduğu da dikkatinizi çekmiş olmalı.
O hâlde gelin ABD ile Türkiye, Suriye’ye Türkiye’nin askerî operasyonla girmesini konuşurken Türkiye’de ne olduğuna bakalım.
Ama önce Esad’ın çok tuhaf bir açıklamasını hatırlayarak başlayalım. Mart 2015’te Rus Sputnik’e röportaj veren Esad şöyle demişti:
“Suriye’de artık Türk ordusu olarak tanımlanamayacak olan Erdoğan’ın ordusu savaşıyor…”
http://www.dw.com/tr/erdo%C4%9Fan%C4%B1n-ordusu-suriyede-sava%C5%9F%C4%B1yor/a-19156269
Ardından 20 Nisan 2015’te Fuat Avni tweetleri:
“TSK’nın, binlerce askerin kaybıyla sonuçlanma riskini göz önünde bulundurarak ‘Suriye’ye girin’ emrine direnmesi Faşist’i delirtiyor…”
Parçaları birleştirmeye devam edelim.
7 Mayıs 2015’te CHP genel başkan yardımcısı Gürsel Tekin çıkıp “Türkiye iki gün içinde Suriye’ye girecek” dedi:
“Türkiye bu akşam ya da cuma günü yapacağı askerî bir operasyonla Suriye’ye girecek!.. Bu bilgiyi çok sağlam bir kaynaktan aldım. Sayın Başbakan’a sesleniyorum. Çıkın ‘Böyle bir çılgınlık yok. O iddia yanlış’ deyin. Beni yalanlayın!..”
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/271191/Gursel_Tekin_den_muthis_iddia__Turkiye_iki_gun_icinde_Suriye_ye_girecek.html
Suriye’ye askerî müdahale haberlerine en çok tepki gösterenlerden biri de Esad rejimine, başında eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı’nın olduğu heyetler gönderen Vatan Partisi’ydi.
http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/tskdan-suriye-ile-savasa-onay-yok-h59740.html
10 Mayıs 2015’te Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel sağlık sorunu gerekçesiyle 15 günlük rapor aldı. O günkü haberler şöyle devam ediyordu:
“Suriye’ye operasyon iddialarının konuşulduğu bir dönemde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in Genelkurmay Karargâhı’na gitmediğinin ortaya çıkması başkentte bir anda hareketli saatlerin yaşanmasına neden oldu.”
http://www.hurriyet.com.tr/genelkurmay-baskani-15-gun-rapor-aldi-28961566
Ertesi gün gazetelerde Özel’in 7 Haziran 2015 seçimlerinden önce Suriye’ye askerî operasyona karşı çıktığı için rapor aldığı yazıldı:
“Devlet koridorlarında Özel ile Erdoğan arasında geçen ‘çok sert bir diyalog’dan bahsediliyor, ‘Necdet Özel, Necip Torumtay örneğinde olduğu gibi kamuoyunu derinden sarsacak istifa yolunu seçmedi. Kendine has bir üslupla mesaj verdi’ deniyor. Artık Ankara’nın koridorlarında saklanamayan bir gerçek var. İpler koptu!..”
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ozel-ile-erdogan-arasinda-ipler-nasil-koptu-34421yy.htm
Gazetelerde çıkan bu haberleri, Genelkurmay bir açıklamayla yalanlamak zorunda kaldı.
http://cep.hurriyet.com.tr/detay/28971822
7 Haziran 2015’te seçimler oldu ve sandıktan tek başına iktidar çıkmadı.
15 Haziran’da PKK/PYD/YPG, Tel Abyad’ı DAEŞ’ten aldı.
26 Haziran 2015’de Cumhurbaşkanı meşhur konuşmasını yaptı ve o tweeti attı:
“Tüm dünyaya sesleniyorum: Bedeli ne olursa olsun, Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye'nin güneyinde devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz.”
https://twitter.com/rt_erdogan/status/614536973529804800?lang=tr
Aynı günlerde Cumhurbaşkanı başkanlığında yapılan üst düzey bir toplantıda Suriye’ye askerî müdahale konusunda TSK’ya hazır ol emri verildi. Masada olan aslında bir yıl sonra ancak yapılabilecek Fırat Kalkanı Operasyonu gibi seçenekti. Ama askerin hâlâ çekinceleri vardı:
“Hürriyet’in güvenilir kaynaklardan edindiği bilgiye göre, Tel Abyad’ın PYD’nin eline geçmesinden sonra Saray’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yapılan bir dizi Suriye güvenlik toplantısında ortaya çıkan güvenlik riskleri konuşuldu. Bölgede bir ‘Kürt devleti’ kurulması tehlikesiyle birlikte, Tel Abyad’ı kaybeden DAEŞ’in Esad’ın desteği ile batıya yönelmesiyle ortaya çıkan güvenlik riskleri değerlendirildi. TSK’dan tedbir alması istendi; ancak TSK, ortaya çıkacak risklere dikkat çekerek buna karşı çıktı. Başbakan Ahmet Davutoğlu ısrar edince TSK yazılı direktif istedi. Davutoğlu, TBMM’den 2014’te geçen tezkere, bu tezkere doğrultusunda Bakanlar Kurulu’nda alınan kararları da dikkate alarak tedbir alınması talebini yazılı bir direktif olarak askere iletti. Direktifte, Cerablus’tan Mare Hattına kadar olan bölgede bulunan DAEŞ’in Mare Hattını geçmesi hâlinde ortaya çıkacak risklere dikkat çekildi. Alınacak önlemlerle DAEŞ’in geriletilmesi, ÖSO’nun Cerablus’a kadar ilerlemesi durumunda Irak sınırından Yayladağı’na kadar bütün Suriye sınırının PYD ve ÖSO’nun kontrolüne geçeceğine dikkat çeken bir yetkili, ‘Bu sayede, DAEŞ ve Esad’a karşı mücadele çok hızlanır’ yorumunu yaptı. Ancak sivil ve askerî bürokrasi, ‘riskler taşıdığı’ gerekçesiyle operasyon içerecek tedbirleri öteledi ve çalışmalarını ağırdan aldı. Bir yetkili, ‘Hükümet kesin emir verirse TSK, Cerablus’a girmemek için direnir mi?’ sorusuna ‘Hayır, ama tüm riski siyasi irade üstüne almış olur’ dedi…”
http://www.hurriyet.com.tr/hazir-ol-emri-29394249
Ertesi günkü gazetelerde bu çekinceler hatta Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in istifa edebileceği haberleri yer aldı. O haberleri de hatırlayalım:
“Cumhurbaşkanlığı, Hükûmet, Dışişleri Bakanlığı, MİT: Yoğun çatışmaların yaşandığı Azez ve Mare’nin DAEŞ’in eline geçmemesi için ABD’nin Kobani ve Tel Abyad’da PYD’ye verdiği desteğin benzerinin TSK tarafından Suriyeli muhaliflere verilmesini istiyorlar. Ayrıca Cerablus’un ve ardından Azez’e dek uzanan 90 kilometrelik hattın, Kürt gruplar tarafından değil, Azez’de DAEŞ’i yenilgiye uğratıp doğuya doğru ilerleyebilecek Suriyeli muhaliflerin eline geçmemesinin Türkiye’nin çıkarına olacağı değerlendirmesini yapıyorlar. TSK ise el altından lojistik destek yapması yasal olarak mümkün değil diyor. Fırtına toplarının ya da Hava Kuvvetleri’nin kullanılması talebini, güvenlik tehdidi karşısında savunma amaçlı başvurulacak yöntem olarak değil ‘taarruz yöntemi’ olarak değerlendiriyor. Bu nedenle de bu adımı attığında uluslararası tepkilerin sert olacağından endişe ediyor ve saldırıya maruz kalmadıkça adım atmak istemiyor…”
http://www.hurriyet.com.tr/ankarada-bu-senaryo-konusuluyor-girme-hukumeti-bekle-vur-29406624
“Siyasetin kalbi Ankara’da ‘Suriye’ endeksli tartışmalar sürerken birçok iddia da gündeme getiriliyor. Bu iddiaların başında ise Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel bulunuyor. İddialara göre Suriye’ye girme konusu seçimden önce de gündeme geldi. Orgeneral Özel, baskılardan kurtulmak için sağlık operasyonunu bahane ederek ortamdan uzaklaştı. Şimdi ise tekrar baskılar arttı. Hatta Özel’in yeni genelkurmay başkanının bu operasyona karar vermesini isterken, baskıların artması durumunda ‘istifa’ kozunu da masada tuttuğu belirtiliyor. Hükümet kanadında ise başka bir görüş hâkim. Onlara göre de bu operasyona hangi komutan ‘evet’ diyecekse o genelkurmay başkanı olsun.”
http://www.gazetevatan.com/ankara-bu-iddiayi-konusuyor-ozel-istifa-edebilir--806683-gundem/ 28 haziran
“Genelkurmay, direktifin başarıyla icra edilebilmesi için ihtiyaç duyulan siyasi, askerî ve diplomatik altyapının doğabilecek riskleri bertaraf edecek biçimde hazırlanması yönünde görüşünü iletmiş durumda. Hükûmetin de bu görüşü dikkate aldığı anlaşılıyor.
Bölgeyle ilgili ve etkili Rusya, İran, ABD gibi devletlerle temas edilmesi ve hatta mümkünse Şam’la da iletişim kurulması altyapı oluşturulması yönünde dillendirilen öneriler arasında bulunuyor. Bu öneriler doğrultusunda Ankara’nın temaslara geçtiği de gelen bilgiler arasında. Ankara, Türkiye’nin stratejik olarak önemsediği Cerablus bölgesinin YPG’nin veya DAEŞ kontrolüne geçmesini önlemeye kararlı. Ancak bunun için TSK’nın bu bölgeye girmesi ve fiilen girerek kontrolü ele alması gerekmiyor. Ankara, TSK’nın bu bölgede YPG ve DAEŞ’e karşı güvenli kuşağı sınır ötesine yerleşmeden de sağlayacak güç ve kabiliyete sahip olduğunu hesaplıyor.”
http://www.milliyet.com.tr/-sorumluluktan-asla-kacmayiz-/siyaset/ydetay/2080186/default.htm
Sonuç ortada. Genelkurmay, askerî ve hukuksal gerekçelerle Fırat Kalkanı Operasyonu’nun 2015 yılında yapılmasını engelledi. Ordusunun ayak sürüdüğü ve bunun için de askerî gerekçeler ileri sürdüğü bir askerî operasyonu hükûmetin yapması da zordu.
Ağustos 2015’te Necdet Özel görevi Hulusi Akar’a devretti. Hulusi Akar, Özel’e göre hükûmetin Suriye politikasına daha yakın bir isimdi.
Ama bu kez 24 Kasım’da Türk jetleri sınır ihlali yapan bir Rus uçağını düşürdü. Suriye’ye askerî olarak girmenin önünde büyük bir engel ortaya çıktı.
Şubat 2016’da çıkan haberlerde TSK’nın Suriye’ye askerî olarak müdahale etme konusunda aynı yerde durduğu görülüyor:
Uluslararası toplumun Suriye’ye asker göndermesi konusunda Genelkurmay’ın iki önemli kararı var:
1) ABD, Rusya’nın tavrı nedeniyle BM’den karar çıkarılamayacağının farkında ve dolayısıyla böyle bir hazırlık yapmıyor.
2) Türk Silahlı Kuvvetleri BM Güvenlik Konseyi’nden bir karar alınmadıkça Suriye topraklarına ayak basmayacak.”http://www.hurriyet.com.tr/suudilerle-tatbikat-40052331
Sonuçta Fırat Kalkanı Operasyonu üç yıldır masadaydı ama Ağustos 2016’ya kadar yapılmadı. Bunda “Obama’nın fiyasko Suriye politikaları, Rusya’nın baskısından çok Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ayak sürümesi etkili oldu” diyebiliriz.
Sonuçta Rusya, uçağını düşürmüş Türkiye ile bile anlaşarak Fırat Kalkanı’na ses çıkarmadı. Nisan 2016’da Atlantic dergisine konuşan Obama da Erdoğan’ı “muazzam ordusunu Suriye’ye istikrar getirmek için kullanmayı reddetti” diye eleştirmişti. http://www.theatlantic.com/magazine/archive/2016/04/the-obama-doctrine/471525/
Hâlbuki, TSK’nın Suriye’ye müdahale etme konusundaki isteksizliği çok uzun süredir ABD’lilerin de malumuydu. 2011-14 arası Ankara’daki ABD büyükelçiliğindeki askerî-siyasi bölümünün başına olan Ed Stafford 2015’in başında ordunun gönülsüzlüğünü yazmıştı. http://www.washingtoninstitute.org/policy-analysis/view/explaining-the-turkish-militarys-opposition-to-combating-isis
Wall Street Journal’da bahsedilen Pentagon-TSK görüşmelerinde 2015’te Cerablus’a ÖSO ile girmeyi organize edip edemeyeceklerinden şüphe duyan “bazı Türk subayları”nın kim olduğunu tam olarak bilmiyoruz.
Daha sonra darbede Kurmay Albay Ömer Kulaç olduğu ortaya çıkan Analiz Harbi hesabının Eylül-Ekim 2015’te ne yazdığını da hatırlayalım:
“Necdet Paşa komşu devletlere yönelik harekâtlara sonuna kadar direndi. Güçlü hava savunmasından dolayı Suriye'de Hava Kuvvetlerini kaybetmemeliydi. Netice itibariyle TSK başından dolayı Suriye'ye girmeye soğuk baktı. Hükümetin isteği azıcık kabul görseydi, şimdi hâlimiz perişandı.”
“Savunma Planlaması, MİT'teki 3-5 kişinin kapasitesinin çok üzerinde bir iş. Necdet Özel, bu sebeple fantezi planlara posta koydu. Eğer emekli Genelkurmay Başkamızın koyduğu posta olmasa, şimdi Suriye harekât alanında Ruslarla ve silah sistemleriyle sevişiyor olacaktık. Uçuk gibi gelebilir ama en az 100 uçağımız düşmüş, 300 tankımız imha olmuşken arkada PKK ile uğraşıyor olacaktık. NATO umursar mıydı?”
Aynı kişinin darbe günü “Suriye ile ilişkiler iki ay içinde normale dönecek” diye tweetler attığını da ekleyelim.
Sonuçta eğer Türkiye bugün yaptığını üç, iki ya da bir yıl önce yapsaydı karşımızda bambaşka bir manzara olabilirdi. Halep bu hâlde olmazdı. PYD bu kadar mevzi kazanmamış olurdu.
Herhâlde bir gün Suriye’de neden geç kaldığımız sorusu dönemin darbeden tutuklu ya da dışarıdaki komutanlarına sorulur...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025